Danıştay Kararı 6. Daire 2016/9261 E. 2020/9708 K. 20.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/9261 E.  ,  2020/9708 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/9261
Karar No : 2020/9708

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- …
2- …
3- …
4- …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … ili, … ilçesi, … mahallesi, … ada, …, …, …, …, … ve … parsel sayılı taşınmazların bulunduğu alanda imar plan tadilatı yapılmasına ilişkin 02/09/2015 tarihli talebin zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; taşınmazların yirmi yılı aşkın zamandır kısıtlı durumda bulunduğu, fiili olarak 1/1000 ölçekli uygulama imar planındaki amacına uygun olarak kullanılmadığı gibi imar planı plan değişikliğine de gidilmediği, uygulama imar planının yürürlüğe girmesi üzerinden uzun zaman geçmesine karşın kamulaştırma yapılmadığı, bu nedenle davacıların mülkiyet hakkının belirsiz süreyle kısıtlandığı, İmar Kanununun 10. maddesi uygulanmak suretiyle dava konusu taşınmaz hakkında davacının talepleri dikkate alınarak işlem tesis edilmesi veya anılan taşınmaz imar programına alınarak kamulaştırma işlemlerinin gecikmeksizin sonuçlandırılması gerektiği, dava açıldıktan sonra davalı idare tarafından davacıya verilen cevapta da kamulaştırma işlemleri bakımından belirsizliğin devam ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İdarenin kamulaştırma yapmaya zorlanamayacağı, bütçe olanakları izin verdiğinde kamulaştırma işlemlerinin yapılacağı, fiili bir müdahale bulunmadığından taşınmazın imar planında kamusal alana ayrılması nedeniyle kısıtlı olduğunun söylenemeyeceği, sosyal donatı alanı olan park alanının kaldırılmasının Yönetmelik hükümleri doğrultusunda eşdeğer alan ayrılmasını gerektirdiği, davacının talebinin kişisel yararı ön planda tuttuğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyize konu kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Görülmekte olan davada, davacının talebinin, taşınmazlarının bulunduğu alanda yürürlükte olan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında değişiklik yapılarak taşınmazların fonksiyonunun park alanından ticaret alanına çevrilmesine yönelik olduğu, bu durumda, İdare Mahkemesince uyuşmazlığın esası hakkında karar verilebilmesi için imar planındaki amacı doğrultusunda kullanılması için idare tarafından uzun süredir herhangi bir işlem tesis edilmemiş olan dava konusu taşınmazların park alanı olarak planlanmasına ihtiyaç olup olmadığı ve anılan taşınmazların davacı talebi doğrultusunda ticaret alanı olarak planlanmasının mümkün olup olmadığı, mümkün ise kaldırılan park alanı için eşdeğer alan ayrılmasına olanak bulunup bulunmadığı, imar planı değişikliğinin Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin ilgili hükümleri bakımından uygun olup olmadığı hususları değerlendirilerek keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak verilen kararda hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle temyize konu mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Davacı, … ili, … ilçesi, … mahallesi, … ada, …, …, …, …, … ve … parsel sayılı taşınmazlarının, 1986 yılında onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında park alanına ayrıldığı, bu tarihten sonra herhangi bir işlem yapılmadığı, taşınmazın uzun süredir kullanılamaması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlaline neden olunduğu, taşınmazın çevresi gibi ticaret alanı olması gerektiği belirtilerek taşınmazın fonksiyonunun değiştirilerek kısıtlılığının kaldırılması talebiyle başvuruda bulunmuştur.
Davacı başvurusunun davalı idare tarafından zımnen reddi üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5. maddesinde nazım imar planı; varsa bölge planlarının mekâna ilişkin genel ilkelerine ve varsa çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklüklerini, nüfus yoğunlukları ve eşiklerini, ulaşım sistemlerini göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, plan hükümleri ve raporuyla beraber bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
İşlem tarihinde yürürlükte olan Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin “İmar planı değişiklikleri” başlıklı 26. maddesinde, “İmar planı değişikliği; plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü, sosyal ve teknik altyapı dengesini bozmayacak nitelikte, kamu yararı amaçlı, teknik ve nesnel gerekçelere dayanılarak yapılır. (2) İmar planlarında sosyal ve teknik altyapı hizmetlerinin iyileştirilmesi esastır. Yürürlükteki imar planlarında öngörülen sosyal ve teknik altyapı standartlarını düşüren plan değişikliği yapılamaz. (3) İmar planlarında bulunan sosyal ve teknik altyapı alanlarının kaldırılması, küçültülmesi veya yerinin değiştirilmesine dair plan değişiklikleri zorunluluk olmadıkça yapılmaz. Zorunlu hallerde böyle bir değişiklik yapılabilmesi için: a) İmar planındaki durumu değişecek olan sosyal ve teknik altyapı alanındaki tesisi gerçekleştirecek ilgili yatırımcı Bakanlık veya kuruluşların görüşü alınır. b) İmar planında yer alan yol hariç sosyal ve teknik altyapı alanlarının ve kamuya ait sosyal ve kültürel tesis alanlarının kaldırılabilmesi veya küçültülmesi ancak bu tesislerin hitap ettiği hizmet etki alanı içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılması suretiyle yapılabilir. Eşdeğer alanın ayrılmasında yüzölçümü ve konum özellikleri korunur. Bu alanların yerinin değiştirilmesinde, mevcut plandaki hizmet etki alanına göre aynı uygulama etabı veya bölge içinde kalması, yaya erişim mesafelerinin dikkate alınması ve yeni tespit edilen alanın tesisin yapılmasına müsait olması zorunludur.” düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Görülmekte olan davada, davacının 02/09/2015 tarihli başvurusunun, uyuşmazlık konusu taşınmazlara ilişkin imar planlarından kaynaklanan kısıtlılığın kaldırılması ve taşınmazın kullanım kararının ticari alan olacak şekilde değiştirilmesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının anılan başvurusunda, yapılması istenilen imar planı değişikliğinin ölçeğine ilişkin bir ifadenin yer almaması ve esasen taşınmazın kullanım kararının değiştirilmesi amacına yönelik olması hususları gözetildiğinde taşınmazın nazım ve uygulama imar planlarındaki park alanı fonksiyonunun değiştirilmesine, ticaret alanı olarak planlanmasına yönelik bir işlem tesis edilmesinin istenildiği görülmektedir.
Bu durumda, İdare Mahkemesince uyuşmazlığın esası hakkında karar verilebilmesi için imar planlarındaki amacı doğrultusunda kullanılması için idare tarafından uzun süredir herhangi bir işlem tesis edilmemiş olan dava konusu taşınmazların park alanı olarak planlanmasına ihtiyaç olup olmadığı ve anılan taşınmazların davacı talebi doğrultusunda ticaret alanı olarak planlanmasının mümkün olup olmadığı, mümkün ise kaldırılan park alanı için eşdeğer alan ayrılmasına olanak bulunup bulunmadığı, anılan imar planı değişikliğinin yukarıda bahsedilen Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin ilgili hükümleri bakımından uygun olup olmadığı hususları değerlendirilerek keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, dava konusu taşınmaz üzerindeki kısıtlılığın, uygulama imar planı değişikliği yapılmaksızın parselasyon ile çözümlenmesi halinde de ortadan kalkacağı anlaşılmaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 20/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.