Danıştay Kararı 6. Daire 2016/9014 E. 2020/13792 K. 25.12.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/9014 E.  ,  2020/13792 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/9014
Karar No : 2020/13792

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : 1- … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : ….
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: 18.03.1991 onay tarihli 1/1000 ölçekli Altunizade Bölgesi Uygulama İmar Planı ile dayanağı 1/5000 ölçekli Altunizade Nazım İmar Planının mülkiyeti davacıya ait İstanbul İli, Üsküdar İlçesi, … Mah. … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin kısmının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dosyada yer alan bilgi ve belgeler ile yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu 18.03.1991 onay tarihli 1/5000 ölçekli … Nazım İmar Planı ve 18.03.1991 onanlı 1/1000 ölçekli Altunizade Uygulama İmar Planının sayısal kadastral altlıkları içermediği, bu nedenle … parselden daha önceki terkinden (22.07.1985 onanlı 1/5000 ölçekli plana göre) sonra kalan parsel alanı (1046m2) üzerinden olmak üzere dava konusu imar planları ile yeniden yaklaşık %25 oranında kamuya terk alanı (park alanı) oluşturulmasının davacı yönünden mağduriyet oluşturacağı, dava konusu imar planlarında … parselin bitişiğinde yer alan park alanı fonksiyonunun dava konusu … parselin bir kısmının yeniden park alanına alınmak suretiyle genişletilmesinin, söz konusu park alanının niteliği ve dava konusu parseldeki ruhsatlı yapı dikkate alındığında gereklilik arz etmediği, söz konusu park alanının düzenlemesi bitmiş ve fiilen kullanılan bir alan olduğu, davaya konu … parselden yeniden (yaklaşık %25 oranında) park alarunj, terk işlemi çıkarılmasının şehircilik ilkeleri açısından uygun ve gerekli olmadığı, gerekçeleriyle dava konusu taşınmazı da kapsayan alanda yapılan imar planlarının anılan parsele yönelik kısmının şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
… BELEDİYE BAŞKANLIĞININ İDDİALARI: Davacı avukatla temsil edilmediği halde davacı lehine vekalet ücretine hükmedildiği, dava konusu uygulama imar planı değişikliğinin ise şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygun olduğu iddialarıyla temyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

… BELEDİYE BAŞKANLIĞININ İDDİALARI: dava konusu nazım imar planı değişikliğinin şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygun olduğu iddiasıyla temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyize konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ:
Uyuşmazlığın Esası Yönünden;
İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Vekalet Ücreti Yönünden;
Dosyanın incelenmesinden, davacının davayı bizzat takip ettiği, herhangi bir vekil tarafından temsil edilmediği, İdare Mahkemesi kararının hüküm kısmında karar tarihinde geçerli olan A.A.Ü.T uyarınca 1.000,00 TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verildiği görülmüştür.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. Maddesinin yargılama giderleri yönünden yollamadan bulunduğu Hukuk Muhakemeleri Kanununun 323. maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendinde, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı görüldüğünden, vekille temsil edilmeyen davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, İdare Mahkemesi kararının vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısım yönünden ise bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY : 18.03.1991 onay tarihli 1/1000 ölçekli Altunizade Bölgesi Uygulama İmar Planı ile dayanağı 1/5000 ölçekli Altunizade Nazım İmar Planının mülkiyeti davacıya ait İstanbul İli, Üsküdar İlçesi, … Mah. … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin kısmının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesinde; “Bu kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemnin sükununu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler ile elektronik işlemler Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu” hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Yargılama giderlerinin kapsamı” başlıklı 323. maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendinde, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlığın esası yönünden;
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın bu kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Vekalet ücreti yönünden;
Dosyanın incelenmesinden, davacının davayı bizzat takip ettiği, herhangi bir vekil tarafından temsil edilmediği, İdare Mahkemesi kararının hüküm kısmında karar tarihinde geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.000,00 TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verildiği görülmüştür.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesinin yargılama giderleri yönünden yollamada bulunduğu Hukuk Muhakemeleri Kanununun 323. maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendinde, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı görüldüğünden, vekille temsil edilmeyen davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararının vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmında isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarelerin temyiz isteminin İdare Mahkemesi kararının esası yönünden reddine, vekalet ücretine hükmedilmesi yönünden ise kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının esas yönünden ONANMASINA, vekalet ücreti yönünden ise BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 25/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.