Danıştay Kararı 6. Daire 2016/8782 E. 2020/9587 K. 15.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/8782 E.  ,  2020/9587 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/8782
Karar No : 2020/9587

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
VEKİLİ : Av. …

DAVACI YANINDA MÜDAHİLLER: 1- …
2- …
3- …

KARŞI TARAF (DAVALILAR): 1- …Belediyesi Başkanlığı – …
VEKİLİ : Av. …
2- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: İstanbul ili, Çekmeköy ilçesi, … Mahallesi, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda Çekmeköy Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla kabul edilen ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve …sayılı kararıyla onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile dayanak İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen rapor, ek rapor ile dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, Çekmeköy Belediyesi tarafından hazırlanan 1/1000 ölçekli plan raporunda, eğitim tesisleri, sağlık tesisleri, yeşil alan ve spor alanı gibi donatı alanlarının standartların altında olduğu, dava konusu sosyal donatı alanlarının erişilebilirliğinin kentsel yaşam kalitesinin artırılmasında yararlı olduğu, dava konusu parselin üst ölçekli 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında uzun mesafeli koruma kuşağında havza içi rehabilite edilecek alan kullanımında yer aldığı, koruma kuşağında yer alan dava konusu parsele getirilen yoğunluğun İSKİ İçmesuyu Havza Yönetmeliğinde belirlenenin üstünde olduğu, kentin çeperinde ve orman alanlarının hemen yanında yer alan alanların yoğunluklarının, mevzuatın üstünde değerlere sahip olmasının, kentin orman alanlarına doğru büyümesini teşvik edeceği, mevcut nüfusun 2012 TÜİK verilerine göre 24.819 kişi, plan ile önerilen maksimum nüfusun ise 67.056 olduğu, planda verilen donatı fonksiyonunun bölgenin gelecekteki projeksiyon nüfusu ve bu nüfusun ihtiyaç duyacağı donatı alanlarının sağlanması açısından olumlu olduğu, dava konusu taşınmazın “yeşil alan” olarak ayrılmasının kişi başına düşen yeşil alan miktarı standartların çok altında olan İstanbulda, planlama esasları, şehircilik ilkeleri ve kamu yararına uygun olduğu, planlarda açık alan olarak kurgulanan donatı alanlarının (park ve dinlenme alanları, yeşil alanlar…vb.) olası bir deprem gerçekleştiğinde hem hayati hem de zaruri bir rol üstleneceği, mahkeme kararıyla iptal edilen önceki nazım imar planında dava konusu taşınmazın yaklaşık 5000 m2’lik kısmının K5 rumuzlu konut alanında (yoğunluk 200 ki/ha, H max 6 kat) yaklaşık 8100 m2 kısmının ise spor tesis alanına kaldığı, uyuşmazlık konusu 1/5.000 ölçekli nazım imar planında ise taşınmazın yaklaşık 5000 m2’si K3 rumuzlu konut alanlarında (yoğunluk 200 ki/ha, h max:6 kat) , 8100 m2’lik kısmı ise park ve dinlenme alanları ve orman alanı + spor tesis alanında kaldığı, uyuşmazlık konusu plan ile yapılaşmaya esas alan büyüklüğünün ve yoğunluğunun değişmediği, söz konusu parselde sosyal donatı alanı olarak ayrılan alanın içeriğinde bir değişikliğin yapıldığı, parselden donatı alanı arttırılırken yapılaşmaya konu alanın emsal değeri, kat yükseklikleri arttırılarak bir anlamda mağduriyetin giderildiği, planlama alanında bulunan 2B parselleri şerhinin kaldırılması sonrasında parseller üzerinde uygulama yapılabileceği göz önünde bulundurulduğunda plan sahası içinde yer alan ve planlanan nüfusa hizmet edebilecek yeşil alanların halihazırda aktif olmamaları, süreç içerisinde uygulamaların gerçekleşip dönüşümün yaşanacağı, bununla birlikte orman alanına yakın ve mevcut karakteristiği göz önünde bulundurularak bu dönüşümün en uygun olduğu alanların park olarak yer seçiminin yapılması uygulamanın gerçekleşebilirliğini artırmakta olduğu, dava konusu planların bölgenin özelliklerine uygun olduğu, dava konusu planların plan hiyerarşisine aykırı olmadığı, bölgenin alt ve üst yapısı düşünüldüğünde yapılan planlarda kamu yararı olduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu parselden yapılan kesintinin diğer komşu bölge ve parsellerden çok fazla olduğu, bu durumun külfetin eşit ve adil dağıtılması ilkesine aykırı olduğu, önceki planlarda parselin tümünün konut alanında olduğu ve kazanılmış hakkının bulunduğu, mevzuata aykırı olarak 2. kez düzenleme ortaklık payı kesildiği, eksik inceleme yapıldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
…Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından, dava konu kararın hukuk ve usule uygun olduğu, onanması gerektiği savunulmaktadır.
… Belediyesi Başkanlığı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dosyasının incelenmesinden, dava konusu taşınmazı kapsayan alanda Çekmeköy Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla kabul edilen ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile dayanak İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve… sayılı kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde, “nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan; uygulama imar planı da; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 6. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde ise, planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmış, her planın bir üst kademedeki plana uygun olarak hazırlanması zorunluluğu getirilmiştir.
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan, Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 3. maddesinde sosyal altyapı; eğitim, sağlık, dini, kültürel ve idari yapılar ile park, çocuk bahçeleri gibi yeşil alanlara verilen genel isimler, aktif yeşil alan; park, çocuk bahçesi ve oyun alanları olarak ayrılan sahalar, olarak tanımlanmıştır.
Anılan Yönetmeliğin 29. maddesinde; “İmar planında gösterilen yolların genişletme, daraltma ve güzergahına ait imar planı değişikliklerinde, 1) Devamlığı olan bir yol belli bir kesimde daraltılamaz. 2) Yolların kaydırılmasında, mülkiyet ve yapılaşma durumu esas alınır. 3) İmar planlarındaki gelişme alanlarında (7,00) metreden dar yaya, (10,00) metreden dar trafik yolu açılamaz, Meskun alanlarda mülkiyet ve yapılaşma durumlarının elverdiği ölçüde yukarıdaki standartlara uyulur. 4) İmar planı değişikliği ile çıkmaz sokak ihdas edilemez. 5) İmar planı içinde kalan karayolu, kent içi geçişinin değiştirilmesi durumunda, Karayolları Genel Müdürlüğü’nden alınacak görüşe uyulur.” kuralına yer verilmiştir.
Yürürlükte bulunan Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 5.maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde, kültürel tesis alanı, toplumun kültürel faaliyetlerine yönelik hizmet vermek üzere kütüphane, halk eğitim merkezi, sergi salonu, sanat galerisi, müze, konser, konferans, kongre salonları, sinema, tiyatro ve opera gibi fonksiyonların yer aldığı kamu veya özel mülkiyetteki alanlar olarak tanımlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlığın dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında davacıya ait parselde yer verilen 10 m’lik yol bakımından değerlendirilmesi:
Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin gerek yukarıda içeriğine yer verilen düzenlemesi gerekse Ek 2-a ve Ek 2-b’de yer verilen 1/1000 ölçekli uygulama ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı lejandlarına göre trafik yolu olan 10,00 metre ve üzerindeki en kesitli yolların, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümünü gösterecek olan 1/5000 ölçekli nazım imar planında yer alması gerekirken, daha dar en kesitli olan yaya yollarının (7,00 metrelik) ise üst ölçekli nazım imar planında yer almadan da 1/1000 ölçekli uygulama imar planında gösterilmesi mümkündür.
Uyuşmazlıkta, dava konusu uygulama imar planında davacıya ait parselden geçen 10,00 metrelik yolun üst ölçekli nazım imar planında yer almadığı görüldüğünden üst ölçekli nazım imar planına aykırı olan dava konusu uygulama imar planında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Uyuşmazlığın 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile, 1/1000 ölçekli uygulama imar planının yol haricindeki kısımları yönünden;
Temyize konu İdare Mahkemesi kararının bu kısmında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacıların temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında 10 m’lik yolda kalan kısmı yönünden oyçokluğuyla BOZULMASINA, kararın diğer kısımlar yönünden oybirliğiyle ONANMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 15/10/2020 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY :Uyuşmazlıkta, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında taşınmazların bir kısmının 10 metre enkesitli imar yolunda kaldığı, bu 10 metre enkesitli yolun ise 1/5000 ölçekli nazım imar planında yer almadığı anlaşılmaktadır.
3194 sayılı Kanunun Tanımlar başlıklı 5. maddesindeki nazım ve uygulama imar planlarının tanımları göz önünde bulundurulduğunda, ana ulaşım sisteminin, bu bağlamda birinci ve ikinci derecedeki ulaşım yollarının nazım imar planı ile daha alt düzeydeki tali nitelikte üçüncü derece ve daha altındaki yolların ise uygulama imar planları ile düzenlenmesi gerekeceği görülmektedir.
Ayrıca ana ulaşım sistemi dışındaki hangi enkesitli yolun nazım imar planında gösterilmesi gerekeceği hususu yolun enkesitinden ziyade, imar planı içerisinde ulaşım sistemi bakımından üstlendiği fonksiyonla ilişkili olması gerekir.
Ölçeği gereği genel kullanım kararları ile başlıca bölge tiplerini belirleyen nazım imar planının, uygulama imar planıyla düzenlenmesi gereken imar adaları oluşturulmadan belirtilen nitelikteki yol kullanımını ihdas etmesinin planlama ilkeleri bakımından mümkün olmadığı, nitekim uyuşmazlığa konu “yol” un geçtiği bölgede nazım imar planında ada bazında bir düzenleme yapılmadığı nazım imar planı paftasının incelenmesinden görülmekte olduğu gözetildiğinde, bu kapsamda özellikle yapı adalarını ve bu bağlamda da farklı kullanım kararlarına konu alanları birbirinden ayıran ve bunlar arasındaki ulaşım ihtiyacının karşılanmasına yönelik yolların uygulama imar planı kararı ile getirilebileceğinde hiçbir duraksama bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının, onanması gerektiği oyuyla Dairemiz kararırının bozma kısmına katılmıyorum.