Danıştay Kararı 6. Daire 2016/8391 E. 2020/12932 K. 16.12.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/8391 E.  ,  2020/12932 K.
T.C.

D A N I Ş T A Y

ALTINCI DAİRE

Esas No : 2016/8391

Karar No : 2020/12932

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … İnşaat Turizm ve Ticaret A.Ş.

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALILAR): 1- …Büyükşehir Belediye Başkanlığı – …

VEKİLİ : Av. …

2- … Belediye Başkanlığı – …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: İstanbul İli, Çekmeköy İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın da bulunduğu alana ait Çekmeköy Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla kabul edilen ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve …sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli Çekmeköy Ömerli Mahallesi Doğu Bölgesi Uygulama İmar Planının mezkur taşınmaz yönünden iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; İdare Mahkemesince, davacıya ait taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ve 1/5000 ölçekli nazım imar planında aynı fonksiyona ayrıldığı görülmekte olup alt ölçekli planın üst ölçekli plana aykırı bir hüküm getirmediği dolayısıyla alt-üst ölçekli planlar arasında bir uyumsuzluk bulunmadığı anlaşıldığından plan hiyerarşisine uygun bulunan dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında davacıya ait taşınmaz bakımından imar mevzuatına aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Duruşma istemininde bulunmalarına rağmen İdare Mahkemesince duruşma yapılmadığı, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında öngörülen 12 metrelik yolun 1/5000 ölçekli nazım imar planında gösterilmediği anlaşıldığından planların kademeli birlikteliği ilkesine aykırılık bulunduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFLARIN SAVUNMASININ ÖZETİ: Usul ve yasaya uygun olan temyize konu İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : İstanbul İli, Çekmeköy İlçesi, …Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın da bulunduğu alana ait Çekmeköy Belediye Meclisinin … tarih ve …sayılı kararıyla kabul edilen ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli Çekmeköy Ömerli Mahallesi Doğu Bölgesi Uygulama İmar Planının 04.12.2014 – 04.01.2015 tarihleri arasında askıya çıkarıldığı, davacı tarafından 29.12.2014 tarihinde anılan plan ile taşınmazında öngörülen 12 metre en kesitli imar yolu ile taşınmazının bütünlüğünün bozulduğu iddiasıyla Çekmeköy Belediye Başkanlığına itiraz edildiği, itirazın zımnen reddi üzerine de 23.03.2015 tarihinde söz konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İşlem tarihinde yürürlükte olduğu şekliyle, 3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde, nazım imar planı; varsa bölge planlarının mekâna ilişkin genel ilkelerine ve varsa çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklüklerini, nüfus yoğunlukları ve eşiklerini, ulaşım sistemlerini göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, plan hükümleri ve raporuyla beraber bütün olan plan; uygulama imar planı da; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.

Aynı Kanunun 6. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde, ise planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmış, her planın bir üst kademedeki plana uygun olarak hazırlanması zorunluluğu getirilmiştir.

İşlem tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 29.maddesinde; “İmar planında gösterilen yolların genişletme, daraltma ve güzergahına ait imar planı değişikliklerinde 1) Devamlığı olan bir yol belli bir kesimde daraltılamaz. 2) Yolların kaydırılmasında, mülkiyet ve yapılaşma durumu esas alınır. 3) İmar planlarındaki gelişme alanlarında (7,00) metreden dar yaya, (10,00) metreden dar trafik yolu açılamaz, Meskun alanlarda mülkiyet ve yapılaşma durumlarının elverdiği ölçüde yukarıdaki standartlara uyulur. 4) İmar planı değişikliği ile çıkmaz sokak ihdas edilemez. 5) İmar planı içinde kalan karayolu, kent içi geçişinin değiştirilmesi durumunda, Karayolları Genel Müdürlüğü’nden alınacak görüşe uyulur.” kuralı yer almıştır.

Dava konusu imar planının onaylanma aşamasında 14.06.2014 tarih ve 29030 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin “İmar planı değişiklikleri” başlıklı 26.maddesinde, “İmar planında gösterilen yolların genişletme, daraltma ve güzergahına ait imar planı değişikliklerinde:

a) Devamlılığı olan bir yolun belli bir kesimde şerit sayısı azaltılamaz ve daraltılamaz.

b) Yolların kaydırılmasında, mülkiyet ve yapılaşma durumu dikkate alınır.

c) İmar planlarındaki gelişme alanlarında geçiş amaçlı 3,00 metreden dar yaya yolu, 10,00 metreden dar trafik yolu açılamaz; yerleşik alanlarda mülkiyet ve yapılaşma durumlarının elverdiği ölçüde yukarıdaki standartlara uyulur. Ancak parseller 7,00 metreden dar yollardan mahreç alamaz.

ç) İmar planı değişikliği ile taşıt geri dönüş kurbu olmayan çıkmaz yol ihdas edilemez.

d)İmar planlarında Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğunda olan karayollarında yapılacak her türlü değişiklikte bu Kuruluştan alınacak görüşe uyulur.

e) Plan alanındaki trafik hacimleri ile yeni getirilen kullanımların trafik üretme ve trafik çekme hacimleri dikkate alınarak yol ve kaldırım genişlikleri belirlenir.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen hükümler uyarınca, planlar arasındaki hiyerarşi kapsamında nazım imar planından sonra yapılacak olan uygulama imar planının, nazım imar planına uygun yapılması gerekmektedir.

Gerek (mülga) Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin ve Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin yukarıda içeriğine yer verilen düzenlemeleri, gerekse mülga yönetmeliğin Ek-2-a ve Ek-2-b kısmında düzenlenen 1/1000 ve 1/5000 ölçekli lejandlarına göre, taşıt yolu olan 10,00 metre üzerindeki en kesitli yolların ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümünü gösterecek olan 1/5000 ölçekli nazım imar planında yer alması gerekirken, daha dar en kesitli olan yaya yolunun (7,00 metrelik) ise üst ölçekli nazım imar planında yer almadan da 1/1000 ölçekli uygulama imar planında gösterilmesinin mümkün olduğu sonucuna varılmıştır.

Uyuşmazlığa konu olayda, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında davacıya ait taşınmazda planlanan 12 metre en kesitli yolun dayanağı olan 1/5000 ölçekli nazım imar planında gösterilmediği anlaşılmaktadır..

Bu durumda, dayanak 1/5000 ölçekli nazım imar planında gösterilmeyen 12 metre genişliğindeki yolun dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında gösterilmesinin, uygulama imar planını dayanağı nazım imar planına aykırı hale getirdiği sonucuna ulaşıldığından, dava konusu uygulama imar planında hukuka uyarlık; İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

Öte yandan, davacı tarafından 07.09.2015 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren savunmaya cevap dilekçesi ile duruşma isteminde bulunulduğu ve İdare Mahkemesince duruşma yapılması zorunlu olduğu halde duruşma yapılmamasında usul hükümlerine uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

Davacının İdare Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde duruşma isteminde bulunduğu, ancak İdare Mahkemesi tarafından duruşma yapılmayarak davanın reddine karar verildiği, bu kararın davacı tarafından temyiz edildiği ve temyiz dilekçesinde duruşma yapılmadan karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu yönünde de itirazlarda bulunulduğu görülmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü” başlıklı 11. maddesinde; Anayasa hükümlerinin, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu ifade edilmiş, “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesinde de: “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” hükmüne yer verilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 17. maddesinde, Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinde açılan iptal ve yirmibeşbin Türk Lirasını aşan tam yargı davaları ile tarh edilen vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları toplamı yirmibeşbin Türk Lirasını aşan vergi davalarında, taraflardan birinin isteği üzerine duruşma yapılacağı, duruşma talebinin dava dilekçesi ile cevap ve savunmalarda yapılabileceği düzenlemeleri yer almış, 18. maddesinde de, duruşmaların açık olarak yapılacağı, genel ahlakın veya kamu güvenliğinin gerekli kıldığı hallerde, görevli daire veya mahkemenin kararı ile, duruşmanın bir kısmı veya tamamının gizli olarak yapılacağı, duruşmaları başkanın yöneteceği, duruşmalarda taraflara ikişer defa söz verileceği, taraflardan yalnız biri gelirse onun açıklamalarının dinleneceği, hiç biri gelmezse duruşmanın açılmayacağı, incelemenin evrak üzerinde yapılacağı hükümlerine, 19. maddesinde ise, duruşma yapıldıktan sonra en geç onbeş gün içinde karar verileceği, ara kararı verilen hallerde, bu kararın yerine getirilmesi üzerine, dosyaların öncelikle inceleneceği hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında da, “usul hükümlerine uyulmamış olunması”nın bozma sebebi olduğu belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca usulüne uygun olarak davacının duruşma isteminde bulunması halinde, mahkemelerce söz konusu hüküm uyarınca duruşma yapılmasının zorunlu olduğu sonucuna varılmıştır.

Bu durumda, davacı tarafından savunmaya cevap dilekçesinde duruşma isteminde bulunulduğundan duruşma yapılmadan verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,

2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,

4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 16/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.