Danıştay Kararı 6. Daire 2016/7685 E. 2020/9273 K. 13.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/7685 E.  ,  2020/9273 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/7685
Karar No : 2020/9273

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1- …
2- …
3- …
4- …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı – …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parseli de kapsayan alanda parselasyon yapılmasına ilişkin Kdz. Ereğli Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı işleminin ve bu işlemin dayanağı olan Kdz. Ereğli Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile kabul edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dava dosyası ile yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, 1/5000 ölçekli nazım imar planında dava konusu parselin bir kısmına “eğitim kampüs alanı” kullanımı getirildiği, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ise üst ölçekli planda getirilen kullanım kararının korunduğu, bu durumda 1/1000 ölçekli uygulama imar planının üst ölçekli nazım imar planına, planlama tekniklerine, kamu yararına uygun olduğu, parselasyon işlemine ilişkin düzenleme sınırının mevzuata uygun belirlendiği, düzenleme ortaklık payının (DOP) doğru hesaplandığı, parsellerden eşit oranda DOP kesintisi yapıldığı, minimum parsel büyüklüğü şartı nedeniyle davacı hisselerinin DOP kesintisi ve müstakil olarak tahsis edilen parseller dışında kalan kısmının (572,29 m²) hisselendirilmesinin teknik zorunluluk olduğu, parselasyonda hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Temyiz edilen kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dosyanın incelenmesinden; …İli, … İlçesi, …Mahallesi, …ada, …sayılı parseli kapsayan alanda parselasyon yapılmasına ilişkin Kdz. Ereğli Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı işleminin ve bu işlemin dayanağı olan Kdz. Ereğli Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile kabul edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
İşlem tarihinde yürürlükte olduğu şekliyle 3194 sayılı İmar Kanununun “Tanımlar” başlıklı 5.maddesinde, “Nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan” olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8.maddesinin 14.fıkrasında ise, “Kamu kurum ve kuruluşları veya plan müellifleri; ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından plana ilişkin görüşlerini alır. Kurum ve kuruluşlar, görüşlerini en geç otuz gün içerisinde bildirmek zorundadır. Görüş bildirilmesi için etüt ve analiz gibi uzun süreli çalışma yapılması gereken hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının talebi üzerine otuz günü geçmemek üzere ilave süre verilir. Bu süre içerisinde görüş bildirilmediği takdirde plan hakkında olumsuz bir görüşün bulunmadığı kabul edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
İşlem tarihinde yürürlükte olan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 14.maddesinde, “Planların hazırlanması sürecinde, planı düzenlenecek alan ve yakın çevresindeki alanlarda aşağıda genel başlıklar halinde belirtilen konular ile planlama alanının özelliğine ve plan türüne göre diğer konularda ilgili kurum ve kuruluşlardan veriler elde edilir: 1- Planlama alanının yeri, 2- Yönetim yapısı, idari bölünüş, sınırlar, 3- Fiziksel yapı, a) Jeolojik durum, b) Akarsular, taşkın alanları, c) İklim, d) Toprak kabiliyeti, e) Tarım alanları, tarımsal arazi kullanımı, f) Sulama alanları, g) Bitki örtüsü, h) Yeraltı ve yüzeysel su kaynakları, havzaları ve özellikleri, 4- Maden kaynakları, 5- Çevresel kaynaklar ve koruma alanları, a) Korunması gerekli kültür ve tabiat varlıkları ve alanları, b) Sulak alanlar, c) Özel çevre koruma alanları, d) Orman alanları, e) Ekolojik açıdan korunması gerekli alanlar, f) Milli Parklar, 6- Demografik yapı, 7- Sosyal yapı, 8- Ekonomik yapı, 9- Teknik altyapı, a) Ulaşım, b) Enerji, c) Çöp, d) İçme suyu, e) Kanalizasyon, 10- Arazi kullanımı, 11- Sektörel yapı, 12- Askeri alanlar, 13- Mülkiyet yapısı, 14- Yerleşme alanları ile ilgili özellikler
Planlama alanı ve yakın çevresi ile alanın bölge veya kent bütünü içindeki konumunu belirlemek üzere eşik analizi, yerinde yapılan incelemeler gibi fiziksel çalışmalarla birlikte, bilimsel tekniklere ve yöntemlere dayalı, yeterli nitelikte ve kapsamda ekonomik, sosyal, kültürel, politik, tarihi, sektörel ve teknolojik araştırmalar yapılır, ilgili kurum ve kuruluşların görüş ve önerileri alınır.
Plan kararları, yapılan inceleme ve araştırma sonuçları değerlendirilerek oluşturulur. Plan raporunda, yapılan tüm inceleme ve araştırmalar, alınan görüş ve öneriler ve yapılan değerlendirmelerle birlikte, planın gerçekleştirilmesini sağlayacak uygulama araçları, kurumsal yapı ve denetim konularına dair ilkeler de yer alır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinde, imar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri, malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın, birbirleri ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve resen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyelerin yetkili olduğu sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkilerin valilikçe kullanılacağı hükmüne yer verilmiştir.
İşlem tarihinde yürürlükte olan İmar Kanununun 18. maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile ilgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, düzenleme sahasının, sınırı tespit edilerek düzenlenmesine karar verilen saha olduğu, (b) bendinde, düzenleme sınırının, düzenlenecek imar adalarının imar planına göre yol, meydan, park, genel otopark, yeşil saha gibi umumi hizmetlere ayrılan ve tescile tabi olmayan alanlar ile cami ve karakol yerlerini çevreleyen sınır olduğu belirtilmiş, aynı Yönetmeliğin “Düzenleme sahalarının tespiti esasları” başlıklı 5. maddesinde, “Belediye ve mücavir alan sınırı içinde belediyeler, belediye encümeni kararı ile; dışında valilikler, il idare kurulu kararı ile; 5 yıllık imar programlarında öncelik tanımak ve beldenin inkişaf ve ihtiyaç durumuna göre, yeterli miktarda arsayı, konut yapımına hazır bulunduracak şekilde düzenleme sahalarını tespit etmek ve uygulamasını yapmak mecburiyetindedir. Konut yapımına hazır arsa sayısının, bir önceki yıl verilen inşaat ruhsatından az olmamasına dikkat edilir. Belirlenen düzenleme sahası bir müstakil imar adasından daha küçük olamaz. Ancak, imar adasının büyük bir kısmının imar mevzuatına uygun bir şekilde teşekkül etmiş olması nedeniyle, yeniden düzenlemesine ihtiyaç bulunmaması ve diğer kısmında birkaç taşınmaz malın tevhid ve ifraz yoluyla imar planı ve imar mevzuatına uygun imar parsellerinin elde edilmesinin mümkün olduğu hallerde, adanın geri kalan kadastro parselleri müstakil bir imar düzenlemesine konu teşkil edebilir.” kuralına; “Düzenleme sınırının geçirilmesi” başlığını taşıyan 6. maddesinde ise: “Düzenleme Sınırı; a) İskan sahasının bittiği yerlerde iskan sınırından, b) İskan sahası içindeki yollarda yol ekseninden, c) İbadet yeri ve karakol yerlerinin dış sınırından, yeşil alan ve genel otopark alanlarının düzenleme ortaklık payı oranı ve uygulamaya alınan parsel sınırına göre uygun görülecek yerinden geçirilir. Ancak, imar planlarında gösterilmiş düzenleme sınırları varsa bu durum dikkate alınır. Düzenleme sınırının herhangi bir parseli iki veya daha fazla parçaya bölmesi halinde; sınır, bu parçalardan düzenleme sahası dışında kalan başka bir imar adasına girmeyenleri varsa bunları da içine alacak şekilde geçirilir. Parsel büyük ise, ifraz yapılarak ifraz sınırından geçirilir.” kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İmar planlarının, planlanan yörenin bugünkü durumunun, olanaklarının ve ilerideki gelişmelerinin gerçeğe en yakın şekilde saptanabilmesi için coğrafi veriler, beldenin kullanılışı, donatımı ve mali bilgiler gibi konularda yapılacak araştırma ve anket çalışmaları sonucu elde edilecek bilgiler ışığında, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kentin kendine özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli alanları arasında olan bağlantıları, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri, güvenlik ve sağlığı ile ilgili konular göz önüne alınarak hazırlanması gerekmektedir.
İdare mahkemesince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda yalnızca 1/1000 ölçekli uygulama imar planının 1/5000 ölçekli nazım imar planına uygunluğu açısından inceleme yapıldığı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planının üst ölçekli imar planlarına uygun olması gerekmekle birlikte kendi içinde imar mevzuatı, şehircilik ilkeleri ve planlama teknikleri açısından da değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, dava konusu taşınmazın çevresi ile birlikte değerlendirilmesi suretiyle planlama bölgesinde imar mevzuatında öngörülen asgari eğitim kampüs alanı, park, ibadet alanı standardını sağlayıp sağlamadığı, nazım ve uygulama imar planı onama sınırı içerisinde ve mezkur taşınmazlar ile yakın çevresinin eğitim kampüs alanı, park, ibadet alanına ihtiyacı bulunup bulunmadığı, söz konusu taşınmazların konum, büyüklük, yer seçimi, kullanılabilirlik, erişilebilirlik ve karayolunun bitişiğinde olduğu göz önünde bulundurularak yaya ve trafik güvenliği yönünden eğitim kampüs alanı, park, ibadet alanı fonksiyonuna uygun olup olmadığı, davacının taşınmazının eğitim kampüs alanı, park, ibadet alanı, yol olarak ayrılmasının uygunluğu ile planlanan yörenin nüfus, çevre, ulaşım, trafik gibi ilişkilerinin kapsamlı bir biçimde incelenerek plan bütünlüğü, sürekliliği, üst ölçek plan ana kararları, ilkeleri, stratejileri göz önüne alınarak şehircilik ilkeleri ve planlama esasları açısından değerlendirme yapılmak suretiyle dava konusu planlar hakkında karar verilmedilir.
Uyuşmazlığın parselasyon işlemi yönünden, dava konusu parselin kısmen uygulamaya dahil edildiği, etaplama ile imar planı ve parselasyon yapılması halinde de anılan mevzuat hükümlerine uygun olarak parselasyon düzenleme sınırının geçirilmesi gerektiği, parselasyon işleminde düzenleme sınırının belirlenirken yukarıda belirtilen mevzuata uygun olup olmadığı ve düzenleme sınırına dahil edilmesi gereken tüm taşınmazların dahil edilip edilmediği, düzenleme sınırının tamamının yol ekseninden geçirilmemesinin ve yapı adalarının içinden geçirilmesinin fiili veya hukuki bir imkansızlıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, düzenleme sınırının, dayanak alınan imar planına göre farklı geçirilip geçirilemeyeceği, düzenleme sahasına ilişkin sağlıklı bir ölçümleme yapılıp yapılmadığının incelenmesi gerekmektedir.
Öte yandan, dağıtım cetvelleri incelenerek tam ve eksiksiz olarak incelenmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamu ortaklık payı, ferdileştirme, yoldan ihdas gibi hususlar bakımından parselasyon işleminin hukuka uygunluğunun denetimi yapılmalıdır.
Bu durumda, dağıtım cetvellerinin eksik ve yetersiz olduğu anlaşıldığından belirtilen hususların açıklığa kavuşturulması için taşınmazın yer aldığı imar planları ile parselasyona ilişkin dağıtım cetvelleri getirtilerek gerekirse yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava hakkında bir karar verilmesi gerekmekte olup; eksik incelemeye dayalı mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 13/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.