Danıştay Kararı 6. Daire 2016/6686 E. 2020/11454 K. 25.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/6686 E.  ,  2020/11454 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/6686
Karar No : 2020/11454

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ….
2- … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Ankara ili, Pursaklar ilçesi, …. Mahallesi, ….. Mevkii, eski … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazları kapsayan alanda yapılan … Belediye Encümeninin … tarihli, …. sayılı kararı ile kabul edilen ve … Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarihli, …. sayılı kararı ile tadilen onaylanan … Etap parselasyon işlemi ile dayanağı olan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının 5747 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi gereğince onaylanmasına ilişkin … Büyükşehir Belediye Meclisi’nin … tarihli ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgenin üst kademe 1/25000 ölçekli 2023 Başkent Nazım Planında “düzeltilecek, sağlıklaştırılacak alanlar” tanımı ile “mevcut gelişme konut alanı”nda kaldığı, bölgenin ihtiyaçları gözetilerek alanın kentsel merkez olarak öngörülmesinin üst ölçekli plan hükümlerine uygun olduğu, planda idari ve sosyal tesislerin yoğunlaştığı alana isabet eden kadastral parselin bulunduğu yerden imar parseli tahsisi yapılmasının mümkün olmadığı, teknik zorunluluklardan dolayı başka yerden tahsis yapıldığı, yeni parselin öncekine eşdeğer olduğusonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemler hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu taşınmazların 10 yıldır imar parseli olduğu, mülkiyet hakkının ihlal edildiği, dava konusu işlem ile tahsis edilen taşınmazın eşdeğer parsel olarak değerlendirilmeyeceği, aralarında fahiş fiyat farkı olduğu, 1/1000 ölçekli uygulama imar planının 1/5000 ölçekli nazım imar planına uygun olarak hazırlanmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :
…Belediye Başkanlığı tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
… Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kısmen reddi ile mahkeme kararının 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarına ilişkin kısmının onanmasına, kısmen kabulü ile … Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı kararı ve …Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı kararı ile tadilen onaylanan … Etap parselasyon işlemine ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Davacıya ait Ankara ili, Pursaklar ilçesi, … Mahallesi, … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazların imar parseli olduğu ve … karayolunun batısında ve karayoluna yaklaşık 350 metre uzaklıkta bulunduğu, … Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli revizyon nazım imar planında dava konusu taşınmazların “belediye hizmet alanı, yol, yeşil alan” olarak belirlendiği, yine aynı karar ile onaylanan Saray II. Etap 1/1000 ölçekli uygulama imar planında taşınmazların “belediye hizmet alanı, yol ve yeşil alan” olarak belirlendiği, planlar doğrultusunda … Belediye Encümeninin 10.03.2010 tarihli, 62 sayılı kararıyla parselasyon yapıldığı, davacıya ise 98090/1 sayılı konut kullanımlı parselden tahsis yapılması üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
İşlem tarihinde yürürlükte olduğu şekliyle 3194 sayılı İmar Kanununun “Tanımlar” başlıklı 5.maddesinde, “Nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan” olarak tanımlanmıştır.
İşlem tarihinde yürürlükteki haliyle 3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesinde; imar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerde birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyelerin yetkili olduğu, düzenlemeye tabi tutulan arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar sahanın, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında düzenleme ortaklık payı olarak düşülebileceği, düzenleme ortaklık paylarının, düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumi hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamayacağı kuralı düzenlenmiştir.
İşlem tarihinde yürürlükte olan mülga İmar Kanununun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinde, düzenlemeyle oluşacak imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki eski parsellere tahsisinin sağlanması, plan ve mevzuata göre korunması mümkün olan yapıların tam ve hissesiz bir imar parseline intibak ettirilmesi,mal sahibine tahsis edilen miktarın bir imar parselinden küçük olması veya diğer teknik ve hukuki nedenlerle müstakil imar parseli verilmemesi halinde imar parselasyon planları ve imar durumu belirlenmiş düzenleme alanlarında yapılacak binaların toplam inşaat alanı veya bağımsız bölüm adetleri belirtilen imar adaları veya parselleri, kat mülkiyetine esas olmak üzere hisselendirilmesi, imar parsellerinin oluşturulması ve dağıtımında esas alınacak hususlar olarak belirlenmiş bulunmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyize konu kararın 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğine ilişkin kısmı yönünden;
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın, 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarına ilişkin kısmı, usul ve hukuka uygun olup dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın anılan kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Temyize konu kararın parselasyona ilişkin kısmı yönünden;
Aynı parselasyon işleminin iptali istemiyle başka bir taşınmazın maliki tarafından açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesinin …. tarihli, E:…, K:…. sayılı kararı ile, kapanan kadastral yolların belediye adına tescili sağlanarak düzenleme ortaklık payı oranının fazla hesaplandığı ve düzenlemeye giren kadastral parsellerden daha fazla kesinti yapılmasına sebebiyet verildiğinden dava konusu parselasyon işleminde imar mevzuatına ve hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle uyuşmazlığa konu parselasyon işleminin iptaline karar verilmiş; bu karar Dairemizin 15.06.2015 tarihli, E:2012/821, K:2015/4197 sayılı kararı ile onanmıştır.
İmar Kanununun 18. maddesi ve yukarıya alıntılanan Yönetmelik hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, parselasyon işlemiyle amaçlananın imar planı, plan raporu ve ilgili yönetmeliğe göre imar adasının tüm biçim ve boyutu, yapı düzeni, inşaat yaklaşma sınırı ve bahçe mesafeleri, yapı yüksekliği ve derinliği, yerleşme yoğunluğu, taban alanı ve kat alanı katsayısı, arazinin kullanma şekli, mülk sınırları, mevcut yapıların durumu gözönüne alınmak suretiyle sorunsuz, üzerinde yapı yapmaya elverişli imar parseli oluşturmak olduğu açıktır.
Parselasyon işleminin düzenlemeye alınan taşınmazlardan fazladan düzenleme ortaklık payı kesintisi yapıldığı gerekçesiyle mahkemece iptaline karar verilmesi halinde, bu iptal nedeni parselasyona tabi tutulan düzenleme sahasının tümünü etkilediğinden, düzenleme sahasının tümünün; öncelikle geri dönüşüm cetvelleri hazırlanarak parselasyon işlemi öncesindeki kadastral mülkiyet dokusuna kavuşturulması, sonrasında ise mahkemece verilen iptal kararı doğrultusunda hesaplanan düzenleme ortaklık payı esas alınarak yeniden parselasyon işlemine tabi tutulması gerekmektedir. Zira; düzenleme ortaklık payı kesintisinin mahkeme kararı doğrultusunda yapılması sonucunda, iptal edilen parselasyon işlemi ile fazladan yapılan düzenleme ortaklık payı kesintileri imar parsellerine dahil edileceğinden düzenleme sahasındaki taşınmaz maliklerine verilecek imar parseli ya da hisseleri büyüyeceği gibi buna bağlı olarak söz konusu imar parsellerinin konumu ve geometrik şekli de değişebilecektir. Bu nedenle fazladan düzenleme ortaklık payı kesintisinin yapıldığı bir parselasyon işlemi, sadece taşınmazından kesinti yapılan kişiler bakımından değil; az önce açıklandığı üzere taşınmazından kesinti yapılmayan kişiler bakımından da hukuka aykırı olacaktır.
Bu durumda, dava konusu parselasyon işlemi ile daha önce yapılmış olan kesintiler nedeniyle davacıya ait taşınmazlardan düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmamışsa da; aynı düzenleme sahasında yer alan başka bir taşınmaza ilişkin olarak açılan iptal davası neticesinde, fazladan düzenleme ortaklık payı kesintisi yapıldığı gerekçesiyle verilen iptal kararı parselasyon işleminin bütününü etkilediğinden dava konusu parselasyon işleminin uyuşmazlık konusu taşınmaz bakımından da iptaline karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, dava konusu taşınmazın belediye hizmet alanında kalması nedeniyle davacıya kadastral parselinin olduğu yerden tahsis yapılmasının mümkün olmadığı, dolayısıyla dava konusu işlemin bu yönüyle imar mevzuatına, şehircilik ilke ve esaslarına ve kamu yararına uygun olduğu ancak dava konusu düzenleme sonrası yaklaşık 600 metre uzaklıkta E:1.40, Hmin:12 kat ve daire büyüklüğü 140 m2 yapılaşma koşullarına sahip yüksek yoğunluklu konut gelişme alanı kullanımında bulunan 4984 m2 yüzölçümlü … ada, … sayılı parselin tahsis edildiği, parselin sahip olduğu yüksek yoğunluklu konut gelişme alanı kullanımı açısından değerli bir alanda hisselendirilmiş olmasına rağmen, eski parsele uzaklığı ve eski parselin çevresinin kentsel merkezi kullanımda kaldığı dikkate alındığında; davacı taraf hissesine yapılan tahsis işleminin İmar Kanununun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinde değinilen hususa aykırılık taşıdığı anlaşılmaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin …. tarih ve E:…., K:… sayılı kararının 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının onaylanmasına ilişkin … Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, …. sayılı kararına ilişkin kısmının ONANMASINA, … Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı kararı ile yapılan ve … Büyükşehir Belediye Encümeninin .. tarihli, … sayılı kararı ile tadilen onaylanan … Etap parselasyon işlemine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 25/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.