Danıştay Kararı 6. Daire 2016/6649 E. 2020/11462 K. 25.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/6649 E.  ,  2020/11462 K.
T.C.

D A N I Ş T A Y

ALTINCI DAİRE

Esas No : 2016/6649

Karar No : 2020/11462

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı/…

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Ankara ili, Etimesgut ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda Ankara Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı kararı ile kabul edilen Göksu Kentsel Dönüşüm ve Proje Alanına ilişkin …/… sayılı parselasyon işlemi ve bu parselasyon işleminin dayanağı olan Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile kabul edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ve … tarihli, … sayılı Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla kabul edilen 1/5000 ölçekli nazım imar planın iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda;yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu parsele ilişkin 1/25000 ölçekli nazım imar planında herhangi bir yapılaşma koşulu öngörülmediği, plan değişikliklerinin üst kademeli plana aykırı olması nedeniyle şehircilik ilkeleri, planlama esasları, bölge ihtiyaçları ve kamu yararına uygun olmadığı, parselasyonun dayanağı olan planların iptaline karar verildiğinden dayanağı kalmayan parselasyon işleminin de hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davanın süresinde açılmadığı, üst ölçekli plan kararlarının aynen alt ölçekli planlara işlenmesinin mümkün olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

Dava konusu taşınmazın ilk imar planında hastane ve turizm alanında kaldığı,

– Alanın tarihli, … sayılı Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla “Göksu Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı” olarak belirlendiği,

-… tarihli, … sayılı Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planında dava konusu taşınmazın konut alanı ve merkezi iş alanı olarak belirlendiği, bu planların mahkeme kararıyla iptal edildiği,

– … tarihli, … sayılı Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planında dava konusu parselin merkezi iş alanı ve konut alanı olarak belirlendiği, bu planların da iptal edildiği, bu planlar doğrultusunda Ankara Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı kararıyla onaylanan … sayılı parselasyonun yapıldığı,

– … tarihli, … Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planında dava konusu parselin merkezi iş alanı ve konut alanı olarak korunduğu,

Davacı komşu parsel malikinin 23.02.2015 tarihinde, dava konusu taşınmazların durumunu sormak üzere belediyeye gittiği, aynı gün belediye tarafından bilgilendirilmesi üzerine dava konusu parselasyon işleminin ve dayanağı imar planlarının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:

3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde nazım imar planı, “varsa bölge planlarının mekâna ilişkin genel ilkelerine ve varsa çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklüklerini, nüfus yoğunlukları ve eşiklerini, ulaşım sistemlerini göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, plan hükümleri ve raporuyla beraber bütün olan plan”, uygulama imar planı ise, “tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan” olarak tanımlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Davanın 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğine ilişkin kısmı bakımından:

Dosyanın incelenmesinden davacının 09.03.2015 tarihli dava dilekçesinde 31/05/2012 tarihli, … sayılı …/… numaralı parselasyon işlemi ve bu parselasyon işleminin dayanağı olan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile 1/5000 ölçekli nazım imar planın iptalinin istenildiği, dilekçe ret kararı üzerine ise yenilenen dilekçede dava dilekçesinde hangi tarihli parselasyon ve planların iptalinin istediğine ilişkin net bir açıklama yapılmadığı, dava konusu bölgede 2005 yılından itibaren pek çok plan yapıldığı ve yargı kararıyla iptal edildiği, davalı idare tarafından … tarihli, … sayılı Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin kararının iptalinin istenildiği belirtilip buna ilişkin planları dosyaya sunduğu, sözü edilen planların yürürlüğünü yitirdiği, iptali istenilen işlemler net olarak tanımlanmasa da davacı tarafından … ada … parsel sayılı taşınmazın kullanım kararının konut ve merkezi iş alanı olarak belirlenmesine ilişkin kararın iptalinin istenildiği, dava konusu alanda bilirkişi incelemesinin de kullanım kararı üzerinden yapıldığı anlaşılmaktadır.

Mahkeme kararına dayanak alınan bilirkişi raporunda turizm tesisi kullanımının genel anlamda merkezi iş alanı kullanımıyla örtüştüğü, bu çerçevede daha önce turizm tesisi olarak tanımlandığı belirtilen dava konusu parselin bulunduğu kesimin, merkezi iş alanı ve konut alanı olarak düzenlenmesinde bir olumsuzluk bulunmadığı, komşu yapı adalarına dava konusu parsel ile aynı yapılaşma koşullarının getirildiği, dava konusu parselden kaldırılan turizm tesis alanı kullanımının imar planlarında ayrılması zorunlu bir kentsel sosyal donatı alanı olmadığından kaldırılması durumunda eşdeğerlik koşuluna tabii olmayacağı, dava konusu taşınmazın … tarihli, … sayılı Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla onaylanan 1/25000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planında kentsel bölgesel park alanı olarak planlandığı, bu nedenle planların üst ölçekli plana aykırı olduğu belirtilmiş ise de dava konusu alanda Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile onaylanan 1/25000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin yapıldığı, bu plana ilişkin yargılamalar devam ederken … tarihli, … sayılı Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla kabul edilen 1/25000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin yapıldığı, bilirkişilerce bu üst ölçekli planlar bakımından değerlendirme yapılmadığı görülmektedir.

Bu durumda, İdare Mahkemesince dava konusu alanın en son yürürlükte bulunan 1/25000 ölçekli nazım imar planında hangi kullanımda kaldığı tespit edilerek dava konusu planların üst ölçekli planlara uygun olup olmadığı konusunda karar verilmesi gerekmektedir.

Bu itibarla, dava konusu işlemlerin iptaline ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararının anılan kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Davanın parselasyon işlemine ilişkin kısmı bakımından:

Yukarıda yer verilen Kanun maddesinde yer alan ve iptal davasının sübjektif ehliyet koşulu olan “menfaat ihlali” doktrin ve içtihatlarda dava konusu işlemle davacı arasında kurulan kişisel, meşru, güncel bir menfaat ilişkisi olarak tanımlanmaktadır. Sözü edilen menfaat ilişkisinin varlığı ve sınırları, iptal davasına konu idari işlemin niteliğine ve dava açanın hukuken korunması gereken haklarına göre idari yargı yerince belirlenmektedir.

İmar mevzuatına göre parselasyon işlemi, imar planlarındaki arazi kullanım kararlarının hayata geçirilmesi amacıyla mevcut tapu kayıtları esas alınarak arsa ve arazilerin iimar planınında öngörüldüğü şekilde düzenlenmesi amacıyla yapılan subjektif nitelikte bir imar uygulamasıdır.

Parselasyon işlemi ile kadastral mülkiyet dokusu imar planlarında belirlenen kullanım kararlarına göre yeniden düzenlemeye tabi tutulmakta olup imar planları ile öngörülen arazinin kullanım kararlarında herhangi bir değişiklik yapılması söz konusu değildir. Bu nedenle, doğrudan mülkiyet hakkına yönelik sübjektif nitelikte bir idari işlem olan parselasyon işlemine karşı komşu parsel maliki, belde sakini, yatırımcı kuruluş ve sair sıfatlarla dava açılması mümkün olmayıp ancak parsel maliklerince dava açılabilir.

Olayda, dava konusu parselasyon işleminin dayanağı imar planı değişiklikleri ile davacının parselin komşuluğundaki kamu alanının konumu değiştirilmiş ve bu imar planı değişikliklerine dayanılarak da dava konusu parselasyon işlemi yapılmıştır. Davacının itirazının, parselinin komşuluğundaki kamu alanı kullanımında kalan parsellerin merkezi iş alanı olarak değiştirilmesine yönelik olduğu göz önünde bulundurulduğunda, yeni yapılan imar planı değişikliklerine göre arazideki mülkiyet dokusunu yeniden düzenlemek amacıyla yapılan parselasyon işleminin davacının menfaatini herhangi bir şekilde etkilemediği açıktır. Zira; davacının iddia ettiği şekilde, herhangi bir kamu kullanımı alanının kaldırılması ancak imar planı değişikliği ile mümkün olup parselasyon işlemi ile bir ilgisi bulunmamaktadır.

Bu durumda, parsel maliki olmayan davacı tarafından, parselasyon işlemine karşı açılan davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,

2 Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,

4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 25/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.