Danıştay Kararı 6. Daire 2016/6638 E. 2020/9201 K. 13.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/6638 E.  ,  2020/9201 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/6638
Karar No : 2020/9201

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- … 2- …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. … (Aynı adreste)
2- … Belediye Başkanlığı – …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kocaeli ili, İzmit ilçesi, … Köyü, … mevkii … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda İzmit Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı kabul edilerek Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planının ve daha sonra anılan imar planında revizyon yapılmasına dair İzmit Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararının onaylanmasına ilişkin Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dosyanın ve yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporun birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu taşınmazın zemin yapısı itibariyle yapılaşmaya uygun olmadığı, taşınmazı kapsayan alanın bölge parkı olarak belirlenmesinin bölgenin ihtiyaçları doğrultusunda planlandığı ve davacıların taşınmazının bölge parkı kullanımından çıkarılarak konut alanı olarak belirlenmesi halinde bölge parkı bütünlüğünün bozulacağı, 1/5000 ölçekli nazım imar planında konut alanına ayrılan alan yönünden yargılama devam ederken yargı yerince verilen iptal kararının uygulanması amacıyla değişiklik yapılarak alanın rekreasyon alanı belirlendiği ve imar planları arasındaki uyumsuzluğun giderildiği dikkate alındığında, dava konusu edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planının imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemler hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Alandaki zemin etüt raporları incelenmeden karar verildiği, taşınmazın bölge parkı olarak belirlenmesinin 1/5000 ölçekli nazım imar planına aykırı olduğu, sonradan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında değişiklik yapıldığı halde plan onama sınırı dışında bırakılan taşınmazlarının parselasyon kapsamı dışında da bırakıldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ :Dosyanın incelenmesinden, dava konusu işlemlerden … tarih ve … sayılı belediye meclisi kararı yönünden açılan davada süre aşımı bulunduğu, … tarih ve … sayılı belediye meclisi kararı açısından da davacıların dava açma ehliyeti bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile sonucu itibariyle usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE
MADDİ OLAY: Dava konusu taşınmaz, 16.01.2009 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planında gelişme konut alanı belirlenmiş, henüz taşınmazı kapsayan alanda 1/1000 ölçekli uygulama imar planı kabul edilmeden 29.12.2011 tarihinde davacılar tarafından satın alınmıştır.
… tarih ve … sayılı belediye meclisi kararı ile alanda 1/50.000 ölçekli çevre düzeni planı kabul edilmiş ve mevcut 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planında değişiklikler onaylanmıştır.
Anılan imar planlarında taşınmazı kapsayan alanda kullanımlar yönünden değişiklik yapılmayarak taşınmaz gelişme konut alanı ayrılmıştır.
Bu imar planlarına dayalı olarak İzmit Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planında taşınmazın bölge parkına ayrılması üzerine, askı süresi içinde 11.09.2013 tarihinde davacılardan … tarafından, taşınmazın konut alanı belirlenmesi talebiyle 1/1000 ölçekli uygulama imar planına itiraz edilmiştir. Bu itiraz İzmit Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı, Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisinin de … tarih ve … sayılı kararı ile reddedilerek 02.04.2014 tarihli yazı ile …’a bildirilmiştir.
Daha sonra, İzmit ilçesini oluşturan Saraybahçe, Bekirpaşa, Alikahya, Kuruçeşme Belediyeleri ile Kullar ve Yuvacık Belediyelerinin bir kısmının yürürlükteki imar planları ile birleştirilmeleri nedeniyle ortaya çıkan sorunlar, imar planları arasındaki uyumsuzluklar, güncellenen mülkiyet verileri ve jeolojik-jeoteknik etüt raporlarının imar planlarına aktarılması amacıyla kullanım ve ulaşım kararlarında herhangi bir değişiklik yapılmadan mevcut imar planları bütünleştirilerek İzmit Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilen İzmit İlçesi 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Revizyonu kabul edilmiştir.
Ancak taşınmazın bulunduğu İzmit … , … ve … olarak tanımlanan bölgede yukarıda belirtilen açılardan herhangi bir değişiklik yapılmadığından, anılan imar planının tadilen onaylanmasına dair Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın bulunduğu alan plan onama sınırı dışına çıkarılmış, bu kararın 26.08.2014-29.09.2014 tarihleri arasında askıda ilan edilmesi üzerine, davacılar tarafından 05.09.2014 tarihli dilekçeler ile taşınmazın konut alanı belirlenmesi istemiyle askı süresi içinde itiraz edilmiştir.
İtirazın zımnen reddi üzerine (itiraz, taşınmaz plan onama sınırı dışında olduğundan … tarih ve … sayılı belediye meclisi kararı ile reddedilmiştir.), 12.11.2014 tarihinde görülmekte olan dava açılmıştır.
Dava devam ederken, Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile, alt ölçekte belirlenen bölge parkının niteliği ve büyüklüğü itibariyle 1/5000 ölçekli nazım imar planında gösterilmesi gerektiğinden, 1/5000 ölçekli nazım imar planında değişiklik yapılarak gelişme konut alanı ayrılan bölge, rekreasyon kullanıma ayrılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
İşlem tarihinde yürürlükteki haliyle 3194 sayılı İmar Kanununun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinin (b) bendinde, “İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde bir ay süre ile ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir.
Belediye Başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar. Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir” kuralı yer almaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinde dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve İdare Mahkemelerinde altmış gün olduğu; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı; yine aynı Kanunun “Üst makamlara başvurma” başlıklı 11. maddesinde, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurunun işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı hususu kurala bağlanmıştır.
Yine 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin 1. fıkrasının a bendinde; iptal davalarının, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılabileceği hükmüne yer verilmiştir.
İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görülebilmesi için ön koşullardan olan ehliyet, yani idari işlemle dava açacak kişi arasında “menfaat ilgisi”nin bulunup bulunmadığının yargı yerince takdir edileceği açıktır.
İptal davasına konu edilecek işlem ile davacı arasında menfaat ilişkisinin kurulabilmesi gerek doktrinde gerekse yargı içtihatlarında belirlendiği üzere ancak kişisel, meşru ve güncel bir ilginin varlığıyla mümkündür.
İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesinin ön koşullardan biri olan “dava açma ehliyeti”, her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idare ile işlemlerinde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin buna bağlı olarak olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçütler içinde menfaat ilişkisinin varlığını ifade etmektedir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı açısından dosyanın incelenmesinden:
Yukarıda anılan maddelerin birlikte değerlendirilmesinden, imar planlarına karşı, 2577 sayılı Kanunun 11. maddesi kapsamında başvuru için, 3194 sayılı Kanunun 8/b maddesi ile özel bir itiraz süresi getirildiği anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, imar planlarına karşı, bir aylık askı süresi içinde 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi kapsamında başvuruda bulunulması ve bu başvuruya idari dava açma süresinin başlangıç tarihi olan son ilan tarihinden itibaren 60 gün içinde cevap verilmeyerek isteğin reddedilmiş sayılması halinde, bu tarihi takip eden 60 günlük dava açma süresi içinde veya son ilan tarihini izleyen 60 gün içinde cevap verilmek suretiyle isteğin reddedilmesi halinde bu cevap tarihinden itibaren 60 günlük dava açma süresi içinde idari dava açılabileceği sonucuna varılmaktadır. İmar planlarına askı süresi içinde bir itirazda bulunulmamış ise davanın, 2577 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca imar planının son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 gün içinde açılması gerekir.
Uyuşmazlık konusu olayda; imar planına askı süresi içinde itiraz edildiğine göre, dava açma süresinin İdari Yargılama Usulü Kanununun 11. maddesi kapsamında belirlenmesi gerektiği açıktır. Bu bakımdan, yapılan itiraza altmış gün içinde bir cevap verilmemiş ise, itirazın zımnen reddedilmiş olması nedeniyle ilan tarihinin son gününü izleyen ikinci altmış gün içinde davanın açılması gerekir.
12.08.2013-13.09.2013 tarihleri arasında askıya çıkarılan davaya konu plana askı süresi içinde 11.09.2013 tarihinde davacılardan … tarafından itiraz edilmiş, diğer davacı olan …’nın ise imar planına itiraz ettiğine veya sonradan 2577 sayılı Kanunun 10. maddesi uyarınca imar planı yönünden yaptığı herhangi bir başvuruya dair bilgi ve belgeye dosya kapsamında rastlanılmamıştır.
Bu itibarla, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca imar planına askıda … tarafından yapılan itirazın idari dava açma süresinin başlangıç tarihi olan son ilan tarihinden itibaren 60 gün içinde cevap verilmeyerek reddi söz konusu olduğundan, bu tarihi takip eden 60 günlük dava açma süresi içinde ve en geç 11.01.2014 tarihinde, … tarafından imar planına askı süresi içinde 2577 sayılı Yasanın 11.maddesi kapsamında itiraz edilmediği gibi 2577 sayılı Yasanın 10.maddesi kapsamında herhangi bir imar planı değişikliği vb. isteminin de bulunmadığı göz önüne alındığında, uyuşmazlığa konu imar planının askı süresinin son günü olan 13.09.2013 tarihinden itibaren yasal dava açma süresi olan 60 gün içinde ve en geç 12.11.2013 tarihinde dava açılması gerekirken, 12.11.2014 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasını inceleme olanağı bulunmamaktadır.
Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı yönünden yapılan değerlendirmede:
Her uyuşmazlığın niteliğine göre davacıların dava açmaktaki menfaatini değerlendirmek yargı yerinin görevinde olup, idari işlem türleri arasında düzenleyici ve bireysel işlemler ayrımı yapılmaktadır.
Bu anlamda, imar planları her ölçekteki planlama hedefi değişse bile bir bölgenin veya şehrin arazi kullanımlarını, gelişme yön ve büyüklüklerini gösteren ve plan notları ve açıklama raporlarıyla bir bütün halinde olan düzenleyici işlemlerdir.
Uyuşmazlıkta, Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planına itiraz edilerek, 1/5000 ölçekli nazım imar planı doğrultusunda taşınmazın bölge parkı kullanımından çıkarılarak konut alanına çevrilmesinin istenildiği; oysa taşınmazı kapsayan alanın, anılan belediye meclisi kararı ile onaylanan imar planı revizyonunda plan onama sınırı dışında kaldığı görülmüştür.
Kaldı ki davalı idarelerce, revizyon kapsamındaki alan açısından mevcut kullanım kararlarında herhangi bir değişiklik yapılmamış (örneğin plan paftalarında bölge parkı kullanımından konut alanına çevrilen bir alana rastlanılmamıştır.), farklı 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının sayısal ortamda birleştirilerek yürürlükteki 1/5000 ölçekli nazım imar planına uygun bütüncül bir uygulama imar planı oluşturmak amaçlanmıştır.
Bu itibarla, davacılara ait taşınmazı plan onama sınırı dışında bırakan imar planına yönelik meşru, güncel ve kişisel bir bağı olmayan davacılar tarafından, düzenleyici işlem niteliğindeki imar planı revizyonuna karşı açılan bir davada değerlendirilebilecek nitelikte başka bir iddia da ileri sürülmediğinden, dava konusu edilen karar açısından davacıların dava açma ehliyetlerinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, davanın reddine yönelik olarak verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında, uyuşmazlık konusu edilen her iki belediye meclisi kararı açısından sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacı tarafın temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi