Danıştay Kararı 6. Daire 2016/6502 E. 2020/9541 K. 14.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/6502 E.  ,  2020/9541 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/6502
Karar No : 2020/9541

TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVACI) : … Valiliği – …
VEKİLİ : Av. …

2-(DAVALI) : … Belediye Başkanlığı – …
VEKİLİ : Av. … – Av. …

KARŞI TARAF : 1-(DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
2-(DAVACI) : … Defterdarlığı

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Bilecik İli, Merkez, … Mahallesi, …, … ve … sayılı parseller ile … Mahallesi, … ada, … ve … sayılı parseller ve …, …, … ve … parsel sayılı taşınmazları da kapsayan alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca … tarih ve … sayılı Bilecik Belediye Encümeni kararıyla onaylanan parselâsyon işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dosyadaki bilgi ve belgeler ile yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, düzenleme ortaklık payı (DOP) kesintisinin %0,3919776 olduğu, bu oranın da yasal sınır içerisinde kaldığı, kamu ortaklık payı kesintisinin ise %0,0216256 olduğu ve düzenleme sahasında bulunan tüm taşınmaz maliklerinin payları oranında hisselendirildiği, düzenleme sahasının genel olarak yapılaşmamış taşınmazlardan oluştuğu, düzenleme sınırının genellikle imar yollarından, plan onama sınırından ve düzenleme ortaklık payı oranını belirleyecek şekilde yer yer yeşil alanlardan geçirildiği, bu esnada artık parsel bırakılmadığı, bu sebeple, İmar Kanununun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlenmesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 6. maddesine uygun olduğu, … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazlar yönünden; söz konusu taşınmazlardan dava konusu parselâsyon işleminden önce yola terk işlemlerinin yapıldığı, ancak dava konusu parselâsyon işlemi esnasında bu yola terk oranlarının dikkate alınmadığı için düzenleme ortaklık payı kesintisinin mezkur taşınmazlar açısından hatalı hesaplandığı, bu durumun da anılan Yönetmeliğin 7. maddesine aykırı olduğu, … parsel sayılı taşınmaz yönünden; 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kısmen park alanı, kısmen yol alanında kaldığı, anılan taşınmazın 105,00 m²’lik kısmının ise ticaret alanı kullanımında kaldığı ve bu kısmın da ekonomik olarak çok değerli olan Bilecik-İstanbul karayoluna cepheli olarak oluşturulan … ada, … parsel sayılı taşınmazdan anılan kısım kadar tahsis yapılması gerektiği halde yapılmadığından anılan Yönetmeliğin 10. maddesine aykırı olduğu, … parsel sayılı taşınmaz yönünden; mezkur taşınmazın yaklaşık 5.050,00 m²’lik kısmının 1/1000 ölçekli uygulama imar planında konut alanında kaldığı, geriye kalan kısmının ise yol alanında ayrıldığı, parselasyon işlemi sonrasında düzenleme ortaklık payı kesildikten sonra kalan 3.315,04 m²’lik kısmın tek bir imar parseli oluşturulacak şekilde tahsis edilebilme imkânı olduğu halde, … ada, … sayılı parsel, … ada, … sayılı parsel ve … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazlarda hisseli tahsis yapıldığı, müstakil olarak verilebilme olanağının mevcut olduğu durumlarda bunun yerine hisseli tahsis yapılmasının anılan Yönetmeliğin 10. maddesine aykırı olduğu, … parsel sayılı taşınmaz yönünden; mezkur taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kısmen park alanı, kısmen yol alanında kaldığından anılan taşınmazın bulunduğu alandan imar parseli tahsisi yapılmasının mümkün olmadığı, bu sebeple, kadastral parselin bulunduğu yerden imar parseli tahsis edilmemesinin hukuki ve teknik zorunluluktan kaynaklandığı, … parsel sayılı taşınmaz yönünden; toplam 9.841,62 m² büyüklüğe sahip taşınmazın 7.729,00 m²’lik kısmının 1/1000 ölçekli uygulama imar planında konut alanında, geriye kalan kısmının ise yol alanında kaldığı, bu parselden 3.857,69 m² DOP kesildikten sonra kalan 5.983,93 m²’lik kısmın müstakil imar parseli oluşturulacak şekilde tahsis edilebilme imkânı olduğu halde, … ada, …sayılı parsel, … ada, … sayılı parsel ve … ada, … parsel sayılı taşınmazlardan hisseli tahsis yapılmasının anılan Yönetmeliğin 10. maddesine aykırı olduğu, … parsel sayılı taşınmaz yönünden; mezkur taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında park alanında kaldığı, bu sebeple, anılan taşınmazın bulunduğu alandan imar parseli tahsisi yapılmasının mümkün olmadığı, kadastral parselin bulunduğu yerden imar parseli tahsis edilmemesinin hukuki ve teknik zorunluluktan kaynaklandığı, … parsel sayılı taşınmaz yönünden; söz konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında konut alanında kaldığı, parselasyon işlemi sonrasında kadastral parselin bulunduğu yerde oluşturulan … ada, … parsel sayılı taşınmazdan tahsis yapıldığından anılan Yönetmeliğin 10. maddesine uygun olduğu, … parsel sayılı taşınmaz yönünden; söz konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında konut alanında kaldığı, parselasyon işlemi sonrasında oluşturulan … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazların … sayılı parselin bulunduğu alan üzerine denk gelecek şekilde oluşturulduğu, bu taşınmazdan düzenleme ortaklık payı kesintisi sonrası kalan 932,79 m²’nin 899,18 m²’lik kısmının … ada, … parsel sayılı taşınmazın müstakil olarak tahsis ediliği, ancak kalan 33,18 m²’lik kısmının kadastral parselin bulunduğu alan dışında başka bir yerden tahsis edildiği, söz konusu taşınmazın tamamının kendi yerinden tahsis edilme olanağı bulunmasına rağmen, başka yerden tahsis yapılmasının anılan Yönetmeliğin 10. maddesine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, … ada, … ve … sayılı parseller ve …, … ve … parsel sayılı taşınmazlar yönünden dava konusu işlemin iptaline, … ve … parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, … ve … parsel sayılı taşınmazlar yönünden de dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu, … ve … parsel sayılı taşınmazlar bakımından inceleme yapıldığı halde herhangi hüküm kurulmadığı, ileri sürülmektedir.
Davalı tarafından, … ada, …ve … sayılı parseller ve …, … ve … parsel sayılı taşınmazlar yönünden de dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, … ve … parsel sayılı taşınmazlar bakımından inceleme yapıldığı halde herhangi hüküm kurulmadığı, ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFLARIN SAVUNMALARININ ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyize konu İdare Mahkemesi kararının, dava konusu parselasyon işleminin … Mahallesi, … sayılı parsel ile … Mahallesi, … ada, … ve … sayılı parseller ve …, …, … ve … parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kısmın onanmasına, … ve … parsel sayılı taşınmazlar yönünden de eksik hüküm kurulmuş olması sebebiyle bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 10/07/2018 tarihli ve 30474 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 101. maddesi uyarınca Hazine malları konusunda genel yetkili kuruluş Milli Emlak Genel Müdürlüğü olup anılan Genel Müdürlük aynı Kararnamenin 99. maddesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığının hizmet birimleri arasında sayıldığından ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 1. maddesinin 19. fıkrası uyarınca, Hazineye ait taşınmazlara ilişkin olarak Bilecik Defterdarlığı Milli Emlak Dairesi Başkanlığı yerine, Bilecik Valiliği (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü) davacı olarak alınarak, işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : Bilecik İli, Merkez, … Mahallesi, …, … ve … sayılı parseller ile … Mahallesi, … ada, … ve … sayılı parseller ve …, …, … ve … parsel sayılı taşınmazları da kapsayan alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca … tarih ve … sayılı Bilecik Belediye Encümeni kararıyla onaylanan parselâsyon işleminin, 22.05.2014 – 22.06.2014 tarihleri arasında askıya çıkarıldığı, davacı idare tarafından anılan hazine taşınmazlarının yerinde korunmadığı iddasıyla askı süresi içerisinde … tarih ve … sayılı dilekçe ile davalı idareye yapılan itirazın … tarih ve … sayılı Bilecik Belediye Encümeni kararıyla reddedilmesi üzerine, 09.07.2014 tarihinde söz konusu parselasyon işleminin iptali istemiyle bakılan dava açıldığı anlaşılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyize konu İdare Mahkemesi kararının, dava konusu parselasyon işleminin … Mahallesi, … sayılı parsel ile … Mahallesi, … ada, … ve … sayılı parseller ve …, …, … ve … parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kısmında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.
Kararın; … ve … parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kısmı ile ilgili olarak;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26.maddesinde,
“Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir.”
“Hakimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava dilekçesinde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ve temyize konu İdare Mahkemesi kararının istem özeti kısmında, dava konusu parselasyon işleminin Bilecik İli, Merkez, … Mahallesi, …, … ve … sayılı parseller ile … Mahallesi, … ada, … ve … sayılı parseller ve …, …, … ve … parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacı tarafından iptalinin istendiği ve anılan taşınmazlar yönünden incelemeler yapıldığı açık ise de, … ve … parsel sayılı taşınmazlar bakımından mahkeme kararının sonuç kısmında hüküm kurulmadığı görülmektedir.
Usul hukukunun en temel ilkelerinden biri olan “taleple bağlılık ilkesi” uyarınca, idari yargı mercilerinde açılan davalarda; Mahkemelerin, davacının istemi ile bağlı olduğu ve istemi genişletecek veya daraltacak biçimde karar veremeyeceği açıktır.
Bu durumda; davacı tarafından iptali istenilen parselasyon işleminin anılan taşınmazlar ile ilgili olarak İdare Mahkemesince hukuki inceleme yapıldığı halde hüküm kurulmadığı anlaşıldığından, temyize konu kararın bu kısmında, eksik hüküm kurulmuş olması sebebiyle isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının ve davalının temyiz istemlerinin kısmen reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen reddine, kısmen dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının … sayılı parsel ile … ada, … ve …sayılı parseller ve …, …, … ve … parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kısmının ONANMASINA,
3.2577 sayılı Kanunun 49.maddesine uygun bulunan davacının ve davalının temyiz istemlerinin kısmen kabulüne,
4.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen reddine, kısmen dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının … ve … parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kısmının BOZULMASINA,
5. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 14/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.