Danıştay Kararı 6. Daire 2016/6269 E. 2020/9189 K. 13.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/6269 E.  ,  2020/9189 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/6269
Karar No : 2020/9189

TEMYİZ EDENLER : I-(DAVACILAR) 1- … 2- …

VEKİLİ : Av. …

II-(DAVALI) … Büyükşehir Belediye Başkanlığı

VEKİLİ : Av. …

III-(DAVALI) … Belediye Başkanlığı

VEKİLİ : Av. …

IV-(DAVALI) … Bakanlığı

KARŞI TARAF : 1-(DAVALI) … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
2-(DAVALI) … Belediye Başkanlığı
3-(DAVALI) … Bakanlığı
4-(DAVACILAR) … – …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … ili, … ilçesi, … Köyü, … ada, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda parselasyon yapılmasına dair Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin ve anılan Müdürlüğün … tarih ve … sayılı işlemi ile onaylanan dayanak ilave ve revizyon 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dosyanın ve yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporun birlikte değerlendirilmesinden, parselasyon işleminin temel amacının alandaki 50 metre ve üzeri genişliğindeki erişme kontrollü yolun (Van Çevre Yolunun) kamuya kazandırılması olduğu, ancak bu yolun sadece uygulamanın yapıldığı bölgenin ihtiyaçlarına yönelik olarak önerilmeyip tüm kente hizmet edecek nitelikte bir yol olduğu, uygulama ile kesilen düzenleme ortaklık payının bu yol için kullanılmasının uygun olmadığı, daha önce yola terk yapılan parsellerde, ilk parselin ifrazından alınan terk oranının düzenleme ortaklık payı (DOP) hesabında dikkate alınmaması nedeniyle DOP ve kamu ortaklık payına (KOP) ilişkin hesaplamanın hatalı yapıldığı ve yapılan hatanın tüm taşınmazları olduğu gibi dava konusu parseli de etkilediği, uygulama alanında imar parsellerinin ortasından geçen içme suyu hattı nedeniyle imar planı koşullarına aykırı parseller oluşturulduğu, düzenleme sonrasında oluşan … ada, … sayılı imar parselinin tamamı davacıların kadastral taşınmazı sınırları içinde oluşturulabilecekken bir kısmının sınır dışında oluşturulması nedeniyle parselasyon işleminde dağıtım ilkelerine, dayanak imar planına ve hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu edilen ilave ve revizyon imar planlarının, 1/100.000 ölçekli Muş-Bitlis-Van Çevre Düzeni planına uygun olduğu, davacılarının taşınmazının 1/5000 nazım ve 1/1000 ölçekli imar planlarında kentsel gelişme alanı kapsamında kısmen konut, kısmen yol, kısmen park alanında kaldığı, dava konusu parsel ve yakın çevresine ilişkin olarak öngörülen plan kararlarının şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olduğu; öte yandan dava konusu edilen işlemlerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından tesis edildiği ve davalı belediyeler tarafından ilan edilmeleri dışında başkaca bir işlem yapılmadığı dikkate alındığında vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı üzerinde bırakılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle parselasyon işleminin iptaline, imar planları yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, bilirkişi ve keşfe ilişkin tebligatın geç yapılması nedeniyle keşfe katılınamadığı ve savunma haklarının ihlal edildiği, öte yandan dava konusu edilen işlemlerin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından, dava konusu edilen işlemler Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca tesis edildiğinden davada hasım sıfatı olmadığı halde savunma verildiği, ara kararların yerine getirildiği, keşfe katılındığı ve bilirkişi raporuna itiraz edildiği dikkate alındığında hakkaniyet gereği lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
Edremit Belediye Başkanlığı tarafından, davanın kendileri yönünden husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
Davacılar tarafından, imar planlarının iptali istenilmediği halde dava konusu edilmeyen işlem yönünden hüküm kurularak davanın reddine karar verilmesinde isabet olmadığı ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Edremit Belediye Başkanlığı ve davacılar tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ:Parselasyon işleminin subjektif ve kişisel nitelikte bir idari işlem olması nedeniyle, bu işleme karşı dava açma süresinin başlaması için ilgililere yazılı bildirim yapılması gerekmekte olup, iptali istenen işlemin ilgilisine ayrıca tebliğ edilmemiş olduğu hallerde, dava açma süresinin belirlenmesinde işlemin öğrenilme tarihi esas alınacaktır. Ancak bu durumda parselasyonun bütün unsurları ile öğrenilmiş olması gerektiği tartışmasızdır.
Uyuşmazlıkta, parselasyon işlemine karşı askı süresi içinde davacılar tarafından itirazda bulunulmuş, hem itiraz hem de dava dilekçesinin incelenmesinden de parselasyonun tüm unsurlarının davacılar tarafından bilindiği sonucuna ulaşılmıştır.

Bu itibarla, 2577 sayılı Kanunun 11. maddesi kapsamındaki askıda itiraz neticesinde, idari dava açma süresinin başlangıç tarihi olan son ilan tarihinden itibaren 60 gün içinde dava açılması gerekirken, taşınmazı kapsayan alanda yapılan parselasyon işleminin onay tarihi ve işlem numarasının bildirilmesi talebiyle 28.02.2014 tarihinde yapılan başvuru üzerine daha sonra açılan davada, uygulama işlemi niteliğindeki parselasyon işlemi ile dayanak imar planları açısından süre aşımı bulunmaktadır.
Bu itibarla, davalıların temyiz istemlerinin kabulü ile Mahkeme kararının parselasyon işlemine ilişkin kısmı yönünden bozulmasının, imar planları açısından da yukarıda belirtilen gerekçe ile onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : Dava konusu taşınmazı kapsayan alanda 23.10.2011- 09.11.2011 tarihlerinde meydana gelen depremler nedeniyle, imar planlarının yeniden revize edilmesi konusunda Van Belediye Başkanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasında 08.02.2012 tarihinde imzalanan protokol kapsamında hazırlıklarına başlanan yaklaşık 15.000 hektarlık planlama alanının ilk etabını oluşturan Çevreyolu ve Kale Çevresi Revizyon ve İlave 1/5000 ölçekli Nazım ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı, 18.10.2012 tarihinde onaylanarak askıya çıkarılmıştır.
Bu süreçte anılan etap haricinde kalan alanlar açısından planlama çalışmaları tamamlanmış, askıya çıkarılan ilk etap imar planlarına askı süresinde yapılan itirazlar da Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca değerlendirilmiştir. Bu doğrultuda planlama alanının bütününe yönelik olarak hazırlanan revizyon ve ilave imar planları, … tarih ve … sayılı işlemle onaylanarak askıya çıkarılmış, askıda yapılan itirazlar … tarih ve … sayılı işlemle reddedilerek planlar kesinleşmiştir.
İmar planlarına dayalı olarak, dava konusu edilen ve ‘Van İli Çevreyolu Güzergahı ve Etrafında 2. Etap İmar Uygulaması’ adıyla yapılan parselasyon işlemi … tarih ve … sayılı işlemle onaylanarak 24.04.2013 – 24.05.2013 tarihleri arasında askıya çıkarılmıştır.
Davacılar tarafından parselasyon işlemine askı süresi içinde 16.05.2013 tarihinde; imara elverişli konut elde etmek amacıyla parselasyon yapılabileceği halde, alanda belirlenen çevre yolunun bedelsiz olarak kamu eline geçirilmesi amacıyla uygulama yapıldığı, tek geçim kaynakları olan arazinin ağaçlarla kaplı olduğu, parselasyon sonucunda … ada … parsel, … ada … parsel, … ada … ve … parsel sayılı taşınmazlardan hisse tahsis edildiği, halihazırda kadastral taşınmazda altı kişi hissedar iken daha fazla kişiyle hissedar kılınmalarının sorunlara yol açacağı, %40 oranında yapılan kesintinin yüksek olduğu ve herkese eşit oranda uygulanmadığı, arazilerinin olduğu yerden başka yerde kendilerine hisse tahsis edilmesinin mağduriyetlerine yol açacağı belirtilerek itiraz edilmiştir.

Bu itiraz, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının … tarih ve … sayılı işlemi ile kabul edilerek, kadastral taşınmazın olduğu yerden davacılara müstakilen hisse tahsis edilmiş, bu husus ile birlikte itirazların değerlendirilmesi sonucunda tekrar düzenlenen parselasyon işleminin ikinci kez askıya çıkarıldığı hususu Van Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün 31.07.2013 tarihli yazıları ile davacılara bildirilmiştir.
Bilgilendirme yazılarının hangi tarihlerde davacılara tebliğ edildiğine dair belgeye dosyada rastlanılamamıştır.
25.07.2013-25.08.2013 tarihleri arasında ikinci kez askıya çıkarılan parselasyon işlemine yapılan itirazlar ise … tarih ve … sayılı işlemle reddedilerek parselasyon işlemi kesinleşmiştir.
Kesinleşen parselasyon işlemi ile, 24.100 m2’lik uyuşmazlık konusu taşınmazdan DOP ve KOP payları kesildikten sonra, konut alanındaki … ada … parsel, … ada … parsel ve … ada … parsel sayılı taşınmazlarda müstakilen, belediye hizmet alanı kullanımında kalan … ada, … parsel sayılı taşınmazda da hisseli olarak davacılara yer tahsis edilmiştir.
Daha sonra … tarafından, taşınmazı kapsayan alanda yapılan parselasyon işleminin onay tarihi ve işlem numarasının bildirilmesi 28.02.2014 tarihinde talep edilmiş, Van Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısı ile, taşınmazı kapsayan alanda yapılan parselasyon işleminin kesinleşerek tapuda tescillerin yapıldığı belirtilmesi üzerine, 26.03.2014 tarihinde görülmekte olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Dava Açma Süresi” başlıklı 7. maddesinde, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve İdare Mahkemelerinde altmış (60) gün olduğu; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabileceği kurala bağlanmış, yine aynı Yasanın “Üst Makamlara Başvurma” başlıklı 11.maddesinde, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurunun işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış (60) gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Özel kanun olan 3194 sayılı İmar Kanununun işlem tarihindeki yürürlükteki haliyle 19. maddesinde, “İmar planlarına göre parselasyon planları yapılıp, belediye ve mücavir alan içinde belediye encümeni, dışında ise il idare kurulunun onayından sonra yürürlüğe girer. Bu planlar bir (1) ay müddetle ilgili idarede asılır. Ayrıca mutat vasıtalarla duyurulur. Bu sürenin sonunda kesinleşir. Tashih edilecek planlar hakkında da bu hüküm uygulanır. Kesinleşen parselasyon planları tescil edilmek üzere tapu dairesine gönderilir. Bu daireler ilgililerin muvafakatı aranmaksızın, sicilleri planlara göre re’sen tanzim ve tesis ederler.” hükmüne yer verilmiştir.

Subjektif işlem niteliğinde olan parselasyon işleminin iptali istemiyle, işlemin tebliğinden veya işlemden haberdar olunduğu tarihten itibaren yasal süresi içinde dava açılabilir.
Anayasa’nın 36. maddesinin 1. fıkrası şöyledir: “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Vergi Usul Kanununun uygulanacağı haller” başlıklı 31. maddesinde; “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler ile elektronik işlemlerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygunlanır.” hükmü yer almaktadır.
6100 sayılı Kanunun “Yargılamaya Hakim Olan İlkeler” başlıklı 27. maddesinde “Hukuki dinlenilme hakkı” düzenlenmiştir. Anılan maddede;
“1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. 2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir.” hükmü, aynı Kanunun “Keşfin yapılması” başlıklı 290. maddesinde, “Keşfin yeri ve zamanı mahkeme tarafından tespit edilir. Keşif, taraflar hazır iseler huzurlarında, aksi takdirde yokluklarında yapılır.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:Parselasyon işleminin subjektif ve kişisel nitelikte bir idari işlem olması nedeniyle, bu işleme karşı dava açma süresinin başlaması için ilgililere yazılı bildirim yapılması gerekmekte olup, iptali istenen işlemin ilgilisine ayrıca tebliğ edilmemiş olduğu hallerde, dava açma süresinin belirlenmesinde işlemin öğrenilme tarihi esas alınacaktır. Ancak bu durumda parselasyonun bütün unsurları ile öğrenilmiş olması gerektiği tartışmasızdır.
Uyuşmazlıkta, dava konusu edilen imar planlarına askı süresi içinde davacıların itirazı olmadığı gibi sonrasında imar planlarına yönelik olarak davalı tarafa yapılan bir başvuru olmadığı görülmüştür. Ancak parselasyon işlemine karşı askı süresi içinde davacılar tarafından itirazda bulunulmuştur.
Parselasyon işlemine askıda yapılan itiraz, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca kabul edilerek davacıların talebi doğrultusunda yeniden düzenleme yapılmış ve bu hususun davacılara bildirilmesine ilişkin yazıların tebliğ tarihine dair dava dosyasında belgeye rastlanılmamış ise de, taşınmazı kapsayan alanda yapılan parselasyon işleminin onay tarihi ve işlem numarasının bildirilmesi talebiyle daha sonra 28.02.2014 tarihinde yapılan başvuru üzerine açılan davada, süre aşımı bulunup bulunmadığı yönünden yukarıda anılan yasal düzenlemeler dikkate alınarak İdare Mahkemesince yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

Mahkemece, davanın süresinde olduğu sonucuna ulaşılması halinde ise öncelikle davanın konusunun ortaya konulması gerekmektedir. Şöyle ki;
Dava dilekçesinde belirtilen işlem numaralarının, alanda kabul edilen imar planlarına ilişkin olduğu görülmüş, ancak dilekçe içeriğinde parselasyon işlemine yönelik iddialara yer verilmiştir.
Bu itibarla, İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… sayılı ara kararı ile, “…Davacılar tarafından dava dilekçesinde; hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın … tarih ve … sayılı oluru ile kesinleşen imar planı hem de anılan planlara göre yapılan … tarih ve … sayılı Bakanlık Olur’u ile onaylanan ve yapılan itirazlar üzerine Bakanlık Makamının … tarih ve … sayılı onay ve … tarih ve … sayılı Olur ile kesinleşen parselasyon işleminin iptali istenilmekte ise de; dava dilekçesinin bütününde parselasyon yani 18. madde uygulamasından kaynaklanan mağduriyetlerin olduğunun ifade edildiği, bu kapsamda 18. madde uygulamasına askı ilan süresi içerisinde 16.05.2013 tarihinde yapılan parselasyon işleminin iptali, bu durum mümkün değilse yapılan uygulamanın yeniden gözden geçirilerek taraflarına tahsis edilmesi gereken yerlerin eski kadastro arsasının bulunduğu yerden müstakil olacak şekilde tahsis edilmesi ve parselasyon işleminin bu şekilde düzenlenmesi hususunda talepte bulunulduğu, Van Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nüm … tarih ve … ve … sayılı yazılarıyla gerekli düzenlemeler yapılarak kadastro parselinizin bulunduğu imar adasından müstakil olarak imar tahsisi yapıldığının belirtildiği görüldüğünden;
Davacı vekilinden :
Dava konusu taşınmazda yapılan parselasyon işleminin yanında parselasyon işleminin dayanağı olan ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 07.02.2013 tarih ve 2364 sayılı kararı ile onaylanan ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 18.04.2013 tarih ve 6091 sayılı oluru ile kesinleşen imar planlarının da iptali istenildiği görülmekle beraber anılan planların hangi yönden veya hangi yönlerden hukuka aykırı olduğunun açıklanmadığı anlaşılmış olup söz konusu planların hangi yönlerden ilgili mevzuata aykırı olduğunun sorularak bu hususu açıklayan bilgi ve belgelerin istenilmesine…” yönelik yapılan araştırmaya istinaden, davacı vekilince 24.04.2015 tarihinde dosyaya sunulan dilekçede, imar planı yerine yine parselasyona özgü iptal nedenleri ileri sürülmüştür.
İdare Mahkemesince, imar planlarının onayına ilişkin işlem numarasına bağlı kalınarak, dava dilekçesi içeriğinde imar planlarına yönelik bir iddia bulunmamasına karşın, imar planları açısından da hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının temyiz dilekçesine yönelik olarak dosyanın incelenmesinden ise:
İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… sayılı ara kararı ile 10.06.2015 tarihinde mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, ancak bu husus keşif tarihinden bir gün sonra 11.06.2015 tarihinde davalılardan Çevre ve Şehircilik Bakanlığına tebliğ edildiğinden anılan idarece keşfe katılım sağlanamamıştır.
Ancak keşif tutanağında anılan idareyi temsil eden kişi olarak imzası bulunan … adlı şahsın şifaen keşfe davet edildiği görülmüş; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekilinin, anılan şahsın Bakanlık tarafından resmi olarak yetkilendirilmediğine dair beyanı ile keşfe katılan bilirkişilere itirazları olup olmadığının usulüne uygun olarak Mahkemeye sunulamadığı yönündeki itirazı İdare Mahkemesince dikkate alınmamıştır.
Bu nedenle, usulüne uygun olarak keşfe katılamadığı anlaşılan davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının katılımı sağlanarak Mahkeme tarafından yeniden bir keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekmektedir.
Bozma kararı üzerine verilecek kararda yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden de yeniden bir değerlendirme yapılacağı açıktır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan temyiz taleplerinin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle imar planları yönünden reddine, parselasyon işlemi açısından iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 13/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.