Danıştay Kararı 6. Daire 2016/5780 E. 2020/10479 K. 05.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/5780 E.  ,  2020/10479 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/5780
Karar No : 2020/10479

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Genel Müdürlüğü Adına … Bölge Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem : … İmamı … Vakfı adına kayıtlı İstanbul ili, Eyüp ilçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda … tarihli, … sayılı ilçe belediye meclisi kararıyla kabul edilen, … tarihli, … sayılı İstanbul II Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararıyla tadilen uygun bulunan, … tarihli, … sayılı büyükşehir belediye meclisi kararıyla uygun bulunarak 21.07.2014 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli koruma amaçlı revizyon uygulama imar planının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti : Temyize konu kararda; mazbut vakıf taşınmazlarında akar niteliğini koruyacak şekilde imar düzenlemesi yapılabileceği ve bu taşınmazlara imar planlarında yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, cami, karakol, okul, resmi hizmet alanı, belediye hizmet alanı gibi akar niteliği olmayan fonksiyonlar verilemeyeceği, dava konusu parselin bulunduğu alanın İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 15.10.2008 tarihli, 2117 sayılı kararı ile Baba Haydar Tekkesi Meşruta Kalıntısı olarak tescil edildiği, dosyada mevcut 1966 ve 1982 yılına ait hava fotoğraflarında ahşap evin görüldüğü, yine halihazırda günümüze ait fotoğrafta da ahşap evin ön kısmında yer alan çeşmenin de bulunduğu ahşap kütlenin mevcut olduğu dikkate alındığında tescilli eserin imar planına işlenmemesinde hukuka uyarlık görülmediği, davalı idarece, plan notları uyarınca tescilli eserlerle ilgili koruma kurulu kararı alındıktan sonra plana işlenebileceği ileri sürülmekte ise de bu plan notunun tescilli yapılarda yapılacak ek yapı ve ilave imalatlara yönelik olduğu, somut uyuşmazlıkta ise bu yönlü bir talebin olmadığı, dolayısıyla anılan plan notu, tescilli eserin plana işlenmesine engel oluşturmayacağından davalının bu iddiasına itibar edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu imar planı ile parsele akar niteliğini ortadan kaldıracak bir fonksiyon verilmediği, gerekli tarihsel araştırmanın yaptırılıp, koruma kurulunca değerlendirilerek tescile ilişkin bir karar alındığında ahşap ev vasfındaki konut kütlesinin plana işlenmesinin mümkün olduğu, ahşap kütlenin mevcut olduğunun koruma kurulunca değerlendirilip tescile ilişkin bir karar alınmadan plana işlenmesinin yasal olarak mümkün olmadığı, dava konusu plan notlarında belirtildiği üzere tescilli esere ilişkin taleplerin koruma kurulunca değerlendirilerek, alınacak karara göre uygulama yapılması gerektiği, davanın süresinde açılmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinde dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve İdare Mahkemelerinde altmış gün olduğu; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı; ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabileceği, yine aynı Yasanın “Üst makamlara başvurma” başlıklı 11. maddesinde, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurunun işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, hükme bağlanmıştır.
3194 sayılı İmar Kanununun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise: “İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tesbit edilen ilan yerlerinde bir ay süre ile ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye Başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde incelenerek kesin karara bağlar.” hükmü yer almaktadır.
Anılan maddelerin birlikte değerlendirilmesinden, imar planlarına karşı, 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi kapsamında başvuru için, 3194 sayılı Yasanın 8/1-b maddesi ile özel bir itiraz süresi getirildiği anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, imar planlarına karşı, bir aylık askı süresi içinde 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi kapsamında başvuruda bulunulması ve bu başvuruya idari dava açma süresinin başlangıç tarihi olan son ilan tarihinden itibaren 60 gün içinde cevap verilmeyerek isteğin reddedilmiş sayılması halinde, bu tarihi takip eden 60 günlük dava açma süresi içinde veya son ilan tarihini izleyen 60 gün içinde cevap verilmek suretiyle isteğin reddedilmesi halinde bu cevap tarihinden itibaren 60 günlük dava açma süresi içinde idari dava açılabileceği, askı süresinde imar planına itiraz edilmemiş ise, son askı tarihinden itibaren 60 gün içinde dava açılabileceği sonucuna varılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda, imar planına askı süresi içinde itiraz edildiğine göre, dava açma süresinin İdari Yargılama Usulü Kanununun 11. maddesi kapsamında belirlenmesi gerekmektedir. Bu bakımdan, yapılan itiraza 60 gün içinde bir cevap verilmemiş ise, itirazın zımnen reddedilmiş olması nedeniyle ilan tarihinin son gününü izleyen ikinci altmış gün içinde davanın açılması gerekir.
Belirtilen süreler geçtikten sonra cevap verilmesi halinde dava açma hakkının canlandığından söz edilemez. Zira İdari Yargılama Usulü Kanununun 10. maddesinin ikinci fıkrasında, yetkili idari makamlarca dava açma süresi geçtikten sonra verilen cevap üzerine tebliğ tarihini izleyen günden itibaren altmış gün içinde dava açılabileceği belirtildiği halde 11. maddede, davanın açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, sonradan yetkili makamlarca cevap verilmesi durumunda, işlemin tebliğinden itibaren altmış gün içinde davanın açılabileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla yetkili makamlarca ne zaman cevap verileceği belli olmayan bir durumda, dava süresinin yorum yoluyla süresi belirsiz bir zamana kadar uzatılması mümkün değildir.
Uyuşmazlıkta, 12.09.2014-13.10.2014 tarihleri arasında askıya çıkarılan dava konusu 1/1000 ölçekli imar planına askı süresi içinde itiraz eden davacı tarafından, itirazının zımnen reddedilmiş sayıldığı 12.12.2014 tarihinden itibaren 60 gün içinde en son 10.02.2015 tarihinde davanın açılması gerekirken, belirtilen süreler geçtikten sonra itirazın reddine ilişkin olarak alınan kararın davacıya tebliği üzerine 11.03.2015 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunmaktadır.
Bu itibarla, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek dava konusu işlemin iptali yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmadığından, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :

12.09.2014-13.10.2014 tarihleri arasında askıya çıkarılan dava konusu 1/1000 ölçekli imar planına davacı tarafından, parselde şu an bulunmayan tescilli eserin imar planına işlenmesi gerektiği gerekçesiyle 10.10.2014 tarihinde itiraz edilmiş, bu itirazın, zımnen reddedilmiş sayıldığı 12.12.2014 tarihinden sonra … tarihli, … sayılı belediye meclisi kararıyla reddedildiğinin davacıya … tarihli, … sayılı davalı idare işlemiyle bildirilmesi üzerine 11.03.2015 tarihinde bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :

Dava süresi, kamu düzeni ile ilgili olup, hak düşürücü nitelik taşır. Nitekim, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda, davanın süresinde açılıp açılmadığı hususu ilk inceleme konuları arasında sayılmış; davanın süresinde açılmadığının tespiti halinde esasa girilmeden süre aşımı yönünden davanın reddine karar verileceği öngörülmüştür (Madde14/3-e ve 15/1-b). Ayrıca, davanın süresinde açılıp açılmadığı hususunun yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gerektiği de vurgulanmıştır (Madde14/6).
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinde dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve İdare Mahkemelerinde altmış gün olduğu; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı; ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabileceği, yine aynı Yasanın “Üst makamlara başvurma” başlıklı 11. maddesinde, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurunun işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, hükme bağlanmıştır.
3194 sayılı İmar Kanununun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise: “İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tesbit edilen ilan yerlerinde bir ay süre ile ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye Başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde incelenerek kesin karara bağlar.” hükmü yer almaktadır.
Anılan maddelerin birlikte değerlendirilmesinden, imar planlarına karşı, 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi kapsamında başvuru için, 3194 sayılı Yasanın 8/1-b maddesi ile özel bir itiraz süresi getirildiği anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, imar planlarına karşı, bir aylık askı süresi içinde 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi kapsamında başvuruda bulunulması ve bu başvuruya idari dava açma süresinin başlangıç tarihi olan son ilan tarihinden itibaren 60 gün içinde cevap verilmeyerek isteğin reddedilmiş sayılması halinde, bu tarihi takip eden 60 günlük dava açma süresi içinde veya son ilan tarihini izleyen 60 gün içinde cevap verilmek suretiyle isteğin reddedilmesi halinde bu cevap tarihinden itibaren 60 günlük dava açma süresi içinde idari dava açılabileceği, askı süresinde imar planına itiraz edilmemiş ise, son askı tarihinden itibaren 60 gün içinde dava açılabileceği sonucuna varılmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Uyuşmazlık konusu olayda, imar planına askı süresi içinde itiraz edildiğine göre, dava açma süresinin İdari Yargılama Usulü Kanununun 11. maddesi kapsamında belirlenmesi gerekmektedir. Bu bakımdan, yapılan itiraza 60 gün içinde bir cevap verilmemiş ise, itirazın zımnen reddedilmiş olması nedeniyle ilan tarihinin son gününü izleyen ikinci altmış gün içinde davanın açılması gerekir.
Belirtilen süreler geçtikten sonra cevap verilmesi halinde dava açma hakkının canlandığından söz edilemez. Zira İdari Yargılama Usulü Kanununun 10. maddesinin ikinci fıkrasında, yetkili idari makamlarca dava açma süresi geçtikten sonra verilen cevap üzerine tebliğ tarihini izleyen günden itibaren altmış gün içinde dava açılabileceği belirtildiği halde 11. maddede, davanın açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, sonradan yetkili makamlarca cevap verilmesi durumunda, işlemin tebliğinden itibaren altmış gün içinde davanın açılabileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla yetkili makamlarca ne zaman cevap verileceği belli olmayan bir durumda, dava süresinin yorum yoluyla süresi belirsiz bir zamana kadar uzatılması mümkün değildir.
Uyuşmazlıkta, 12.09.2014-13.10.2014 tarihleri arasında askıya çıkarılan dava konusu 1/1000 ölçekli imar planına askı süresi içinde itiraz eden davacı tarafından, itirazının zımnen reddedilmiş sayıldığı 12.12.2014 tarihinden itibaren 60 gün içinde en son 10.02.2015 tarihinde davanın açılması gerekirken, belirtilen süreler geçtikten sonra itirazın reddine ilişkin olarak alınan kararın davacıya tebliği üzerine 11.03.2015 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunmaktadır.
Bu itibarla, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek dava konusu işlemin iptali yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 05/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.