Danıştay Kararı 6. Daire 2016/3945 E. 2020/10350 K. 04.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/3945 E.  ,  2020/10350 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/3945
Karar No : 2020/10350

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … ili, … ilçesi, … mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda … Belediye Meclisi’nin 03.07.2014 tarih ve 2014/56 sayılı kararı ile kabul edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile bu karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin … Belediye Meclisi’nin 04.12.2014 tarih ve 2014/104 sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; davacıya ait taşınmazın içerisinde bulunduğu alanda genel yapılaşma karekterinin ayrık nizam iki kat ve bahçeli olduğu dikkate alındığında, dava konusu imar planı değişikliği ile kat adetinin düşürülmesi şehircilik esasları ve planlama ilkeleri açısından uygun olmakla birlikte, davacıya ait taşınmazın bulunduğu … sayılı imar adası, 1/5000 ölçekli nazım imar planında yüksek yoğunluklu konut alanında kaldığı halde dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile yapılaşma koşulunun beş kattan iki kata düşürüldüğü, dolayısıyla üst ölçekli imar planına aykırı olarak düşük yoğunluklu yapılaşma koşullarının belirlendiği anlaşıldığından, planların kademeli birlikteliği ilkesi uyarınca alt ölçekli imar planlarının üst ölçekli imar planlarına uygun olarak hazırlanarak onaylanması gerekmekte iken nazım imar planı değişikliği yapılmadan üst ölçekli plan kararlarına aykırı olarak kat adetinin düşürülmesine ilişkin olarak tesis edilen dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin onaylanmasına ilişkin işlem ile bu işleme yapılan itirazın reddine yönelik 04.12.2014 tarih ve 2014/104 sayılı işlemde bu yönüyle hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 1/5000 ölçekli nazım imar planında değişiklik yapılması için 1/1000 uygulama imar planındaki ana ulaşım arterlerinin ve alan fonksiyonlarının değiştirilmesi gerektiği, dava konusu imar adasında sadece kat sayısının düşürüldüğü, kullanım fonksiyonu değiştirilmeden konut alanı kullanımının devam ettirildiği, imar adasının çevresindeki konut adalarının iki katlı yapılaştığı, dava konusu taşınmazın bu parseller ile aynı fiziksel özelliklere sahip olduğu ve beş katlı yapılaşmaya uygun olmadığı, 29 sayılı imar adasının artan nüfusu için oluşturulan yeşil alan mahkeme kararı ile tekrar resmi kurum alanına dönüştürüldüğünden sosyal donatı hesaplarının değiştiği, böylece artan nüfusun yeşil alan ihtiyacının karşılanamadığı, bu nedenle dava konusu taşınmazın bulunduğu parselde kat sayısının düşürüldüğü, yoğunluk hesaplarının sağlandığı, kat yüksekliğinin arttırılması ile nüfus ve yapı yoğunluğunun artacağı, buna bağlı olarak sosyal donatı ve yeşil alan ihtiyacı ile alt yapı yetersizliğinin ortaya çıkacağı, dava konusu işlemin planlama esaslarına, şehircilik ilkeleri ve kamu yararına uygun olarak tesis edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Taşınmazının bitişiğinde yer alan komşu parselde yapılaşma beş katlı iken kendisine ait parselde yapılaşmanın iki kat olarak belirlenmesinin hukuka aykırı olduğu, bu nedenle mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, temyiz gerekçelerinin yerinde olmadığı, mahkeme dışında özel bir plancıdan istek üzerine alınan belgenin hukuken bir geçerliliği bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının gerekçesinin değiştirilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacıya ait taşınmaz ve içerisinde yer aldığı imar adası 1987 yılında onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında 5 katlı konut alanı olarak planlanmıştır. Daha sonra 1996 yılında yapılan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile davacıya ait taşınmazın da içerisinde yer aldığı imar adası ve çevresindeki diğer bazı imar adalarında kat adedi 5 kattan 2 kata düşürülmüş, 2008 yılında yapılan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile de sadece davacıya ait taşınmazın bulunduğu imar adasında kat adedi tekrar 5 kat olarak planlanmıştır. Son olarak 2014 yılında yapılan dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile davacıya ait taşınmazda ve içerisinde yer aldığı imar adasının henüz yapılaşmamış kısmında (…,…,…,…,…,…,… ve … sayılı parsellerde) kat adedi tekrar 5 kattan 2 kata düşürülmüş, yapılaşmanın tamamlandığı diğer kısımlarda 5 kat olan yapılaşma koşulu korunmuştur.
Bunun üzerine davacı tarafından taşınmazında kat adedinin 5 kattan 2 kata düşürülmesine ilişkin … Belediye Meclisi’nin 03.07.2014 tarih ve 2014/56 sayılı kararı ile kabul edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile bu karara karşı yaptığı itirazın reddine ilişkin … Belediye Meclisi’nin 04.12.2014 tarih ve 2014/104 sayılı kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde, nazım imar planı; varsa bölge ve çevre düzeni planlarına uygun olarak hali hazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları gösteren ve uygulama imar planının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile beraber bir bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
3194 sayılı Kanun’un 6. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde, planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmıştır. Anılan Kanun’un 8. maddesinde ise alt ölçekli planların üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkelerine, stratejilerine ve kararlarına uyumlu olması zorunluluğu getirilmiştir.
14.06.2014 tarih ve 29030 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin 23. maddesinde; “Nazım imar planında karar düzeyi ve içerikleri bakımından, uygulama imar planındaki detay kararlar alınmaması esas olup, uygulamaya dönük kararlar uygulama imar planlarında belirlenir.” hükmüne, 24. maddesinin dördüncü fıkrasında; ”Uygulama imar planlarında yapılaşma koşullarına ilişkin olarak; ayrık, bitişik, blok yapı nizamı ile Taban Alanı Kat Sayısı (TAKS), Kat Alanları Kat Sayısı (KAKS), emsal, bina yüksekliği, yapı yaklaşma mesafeleri belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
3194 sayılı Kanun’da yer alan tanıma göre nazım imar planları, bir kentin gelecekteki nüfus ve işgücü tahmin ve dağılımlarına bağlı olarak alacağı formu ve ticaret, sanayi, konut gibi bölgelerle iskan bakımından yoğun veya seyrek bölgeleri ve iskana elverişli, iskana elverişli olmayan veya iskana izin verilmeyen bölgeleri, sosyal donatı alanları, kamusal ve yeşil alanları da içerecek şekilde kentin gelişme yönlerini, ana ulaşım sistemine ait bilgileri ana hatları ile göstermek suretiyle arazi parçalarının kullanma şekillerini belirleyen planlardır. Bu planlarda yerleşmenin gelişme yönü, büyüklüğü ve arazi kullanımlarının fonksiyonel dağılımı ve genel yoğunlukları belirlenmekte ve alt ölçekteki uygulama imar planları da ancak nazım imar planları esaslarına göre çizilebilmektedir.
İmar planları yapılırken 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile belirlenen yapılaşma koşulları 1/1000 ölçekli planda aynen korunabileceği gibi bölgenin doğal yapısı, jeoljik yapısı veya başka etkenlerden dolayı daha düşük yapılaşma koşulları belirlenebilecektir. Bu durum 1/1000 ölçekli uygulama imar planının üst ölçekli plan olan 1/5000 ölçekli nazım imar planına aykırı olduğu anlamına gelmeyecektir. Ancak 1/1000 ölçekli imar planıyla 1/5000 ölçekli imar planında getirilen yoğunluk kararından fazla yapılaşma koşulu getirilemeyeceği tabiidir.
Bu nedenle, yürürlükteki 1/5000 ölçekli nazım imar planında (üst sınır niteliğinde olan) yüksek yoğunluklu konut alanında kalan davacıya ait taşınmazın bulunduğu imar adasının, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile imar adasının bir kısmında yapılaşma koşulunun beş kattan iki kata düşürülmesi suretiyle düşük yoğunluklu konut alanı olarak belirlenmesi, yoğunluk kararları açısından plan kademelendirilmesi ilkelerine aykırılık oluşturmamaktadır.
Öte yandan, yukarıda açıklandığı üzere, davacıya ait taşınmaz ile bu taşınmazın içerisinde yer aldığı imar adası ve çevresindeki diğer bazı imar adalarını kapsayan alanda parçaçıl şekilde yapılan imar planı değişiklikleri ile yapılaşma koşulları birçok kez değiştirilmiş, böylelikle davacıya ait taşınmazın bulunduğu çevrede ve aynı imar adasında yer alan parsellerde farklı yükseklikte ve yoğunlukta konut alanları belirlenmiştir. Bu durum aynı bölgede benzer konum ve özelliklere ancak farklı yapılaşma koşullarına sahip taşınmazlar oluşmasına, kat adedi bütünlüğünün bozulmasına, kentsel mekanda devamlılığı ve eşitlik ilkesini zedeleyici sonuçlar oluşmasına neden olmuştur.
Bu nedenle, bölgenin genel karakteri açısından uyuşmazlığa konu alan ve yakın çevresinin bir bütünlük içinde ele alınıp, bilimsel tekniklere ve yöntemlere dayalı olarak, teknik ve sosyal altyapı alanlarının mevzuata uygun şekilde ayrılması suretiyle yapılacak imar planlaması neticesinde kat adedi ve konut yoğunluğunun belirlenmesi, taşınmazın bulunduğu alanda devamlılık ve süreklilik sağlanması gerektiğinden dava konusu imar planı değişikliğinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu durumda; dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.