Danıştay Kararı 6. Daire 2016/3253 E. 2020/8196 K. 24.09.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/3253 E.  ,  2020/8196 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/3253
Karar No : 2020/8196

TEMYİZ EDEN : I-(DAVACILAR)1- …
2- …
II-(DAVALI) … Belediye Başkanlığı / …
VEKİLİ : Av. … (Aynı yerde)

KARŞI TARAF : I-(DAVALI) … Belediye Başkanlığı
II-(DAVACILAR)1- … 2- …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacıların hissedarı olduğu Sivas İli, Merkez, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda yapılan ve … tarihli, … sayılı belediye encümeni kararıyla onaylanan parselasyon işlemi ile bu işlemin dayanağı durumundaki … tarihli, … sayılı belediye meclisi kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve … tarihli, … sayılı belediye meclisi kararıyla onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planıının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dava konusu parselasyon işlemi yönünden yapılan incelemede, uyuşmazlık konusu taşınmaza ilişkin olarak … tarihli, … sayılı belediye encümeni kararıyla onaylanan parselasyon işleminin iptali istemiyle … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında açılan davada alınan bilirkişi raporu ile dosyadaki diğer bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, müstakil imar parseli tahsis edilmesine engel bir durum bulunmamakta iken davacılara müstakil imar parseli tahsis edilmediğinden parselasyon işleminin dağıtım ilkeleri ve parselasyon tekniklerine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Dava konusu nazım imar planı yönünden yapılan incelemede, davacılar tarafından parselasyon işlemine yapılan itirazın reddi yolundaki işlemin davacılara 16/01/2015 tarihinde tebliğ edildiği, bu tarihten itibaren 60 gün içerisinde en geç 16/03/2015 tarihine kadar nazım imar planının dava konusu edilmesi gerektiği halde, söz konusu sürenin geçmesinden sonra savunmaya cevap dilekçesinde yer verilen nazım imar planının iptali isteminin süre aşımı nedeniyle incelenmesine olanak bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Dava konusu uygulama imar planı yönünden yapılan incelemede, bir önceki uygulama imar planının iptali istemiyle … İdare Mahkemesinin E: … sayılı dosyasında açılan davada alınan bilirkişi raporu ile dosyadaki diğer bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, uyuşmazlık konusu taşınmazın 1984 yılından itibaren yapılan tüm uygulama imar planlarında kısmen 7 metrelik yol kısmen konut alanında kaldığı, anılan yaya yolunun süreklilik arz ettiği, ruhsatlı yapılaşmaların gerçekleştiği, yol güzergahının uyuşmazlık konusu taşınmazı koruyacak biçimde kaydırılmasının ya da yolun tamamen kapatılmasının alandaki mevcut yapılaşmayı olumsuz etkileyeceği, yol planlamasının ulaşım planlaması ilkesine ve imar mevzuatına uygun olduğu, mevzuat gereği parsellerin 7 metreden dar yollardan mahreç almasının mümkün olmadığı anlaşıldığından dava konusu uygulama imar planında şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu parselasyon işleminin iptaline, nazım imar planı yönünden davanın süre aşımı nedeniyle reddine ve uygulama imar planı yönünden ise davanın esastan reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planının dava dilekçesinde dava konusu edilmemesinin davalı idarece bilgi verilmemesinden kaynaklandığı ve dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında uyuşmazlık konusu taşınmazın üzerinden geçirilen yolun kaldırılması gerektiğinden mahkeme kararının davanın reddine ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.
Davalı idare tarafından, dava konusu parselasyon işlemi hakkında daha önce yapılmış farklı bir parselasyon işlemi ile ilgili bilirkişi raporuna dayanılarak karar verildiği, görülmekte olan dava özelinde bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın karar verilmesinin uygun olmadığı, önceki parselasyon işlemi ile davacılara üç ayrı imar parselinde imar tahsisi yapıldığı halde dava konusu parselasyon işlemi ile iki ayrı parselde imar tahsisi yapıldığı, davacılara tek imar parselinden tahsis yapılması mümkünse de müstakil imar tahsisi yapılmasının teknik olarak mümkün olmadığı, mahkeme kararının iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
Davacı tarafından, mahkeme kararının iptale ilişkin kısmında bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Davalı idare tarafından, mahkeme kararının davanın reddine ilişkin kısmında bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Sivas Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararıyla davacıların hissedarı olduğu Sivas İli, Merkez, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve … tarihli, … sayılı kararıyla da 1/1000 ölçekli uygulama imar planı onaylanmıştır. Sivas Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı kararıyla ise davacılara ait taşınmazın bulunduğu alanda yapılan parselasyon işlemi onaylanmıştır.
Bunun üzerine, anılan işlemlerin uyuşmazlık konusu taşınmaza ilişkin kısımlarının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyize konu mahkeme kararında, gerek dava konusu uygulama imar planı gerekse de dava konusu parselasyon işlemi hakkında karar verilirken daha önce yapılmış uygulama imar planı ve parselasyon işleminin iptali istemiyle açılan davalarda alınan bilirkişi raporlarındaki tespitlere göre değerlendirme yapılmıştır.
Yapılan incelemede, bilirkişi raporunun ait olduğu dosyada iptali istenen parselasyon işlemi ile dava konusu parselasyon işlemi arasında birtakım farklılıkların bulunduğu ve bu bilirkişi raporunun dava konusu parselasyon işleminin hukuka uygun olup olmadığının değerlendirilmesi bakımından yeterli olmadığı; davacının temyiz dilekçesinde, mahkemece dava konusu uygulama imar planı hakkında karar verilirken dayanak alınan, önceki uygulama imar planının iptali istemiyle açılan davada düzenlenen bilirkişi raporuna çok sayıda itirazın ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle parselasyon işleminin dayanağı uygulama imar planı, dağıtım ilkeleri ve parselasyon tekniklerine uygun olup olmadığı; uygulama imar planının ise üst ölçekli planlara, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olup olmadığı ortaya konulduktan sonra yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
Dava konusu nazım imar planına gelince; davanın genişletilmesi yasağı uyarınca bir davada mahkemece yapılacak değerlendirme dava dilekçesinde iptali istenen işlemlerle sınırlı olması gerektiğinden dava dilekçesinde iptali istenmediği halde, davacının davalı idarece verilen savunma dilekçesine karşı verdiği ikinci dilekçede iptalini istediği nazım imar planı hakkında mahkemece hüküm kurulmasına olanak bulunmamaktadır.
Bu itibarla, parselasyon işleminin iptali, nazım imar planı yönünden davanın süre aşımı nedeniyle reddi ve uygulama imar planı yönünden ise davanın esastan reddi yolunda verilen temyize konu kararda isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının ve davalının temyiz istemlerinin kabulüne,
2.Dava konusu parselasyon işleminin iptali, nazım imar planı yönünden davanın süre aşımı nedeniyle reddine ve uygulama imar planı yönünden ise davanın esastan reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4.2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 24/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.