Danıştay Kararı 6. Daire 2016/2710 E. 2020/9405 K. 14.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/2710 E.  ,  2020/9405 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/2710
Karar No : 2020/9405

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: İstanbul İli, Büyükçekmece İlçesi, … Bölge, …, … pafta … parsel sayılı 300,00 m2 arsa niteliğindeki taşınmazın maliki olan davacı, tarafından, taşınmazın tamamının park alanı fonksiyonuna dönüştürülmesine ilişkin kısmı yönünden … ve … Mahalleleri 1/5000 ölçekli imar planının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dosyanın ve mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporun birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu planlama alanının 15.06.2009 tarihli İstanbul Çevre Düzeni Planı doğrultusunda konut alanlarının içerisinde kalması nedeni ile fonksiyonel olarak dönüştürülmek istenen bir alan olduğu ancak üst ölçekli plan öngörülerinin başarısı fonksiyonların yerseçimi ve büyüklüğünün belirlenmesi kadar, bu kararların nasıl uygulanacağına ilişkin araçların doğru saptanmasının önem arz ettiği mevcut durumda işlevini sürdüren bir sanayi alanında mevcut istihdam ve yerel/ulusal ekonomiye kazandırdığı katma değerin yeterince değerlendirilmemiş olması dava konusu olan nazım imar planının teknik eksikliklerinden biri olduğu, sanayi alanlarının kent içinde kalmasının yarattığı sorunları çözmek adına dava konusu plan ile herhangi bir uzlaşıya gidilmediği uygulama araçlarını doğru tanımlanmaksızın fonksiyon değişiminin öngörüldüğü, dava konusu parsel için getirilen “park ve dinlenme alanı“ kararı şüphesiz konut alanının en önemli destekleyici donatılarından biri olduğu, ancak uygulanabilmesi halinde anlam ifade edebileceğinden dava konusu planın şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve teknikleri ile kamu yararına uygun olmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu planla getirilen fonksiyonun planlama teknikleri, şehircilik ilkeleri ve kamu yararına uygun olduğu ileri ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : İşlem tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 29.maddesinde; “İmar planında gösterilen yolların genişletme, daraltma ve güzergahına ait imar planı değişikliklerinde 1) Devamlığı olan bir yol belli bir kesimde daraltılamaz. 2) Yolların kaydırılmasında, mülkiyet ve yapılaşma durumu esas alınır. 3) İmar planlarındaki gelişme alanlarında (7,00) metreden dar yaya, (10,00) metreden dar trafik yolu açılamaz, Meskun alanlarda mülkiyet ve yapılaşma durumlarının elverdiği ölçüde yukarıdaki standartlara uyulur. 4) İmar planı değişikliği ile çıkmaz sokak ihdas edilemez. 5) İmar planı içinde kalan karayolu, kent içi geçişinin değiştirilmesi durumunda, Karayolları Genel Müdürlüğü’nden alınacak görüşe uyulur.” kuralı yer almıştır.
Dava konusu edilen nazım imar planının eki niteliğindeki imar planı notlarının 15.1. maddesinde Kent içi yollar düzenlenmiş ve düzenlemede “Planda gösterilen karayolları 1/5000 ölçek hassasiyetinde gösterilmiş olup, taşıt izleri, tretuar ve yaya aksları yol enkesiti içerisindedir. Bu planda gösterilmeyen 12 metre ve 12 metreden daha az genişlikteki trafik yolları ilgili kurumların görüşleri alınarak 1/1000 ölçekli uygulama imar planında gösterilecektir…..” hükmü yer almıştır. Diğer bir ifade ile söz konusu nazım imar planında 12 metre genişliğinden daha az olan yollar gösterilmemiştir. Taşıt yolu olan 10,00 metre ve üzerindeki en kesitli yolların ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümünü gösterecek olan 1/5000 ölçekli nazım imar planında yer alması gerekmektedir. Ancak yukarıda belirtilen plan notunda bu durum gözardı edilerek düzenleme yapıldığı anlaşıldığından plan notuna ilişkin iptal kararı verilmesi gerektiğinden bu kısma ilişkin belirtilen gerekçe ile mahkeme kararının kısmen onanması, dava konusu planın yapıldığı bölgede, bölgenin jeolojik yapısı nedeniyle 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında sanayi alanlarının kaldırılması ve dava konusu nazım imar planı ile jeolojik yapıya uygun fonksiyonların verilmesinde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığından bu kısma ilişkin olarak temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına kayıtlı İstanbul İli, Büyükçekmece İlçesi, … ve … Mahalleleri … sayılı parselin 05.10.2000 tarihli 1/5000 ölçekli nazım imar planında “sanayi alanı”, 05.10.2000 tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planında “sanayi-ticari konut” lejantında gösterilmiş, … tarihli, … sayılı İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi kararı ile kabul edilerek aynı tarihte onanan ve 03/07/2013-01/08/2013 tarihleri arasında askıya çıkarılan 1/5000 ölçekli nazım imar planınında taşınmazın “park ve dinlenme alanı” olarak belirlenmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde, nazım imar planı; varsa bölge ve çevre düzeni planlarına uygun olarak hali hazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları gösteren ve uygulama imar planının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile beraber bir bütün olan plan olarak, tanımlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İmar planları, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak, belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kentin kendine özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus, alan, hizmet ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli alanları arasında olan bağlantılar gözönüne alınarak hazırlanır. Anılan ölçütlere göre hazırlanan imar planları zamanla planlanan alandaki koşulların zorunlu kıldığı biçimde ve yasalarda öngörülen yöntemlere uygun olarak değiştirilir.
Toplum yaşamını yakından etkileyen fiziksel çevrenin sağlıklı bir yapıya kavuşturulması ve toprağın koruma ve kullanma dengesinin en rasyonel biçimde belirlenmesi için hazırlanan imar planlarının yargısal denetiminde, bu hususlara uyulup uyulmadığının, planlanan yörede taşınmazların imar planında tahsis edildikleri amaç yönünden şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygunluk açısından incelenmesi gerekmektedir.
15.06.2009 tasdik tarihli 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında dava konusu parseller ‘kısmen meskun alan, kısmen kentsel ve bölgesel donatı alanı” olarak belirlenmiştir.
İstanbul İli, Büyükçekmece İlçesi, … Mahallesi, …,…, …,… sayılı parsellerde malik, …, …,…,… ve … ada … sayılı parseller yönünden hisseli malik olan davacı tarafından, taşınmazların “yeşil alan” olarak belirlenmesine ilişkin, … tarihli … sayılı belediye meclisi kararı ile kabul edilen 1/5000 ölçekli Büyükçekmece İlçesi … ve … Mahalleleri Nazım İmar Planının iptali istemiyle … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında açılan davada yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda; “plandaki fonksiyonel değişikliklerin sadece davaya konu parsellere yönelik olmayıp bölgesel alanda olduğu, özellikle D-100 karayolunun kuzeyinde kalan sanayi ve küçük sanayi alanlarının (mevcutta da halen faal durumda olan) desantralize edilmesine yönelik plan kararları alındığı, davaya konu parsellerin de bulunduğu bölgenin, üst ölçekli 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı ile işlev yönünden uyumlu olduğu ifade edilerek, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında “anayi işlevi farklılıklaştırılacak alanlar” başlığı altında 7.4.3 nolu plan notunda “İstanbul’da özellikle merkez alanlarda kalan, ancak mekan yetersizlikleri, kullanım uyumsuzlukları, kentsel değer artışları nedeniyle yer değiştirmesi ve farklı işlev yüklenmesi öngörülen sanayi alanlarının büyük bir kısmının, hizmet fonksiyonuna dönüşen alanlar olarak belirlendiği, Avrupa yakasında Arnavutköy, Silivri, Mimar Sinan ile Anadolu yakasında Maltepe bölgelerinin önceliklerin belirlenmesiyle sanayi kullanımından farklı kullanımlara dönüşme potansiyeline sahip alanlar olduğunun belirtildiği, dava konusu plan raporunda da; planın amacının, üst ölçekli planlarla uyumlu, bölge şartlarına ve zemin yapısına uygun yoğunlukta ve gerekli donatı alanlarına sahip yerleşimlerin oluşturulması şeklinde plan politikasının kararlaştırıldığı, planın, dava konusu parseller açısından değerlendirildiğinde, plan kararlarının oluşturulma aşamasında; planlama alanında merkez hiyerarşisi ve dağılımı açısından dengesizlik sözkonusu olduğundan bu alanda da üst ölçekli plan hükümleri doğrultusunda alt merkezler oluşturularak merkez kademelenmesinin sağlanmasının öngörüldüğü, Büyükçekmece … ve … Mahallelerinde yaşanan en önemli sorunlardan birisinin sanayi alanlarının desantralizasyonu, yerleşme ve donatı dengesi gözetilmesi ve yoğunluk kademelendirilmesinin alt bölgelere göre dengelenmesi olduğu, dava konusu planda, planlama alanında ayrılan sosyal donatı alanları ve rekreatif alanların kamu eline geçmesi için uygun alanlarda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine göre uygulama yapılmasının, plan uygulama aracı olarak kabul edildiği ve planlama yaklaşımı geliştirilirken de öncelikle hedefler içerisinde, sanayi alanlarının imar kanununun 18.maddesi yoluyla fonksiyonlarının değiştirilmesi için söz konusu alanlarda kalan yapıların imar haklarının donatı ve fonksiyon dengesi gözetilerek tekrar revize edilmesi gerektiği, İstanbul’un sahip olduğu doğal kimlik değerlerinin (orman alanları, su havzaları, tarım alanları gibi) oluşturduğu coğrafyada, planlama alanının doğal ve ekolojik yapısının da oldukça önem taşıdığı, çevresel sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde bölgenin özellikleri ile (planlama alanı) İstanbul kent kimliğinin, birbirlerini etkileyen aynı zamanda destekleyen unsurlar olduğu, dava konusu planlama alanına ilişkin alınan plan kararlarının da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği, uyuşmazlık konusu parsellere getirilen parklar ve dinlenme alanları işlevinin planlama hiyerarşisine, planlama ilkelerine ve kamu yararına uygun bulunduğu” şeklinde görüş bildirilmesi üzerine, … tarihli K:… sayılı kararla davanın reddine karar verildiği, bu kararın Dairemizin 01/03/2016 tarihli, E:2015/6861, K:2016/876 sayılı kararı ile onandığı 13/05/2019 tarihli, E:2016/7375, K:2019/4052 sayılı karar ile de karar düzeltme isteminin reddine karar verilerek kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla, yukarıda değinilen yargı kararında yer alan tespitler doğrultusunda öngörüldüğü şekliyle dava konusu planın yapıldığı bölgede, bölgenin jeolojik yapısı nedeniyle 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında sanayi alanlarının kaldırılması ve dava konusu nazım imar planı ile jeolojik yapıya uygun fonksiyonların verilmesinde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık, dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 14/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.