Danıştay Kararı 6. Daire 2016/2463 E. 2020/9145 K. 12.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/2463 E.  ,  2020/9145 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/2463
Karar No : 2020/9145

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1- … 2- … Mirasçıları
…, …, …
…, …, …
…, …, …
…, …, …
…, …, …, … ve …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Belediye Başkanlığı – …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel ile … ada, …parsel sayılı taşınmazlar ile birlikte parselasyon işlemi sonucunda oluşan … ada … parselin sağlık tesisi alanı kullanımında kalmasına rağmen bu parselde yapıldığı öne sürülen halk merkezi inşaatının mühürlenmesi ve bu inşaata verildiği belirtilen yapı ruhsatının iptali istemiyle yapılan 02/06/2014 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dava konusu parselin 1/1000 ölçekli uygulama imar planında “sağlık tesisi alanı” olarak düzenlendiği, plan notlarında “sağlık tesis alanı”na ilişkin açıklamalarda “Bu alanlarda projeye göre uygulama yapılacak olup hastane, poliklinik, dispanser, sağlık merkezi, sağlık evi ve doğum evi gibi tesisler yer alabilir.” şeklinde düzenlemelere yer verildiği belediye tarafından inşaatına başlanan “halk sağlığı evi” inşaatının da plan notlarında yer alan düzenlemelere göre planlama tekniği ve kamu yararına da uygun olduğu gibi plan notlarına karşı da dava açılmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu taşınmaz üzerinde halk sağlığı evi değil halk evi olduğu, keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmadan ve binayı görmeden karar verildiği, dolayısıyla eksik inceleme nedeniyle kararın hatalı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Mahkeme kararının hukuka ve usul ekonomisine uygun olduğu belirtilerek temyiz istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
… İli, … İlçesi, … Mahallesi, …ada, … parsel ile … ada, …parselde davacılar adına kayıtlı taşınmazlar ile birlikte parselasyon işlemi sonucunda oluşan … ada … parselin “sağlık tesisi alanı” kullanımında kalmasına rağmen, parsele yapıldığı iddia edilen halk merkezi inşaatının mühürlenmesi ve bu inşaata verildiği belirtilen yapı ruhsatının iptali istemiyle yapılan 02.06.2014 tarihli başvurunun zımnen reddi üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun “Genel esas” başlıklı 3. maddesinde; “Herhangi bir saha, her ölçekteki plan esaslarına, bulunduğu bölgenin şartlarına ve yönetmelik hükümlerine aykırı maksatlar için kullanılamaz.
” düzenlemesinin yanı sıra 8. maddesinin (b) fıkrasında: “İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tesbit edilen ilan yerlerinde bir ay süre ile ilan edilir. Bir aylık süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar. Kesinleşen imar planlarının bir kopyası Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gönderilir.” hükmü yer almaktadır.
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin “Kent bölgeleri tanımları ve alan kullanış şartları” başlıklı 14. maddesinin 3. fıkrasının (e) bendinde; “Sağlık tesisleri alanı: Hastane, sağlık ocağı, aile sağlık merkezi, doğumevi, dispanser ve poliklinik, ağız ve diş sağlığı merkezi, fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi, entegre sağlık kampüsü gibi fonksiyonlarda hizmet veren gerçek veya tüzel kişilere veya kamuya ait tesisler için uygulama imar planında özel veya kamu tesisi alanı olduğu belirtilmek suretiyle ayrılan alanlardır. Özel sağlık tesisi yapılacak alanlar belirlenmeden Sağlık Bakanlığının taşra teşkilatının uygun görüşü alınır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin a) Belediye hizmet alanı: Belediyelerin görev ve sorumlulukları kapsamındaki hizmetlerinin götürülebilmesi için gerekli itfaiye, acil yardım ve kurtarma, ulaşıma yönelik transfer istasyonu, araç ve makine parkı, bakım ve ikmal istasyonu, garaj ve triyaj alanları, belediye depoları, asfalt tesisi, atık işleme tesisi, zabıta birimleri, mezbaha, ekmek üretim tesisi, pazar yeri, idari, sosyal ve kültürel merkez gibi mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçları karşılamak üzere kurulan tesisler ile sermayesinin yarıdan fazlası belediyeye ait olan şirketlerin sahip olduğu tesislerin yapılabileceği alandır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli planda, sağlık tesis alanı olarak belirlendiği, taşınmaz üzerine … Belediyesine bağlı olarak … Sağlık Yaşam Alanı inşaa edildiği ve belediyenin Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü’ne bağlanarak faaliyete başlandığı, binada kadınlara yönelik okuma ve meslek edindirme kursları verildiği, sunulan kamu hizmetinin sosyal ve kültürel özellikler taşıyan belediye hizmeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda bahsi geçen Yönetmelikte sağlık tesisi alanının; “Hastane, sağlık ocağı, aile sağlık merkezi, doğumevi, dispanser ve poliklinik, ağız ve diş sağlığı merkezi, fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi, entegre sağlık kampüsü” olarak tanımladığı, Dairemizce resen yapılan araştırmada parsel üzerine inşaa edilen binada sağlık tesisi alanı niteliğinde bir kamu hizmetinin verilmediği, parselin ve parsel üzerindeki yapının Sağlık Bakanlığına tahsisli olup olmadığının da İdare Mahkemesince araştırılmadığı görülmektedir.
Bu durumda, binada yapılan faaliyetin niteliği itibari ile sağlık hizmeti değil belediyenin sosyal ve kültürel hizmeti olduğu, böyle bir hizmetin verilebilmesi için alanın 1/1000 ölçekli planda “belediye hizmet alanı” “olarak belirlenmesi gerektiği açık olduğundan dava konusu zımni ret işleminin iptali gerekir iken eksik inceleme ile davanın reddi yönünde verilen mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 12/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.