Danıştay Kararı 6. Daire 2016/18 E. 2020/8846 K. 07.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/18 E.  ,  2020/8846 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/18
Karar No : 2020/8846

TEMYİZ EDENLER:1- (DAVACI) … Ltd. Şti.
2- (DAVALI) … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF : 1- (DAVALI) … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
2- (DAVACI) … Ltd. Şti.

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının davacı tarafından redde ilişkin kısmının, davalı idare tarafından iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … ili, … ilçesi, … Merkez Mahallesi, … ada, … sayılı parsel; aynı yer … Mahallesi, … Caddesi, … pafta, … ada, … sayılı parsel ile … ada, … ve … sayılı parselleri kapsayan alanda … Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararıyla kabul edilen 1/5000 ölçekli … İlçesi TEM Güneyi Nazım İmar Planının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dosyanın ve mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporun birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu 1005 ada, 1 sayılı parselin “(K2) 300 ki/ha yoğunlukta konut alanı”, … ada, … sayılı parselin tamamının “ticaret+hizmet (T6) alanı” … sayılı parselin kısmen 25 m. yol alanı, kısmen ”(T6) ticaret+hizmet alanı”, … ada, … sayılı parselin kısmen “sanayi alanı”, olarak belirlenen işlevlerinin, bölgede söz konusu yerleşmenin mevcut ve gelecekteki durumu ile uyumlu ve plan yapım yöntem ve tekniklerine uygun olduğu, ancak … ada, … sayılı parseldeki fabrika yapısının bahçesinde yer alan ve fabrikanın ayrılmaz bir parçası olan buhar kazanlarının bulunduğu kısmın “park ve dinlenme alanı” olarak belirlenmesinin planlama esasları ve şehircilik ilkelerine uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle … ada, … sayılı parselin kısmen “park ve dinlenme alanı” olarak belirlenmesi hukuka aykırı bulunarak bu kısım yönünden dava konusu işlemin iptaline, diğer kısımlar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından; dava konusu imar planı nedeniyle davacı şirketin işleyişinin durdurulacak noktaya getirildiği, yeşil alanın şirket binaları ile çakıştığı, yol genişlemesinin ise şirkete ait eklentilerin kaldırılmasını gerektirdiği, mülkiyet hakkının ihlal edildiği, işlemde kamu yararı bulunmadığı, dava konusu imar planının iptal edilerek değişen ihtiyaçlara göre yeniden düzenlenmesi gerektiğinden kararının aleyhe olan kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından; dava konusu imar planının ilgili mevzuat çerçevesinde, şehircilik ilkeleri ve planlama esasları dahilinde bütüncül bir planlama yaklaşımı ile hazırlandığı, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığı, park ve yeşil alan kararının kaldırılmasının plan kararları ve bütünlüğü ile donatı-nüfus dengesini bozucu nitelikte olduğu, Mahkeme kararının iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI:
Davalı idare tarafından; dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek davacının temyiz istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Davacı tarafından; savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : Mülkiyeti davacı şirkete ait olan … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parsel; aynı yer … Mahallesi, … Caddesi, … pafta, … ada, … sayılı parsel ile … ada, … ve … sayılı parselleri kapsayan alanda İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararıyla kabul edilen 1/5000 ölçekli … İlçesi TEM Güneyi Nazım İmar Planının iptali istenilmiştir.
Davalı idare tarafından sunulan ve 30/10/2019 tarihinde kayda giren dilekçede; taraflarına tebliğ edilen … İcra Dairesinin … tarihli, … iflas sayılı yazısında, davacı … Ltd. Şti.’nin 03/10/2019 tarih, saat 14:25 itibariyle iflasına karar verildiğinin bildirildiği belirtilerek dosyanın işlemden kaldırılması talep edilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Tarafların Kişilik veya Niteliğinde Değişiklik” başlıklı 26. maddesinin 1. fıkrasında; dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar, gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verileceği, dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemişse varsa yürütmenin durdurulması kararının kendiliğinden hükümsüz kalacağı; aynı maddenin 2. fıkrasında ise; yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçelerin iptal edileceği, hükme bağlanmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 184. maddesinde; iflasın açıldığı zamanda müflisin haczi kabil bütün mallarının hangi yerde bulunursa bulunsun bir masa teşkil edeceği ve alacakların ödenmesine tahsis olunacağı, iflasın kapanmasına kadar müflisin uhdesine geçen malların masaya gireceği, müflis namına gelen mektupların iflas idaresi tarafından açılacağı ve sair mevrudelerin de masaya gönderilmesinin posta idaresine bildirileceği; 191. maddesinde; borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufunun alacaklılara karşı hükümsüz olacağı; 194.maddesinde; acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davalarının duracağı ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabileceği, bu hükmün şeref ve haysiyete tecavüzden, vücut üzerinde ika olunan zararlardan doğan tazminat davaları ile evlenme, ahvali şahsiye veya nafaka işlerine müteallik ihtilaflara, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerle ilgili olarak açılmış olan hukuk davalarına tatbik olunmayacağı, dava durduğu müddetçe zamanaşımı ve hakkı düşüren müddetlerin işlemeyeceği; 218. maddesinde; iflas dairesince defteri tutulan mallar bedelinin tasfiye masraflarını koruyamayacağı anlaşılırsa basit tasfiye usulünün tatbik olunacağı; 226. maddesinde de; masanın kanunî mümessilinin iflas idaresi olduğu, idarenin masanın menfaatlerini gözetmek ve tasfiyeyi yapmakla mükellef olduğu, hükümlerine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İcra ve İflas Kanununda hüküm altına alınan kurallarda belirtildiği üzere, iflasın açılması ile müflisin masaya giren malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlanmakta, iflas kapanıncaya kadar bu mallar üzerindeki her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hüküm ifade etmemekte olup müflis şirketin tasarruf yetkisi iflas masasına ve masanın kanunî mümessilliği de iflas idaresine geçmektedir.
Davalı idare tarafından sunulan dilekçe ve eki belge suretinin incelenmesinden, … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve E: … sayılı dosyasında, davacı … Ltd. Şti.’nin 03/10/2019 tarih, saat 14:25 itibariyle iflasına karar verildiği; iflas işlemlerine … İcra ve İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasında devam edildiği görülmektedir.
Bu itibarla, davacı şirketin iflas etmesi halinde, tasarruf yetkisi iflas masasına ve masanın kanunî mümessilliği de iflas idaresine geçeceğinden, İdare Mahkemesince gerekli araştırma yapılarak, davacı şirketin iflasına karar verildiği sonucuna ulaşılması halinde, uyuşmazlıkta 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 26. madde hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen reddine, kısmen dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
2. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
3. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 07/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.