Danıştay Kararı 6. Daire 2016/1779 E. 2020/10228 K. 03.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/1779 E.  ,  2020/10228 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/1779
Karar No : 2020/10228

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Bakanlığı
KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … İli, … İlçesi, … ada, … sayılı parsel üzerinde yapılan yapının 4708 sayılı Kanunun 2. maddesinin 4.fıkrasının (c) ve (g) bentlerinde öngörülen esaslara göre denetlemediğinden bahisle … Ltd. Şti’nde yapı denetçisi olan davacının aynı Kanunun 8.maddesi uyarınca denetim faaliyetinin bir yıl süreyle geçici olarak durdurulmasına ilişkin 06.04.2014 tarih ve 28964 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan … tarihli, … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; yapının 12.01.2012 tarihinde mahallinde yapılan denetiminde ve dosyasında yapılan incelemede, ön cephede 2. ve 3. katta giriş kapısının üstüne 90x180cm ebatlarında fazla çıkma yapıldığı, ön cephede yer alan terasta 100x300cm fazla çıkma yapıldığı, arka cephede yer alan terasta 100x300cm fazla çıkma yapıldığı, çatının yaklaşık olarak 150cm yüksek yapıldığı, ruhsat ve eklerine aykırılıklarla ilgili olarak zamanında ilgili idareye bildirimde bulunulmadığının tespitine istinaden hazırlanan 26.06.2013 tarihli teknik inceleme raporu esas alınmak suretiyle dava konusu işlemin tesis edildiği, davacı tarafından 29.12.2010 tarihinde projenin tadil edildiği, yapının düzeltilen projeye göre tamamlandığının belirtildiği, dava konusu işleme dayanak oluşturan tespitin ise 12.01.2012 tarihinde yapıldığı, 27.10.2014 tarihli ara kararı ile; “tespit edilen hususların bir tadilat projesi çerçevesinde yapılıp yapılmadığının açıklığa kavuşturulması için konu ile ilgili belgeler” istenilmiş ise de; davalı idare tarafından tadilat projesine ilişkin belgelerin sunulmadığı,yapılan açıklamanın ise tereddüdü giderecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, eksik incelemeye dayalı olarak davacının denetim faaliyetinin bir yıl süreyle geçici olarak durdurulmasına ilişkin davalı idare işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Temyiz edilen kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Davacının denetim sorumluluğunu Kanunda öngörülen esaslara uygun olarak yerine getirmediği anlaşıldığından, davacıların eylemine karşılık işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre faaliyetin durdurulması yaptırımına yönelik tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Ancak, suç ve cezada dayanağını Anayasadan alan lehe olan hükmün uygulanması ilkesi, işlendiği tarihte yürürlükte olan kanun hükmü uyarınca suç sayılan bir fiil daha sonra yürürlüğe giren bir kanun hükmü ile suç olmaktan çıkarılmışsa veya sonradan yürürlüğe giren kanun hükmü suçun işlendiği zaman yürürlükte olan kanun hükmüne göre suçlunun lehine bir düzenleme getiriyorsa, sonradan yürürlüğe giren kanun hükmünün daha önce işlenmiş olan suç sayılan fiillere uygulanmasını öngörmektedir.
4708 sayılı Kanunun 8. maddesinin 23/04/2015 tarihli değişiklikten önceki halinde 4708 sayılı Kanuna aykırılık tespit edilmesi halinde denetçiler için idarece uygulanabilecek yaptırım, yapı denetim kuruluşlarının bir yıla kadar denetim faaliyetinin durdurulması ve belgelerinin geçici olarak alınması biçiminde idi. İdarece takdir yetkisi kullanılarak ama en çok bir yıl faaliyetin durdurulması yönünde idari yaptırım uygulanabilmekte ve yapı denetim kuruluşunun faaliyetinin durdurulduğu süre zarfında başkaca bir denetim faaliyetinde bulunmasına izin verilmemekte idi.
23/04/2015 tarihinde yapılan değişikliğe baktığımızda, idari yaptırım türlerinin tümüyle değiştiği görülmektedir. Denetçiler için yalnızca 4708 sayılı Kanunun 3.maddesinin 5.fıkrasının 2.cümlesi hükmüne aykırı hareket eden mimar ve mühendislere idari para cezası verileceği, yapı denetim kuruluşunun üç defa idari para cezası almasına sebep olan mimar ve mühendislerin belgelerinin iptal edileceği düzenlemelerine yer verildiği, bunun dışında denetim sorumluluğu altında bulunan bir yapıda tespit edilen ruhsata aykırılıklar vb hususlarda denetçi mimar ve mühendislere denetim faaliyetinin belli bir süre ile yasaklanması cezası verilebileceğine yönelik bir ifadeye yer verilmediği anlaşılmıştır.
20/02/2020 tarihinde yapılan değişikliğe baktığımızda, idari yaptırımların yine değiştiği görülmektedir. Denetçiler için, yapı denetim kuruluşunun üç defa idari müeyyide almasına sebep olan mimar ve mühendislerin üç yıl süreyle herhangi bir yapı denetim veya laboratuvar kuruluşunda teknik görev alamayacağı, başka bir yapı denetim veya laboratuvar kuruluşunun ortağı olamayacağı düzenlemelerine yer verildiği, bunun dışında denetim sorumluluğu altında bulunan bir yapıda tespit edilen ruhsata aykırılıklar vb hususlarda denetçi mimar ve mühendislere denetim faaliyetinin belli bir süre ile yasaklanması cezası verilebileceğine yönelik bir ifadeye yer verilmediği anlaşılmıştır.
Söz konusu Kanun değişikliklerinden sonra, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun 2. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırılık hallerinde denetçi açısından lehe sonuçlar doğurduğu görülmektedir.
Bu durumda, anılan mahkeme kararının anılan gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
İncelenen dosyada, … Ltd. Şti’nde yapı denetçisi olan davacının … İli, … İlçesi, … ada, … sayılı parsel üzerinde yapılan yapının 4708 sayılı Kanunun 2. maddesinin 4.fıkrasının (c) ve (g) bentlerinde öngörülen esaslara göre denetlemediği nedeniyle aynı Kanun’un 8.maddesi uyarınca denetim faaliyetinin bir yıl süreyle geçici olarak durdurulmasına ilişkin 06.04.2014 tarih ve 28964 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan … tarihli, … sayılı davalı idare işleminin tesis edilmesi üzerine bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Cumhuriyetin nitelikleri” başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk Devleti olduğu vurgulanmış, “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesinde ise, kimsenin, işlediği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamayacağı, kimseye suç işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemeyeceği, ceza mahkumiyetinin sonuçları konusunda da bu kuralın uygulanacağı hükmüne yer vermiştir.
26/09/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun “Zaman bakımından uygulama” başlıklı 7. maddesinde;
“(1) İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar.
(2) Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.
(3) Hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır.
(4) Geçici veya süreli kanunların, yürürlükte bulundukları süre içinde işlenmiş olan suçlar hakkında uygulanmasına devam edilir.” hükümleri yer almıştır.
4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun “Yapı denetim kuruluşları ve görevleri” başlıklı 2. maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendinde; “Proje müelliflerince hazırlanan, yapının inşa edileceği arsa veya arazinin zemin ve temel raporları ile uygulama projelerini ilgili mevzuata göre incelemek, proje müelliflerince hazırlanarak doğrudan kendilerine teslim edilen uygulama projesi ve hesaplarını kontrol ederek, ilgili idareler dışında başka bir kurum veya kuruluşun vize veya onayına tabi tutulmadan, ilgili idareye uygunluk görüşünü bildirmek” (c) bendinde; “Yapının, ruhsat ve ekleri ile mevzuata uygun olarak yapılmasını denetlemek” ve (g) bendinde; “Ruhsat ve eklerine aykırı uygulama yapılması halinde durumu üç iş günü içinde ilgili idareye bildirmek” yapı denetim kuruluşlarının görevleri arasında sayılmıştır.
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun “Denetim faaliyetinin durdurulması ve izin belgesinin iptali” başlıklı 8. maddesinde; “Yapı denetim kuruluşlarından, bu Kanunda öngörülen esaslara göre denetim görevini yerine getirmedikleri anlaşılanların veya son üç yıl içerisinde üç defa olumsuz sicil alanların veyahut 3 üncü maddenin son fıkrası ile 6 ncı maddenin birinci fıkrası hükümlerine aykırı hareket ettiği belirlenenlerin denetim faaliyeti, yapı denetim komisyonunun teklifi üzerine Bakanlıkça bir yıla kadar durdurulur ve belgesi geçici olarak geri alınır. Durdurma kararı, Resmî Gazetede ilan edilir ve sicillerine işlenir. Denetim faaliyetinin geçici olarak durdurulmasına neden olan yapı denetim kuruluşunun mimar ve mühendisleri, bu süre içerisinde başka ad altında dahi olsa hiçbir denetim faaliyetinde bulunamaz. Geçici durdurmaya neden olan mimar ve mühendisler Bakanlıkça ilgili meslek odasına bildirilir. Meslek odaları, bu kişiler hakkında kendi mevzuatına göre işlem yapar.
Faaliyeti üç defa durdurulan yapı denetim kuruluşunun denetim faaliyetine son verilir ve izin belgesi Bakanlıkça iptal edilir.
İzin belgesi iptal edilen yapı denetim kuruluşunun, kusurları mahkeme kararı ile kesinleşen mimar ve mühendisleri başka bir yapı denetim kuruluşunda görev almaları halinde, görev aldıkları bu kuruluşa izin belgesi verilmez, verilmişse iptal edilir.
Denetim faaliyeti geçici olarak durdurulan veya izin belgesi iptal edilen yapı denetim kuruluşu hakkındaki bu karar ilgili idareye bildirilir ve denetimini üstlendiği yapıların devamına izin verilmez. Bu durumda, yapım faaliyetine devam edilebilmesi için yapı sahibince başka bir yapı denetim kuruluşunun görevlendirilmesi zorunludur.” hükmüne yer verilmiştir.
23/04/2015 tarih ve 29335 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6645 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 32. maddesi ile 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun 8. maddesinde değişiklik yapılmış, madde başlığı “İdari müeyyideler ve teminat” olarak değiştirilirken madde metninde;
“…
Yapı denetim kuruluşunun, 3 üncü maddenin beşinci fıkrasının ikinci cümlesi hükmüne aykırı hareket eden veya yapı denetim kuruluşunda görevli iken laboratuvar kuruluşlarında da görev alan mimar ve mühendislerine İl Yapı Denetim Komisyonunun teklifi üzerine Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce 5.000 Türk Lirası idari para cezası verilir.
İdari para cezası, cezayı gerektiren fiil ve hâlin, yetkililer tarafından yapılan inceleme ve denetimlerle tespit edilmesini müteakip yapı denetim kuruluşunun ve ilgililerin savunmaları alınarak verilir ve yazılı olarak tebliğ edilir.
İdari para cezasına karşı on beş gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. Bu süre içinde itiraz yoluna başvurulmaması hâlinde idari para cezası kesinleşir. İtirazlar, zaruret olmayan hâllerde evrak üzerinde incelenerek en kısa süre içinde karara bağlanır. İtiraz üzerine verilen mahkeme kararları kesindir.

Yapı denetim kuruluşuna üç defa idari para cezası verilmesine sebep olduğu anlaşılan denetçi mimar ve denetçi mühendislerin belgeleri, Merkez Yapı Denetim Komisyonunun kararı ile iptal edilir. Bu suretle belgesi iptal edilen denetçi mimar ve denetçi mühendisler, üç yıl süre ile herhangi bir yapı denetim veya laboratuvar kuruluşunda idari veya teknik bir görev alamaz ve başka bir yapı denetim veya laboratuvar kuruluşunun ortağı da olamaz.
Yapı denetim kuruluşuna üç defa idari para cezası verilmesine sebep olduğu anlaşılan teknik personel, üç yıl süre ile herhangi bir yapı denetim veya laboratuvar kuruluşunda idari veya teknik bir görev alamaz ve başka bir yapı denetim veya laboratuvar kuruluşunun ortağı da olamaz…” şeklinde düzenlenmiştir.
20/02/2020 tarih ve 31045 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 25. maddesi ile 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun 8. maddesinde yenidenn değişiklik yapılmış, madde metni ise;
“…
Yapı denetim kuruluşunda ortak veya görevli iken başkaca mesleki ve inşaat işleri ile ilgili ticari faaliyette bulunan veya laboratuvarlarda ortak olan veya görev alan yapı denetimi kuruluşunun ortakları, denetçi mimar ve mühendisleri ile diğer teknik elemanlarına İl Yapı Denetim Komisyonunun teklifi üzerine Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce 10.000 Türk lirası idari para cezası verilir.
İdari müeyyide, cezayı gerektiren fiil ve hâlin, yetkililer tarafından yapılan inceleme ve denetimlerle tespit edilmesini müteakip yapı denetim kuruluşunun ve ilgililerin savunmaları alınarak verilir ve yazılı olarak tebliğ edilir.
İdari para cezasına karşı on beş gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. Bu süre içinde itiraz yoluna başvurulmaması hâlinde idari para cezası kesinleşir. İtirazlar, zaruret olmayan hâllerde evrak üzerinde incelenerek en kısa süre içinde karara bağlanır. İtiraz üzerine verilen mahkeme kararları kesindir.

Yapı denetim kuruluşlarına üç ayrı teknik inceleme raporu kapsamında üç adet idari müeyyide uygulanmasına sebebiyet vererek kayıtları tutulan denetçi mimar ve denetçi mühendisler ile diğer teknik personel, Merkez Yapı Denetim Komisyonunun kararı ve Bakanlığın onayı ile üç yıl süre ile herhangi bir yapı denetim veya laboratuvar kuruluşunda teknik bir görev alamaz ve başka bir yapı denetim veya laboratuvar kuruluşunun ortağı olamaz.
…” şeklinde düzenlenmiştir.
20/02/2020 tarih ve 31045 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 29. maddesi ile getirilen Geçici 5.maddesinde, ” Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce;
a) Bu Kanuna aykırı olarak işlenmiş fiiller nedeniyle uygulanması gereken ancak henüz tesis edilmemiş idari müeyyidelerde lehe olan hükümler uygulanır.
b) Yapı denetim kuruluşlarına 8 inci maddenin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca yeni iş almaktan men cezası verilmesine sebep olan denetim elemanlarının bu fiilleri aynı maddenin sekizinci fıkrası kapsamında tekerrüre esas alınmaz.
c) Son bir yıl içerisinde üç defa idari para cezası uygulanması nedeni ile haklarında yeni iş almaktan men cezası verilen yapı denetim kuruluşları hakkında, bu cezalar 8 inci maddenin birinci fıkrasının (h) bendi kapsamında tesis edilecek belge iptaline dair işlemlerde tekerrüre esas alınmaz.
d) Laboratuvar kuruluşlarına 8 inci maddenin onuncu fıkrasının (e) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca belge iptali cezası verilmesine sebep olan denetçi mühendisler ve teknik elemanlar hakkında aynı maddenin onüçüncü fıkrası dikkate alınmaz.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Kural olarak idari işlemlerin yargısal denetimi, tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yapılmaktadır. Bu anlamda idari işlem niteliğindeki idari yaptırımların da tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yargısal denetiminin yapılması gerekmektedir.
Olayda, öncelikle işlem tarihinde yürürlükte olan Kanun hükmüne göre bir yıl denetim faaliyetinin durdurulması yaptırımının tesis edilmesi için gerekli şartlarının oluşup oluşmadığının irdelenmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, … Ltd. Şti’nde yapı denetçisi olan davacının … İli, … İlçesi, … ada, … sayılı parsel üzerinde yapılan yapının denetimini üstlendiği, 26.11.2010 tarihinde yapı denetim hizmeti sözleşmesinin imzalandığı, 29.12.2010 tarihinde mimari projenin tadil edildiği, 24.01.2011 tarihinde tadil edilen proje üzerinden yapı ruhsatı alındığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlıkta, mimari projenin yapı ruhsatı alınmadan önce tadil edilmesi karşısında yapı ruhsatının ancak tadil edilen mimari proje kapsamında düzenlenebileceği, yapı ruhsatı alındıktan sonra yapılan değişiklikler için yapı ruhsatının tadil edilmesi gerektiği açıktır.
Denetim konusu yapıda, 12.01.2012 tarihinde mahallinde yapılan denetimde ön cephede 2. ve 3. katta giriş kapısının üstüne 90x180cm ebatlarında fazla çıkma yapıldığı, ön cephede yer alan terasta 100x300cm fazla çıkma yapıldığı, arka cephede yer alan terasta 100x300cm fazla çıkma yapıldığı, çatının yaklaşık olarak 150cm yüksek yapıldığı, ruhsat ve eklerine aykırılıklarla ilgili olarak zamanında ilgili idareye bildirimde bulunulmadığının tespitine istinaden hazırlanan 26.06.2013 tarihli teknik inceleme raporu esas alınmak suretiyle dava konusu işlemin tesis edildiği görüldüğünden davacı hakkında tesis edilen söz konusu yaptırımın uygulanmasına neden olan eylemlerin gerçekleştiği, diğer bir ifade ile davacının denetim sorumluluğunu Kanunda öngörülen esaslara uygun olarak yerine getirmediği eylemine karşılık işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre faaliyetin durdurulması yaptırımında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Ancak, suç ve cezada dayanağını Anayasadan alan lehe olan hükmün uygulanması ilkesi, işlendiği tarihte yürürlükte olan kanun hükmü uyarınca suç sayılan bir fiil daha sonra yürürlüğe giren bir kanun hükmü ile suç olmaktan çıkarılmışsa veya sonradan yürürlüğe giren kanun hükmü suçun işlendiği zaman yürürlükte olan kanun hükmüne göre suçlunun lehine bir düzenleme getiriyorsa, sonradan yürürlüğe giren kanun hükmünün daha önce işlenmiş olan suç sayılan fiillere uygulanmasını öngörmektedir.
Aktarılan çerçevede yapı denetim elemanlarına 4708 sayılı Kanuna aykırı davranışlarından ötürü uygulanacak idari müeyyideleri düzenleyen aynı Kanun’un 8.maddesinde yapılan değişikliğin, değişiklikten önceki haline göre lehe hükümler içerip içermediğinin irdelenmesi gerekmektedir.
4708 sayılı Kanunun söz konusu 8. maddesinin 23/04/2015 tarihli değişiklikten önceki halinde 4708 sayılı Kanuna aykırılık tespit edilmesi halinde denetçiler için idarece uygulanabilecek yaptırım, yapı denetim kuruluşlarına verilen denetim faaliyetinin durdurulması ve belgelerinin geçici olarak alınması biçiminde idi. İdarece takdir yetkisi kullanılarak ama en çok bir yıl faaliyetin durdurulması yönünde idari yaptırım uygulanabilmekte ve bu süre zarfında başkaca bir denetim faaliyetinde bulunmasına izin verilmemekte idi.
23/04/2015 tarihinde yapılan değişikliğe baktığımızda, idari yaptırım türlerinin tümüyle değiştiği görülmektedir. Denetçiler için yalnızca 4708 sayılı Kanunun 3.maddesinin 5.fıkrasının 2.cümlesi hükmüne aykırı hareket eden mimar ve mühendislere idari para cezası verileceği, yapı denetim kuruluşunun üç defa idari para cezası almasına sebep olan mimar ve mühendislerin belgelerinin iptal edileceği düzenlemelerine yer verildiği, bunun dışında denetim sorumluluğu altında bulunan bir yapıda tespit edilen ruhsata aykırılıklar vb hususlarda denetçi mimar ve mühendislere denetim faaliyetinin belli bir süre ile yasaklanması cezası verilebileceğine yönelik bir ifadeye yer verilmediği anlaşılmıştır.
20/02/2020 tarihinde yapılan değişikliğe baktığımızda, idari yaptırımların yine değiştiği görülmektedir. Denetçiler için, yapı denetim kuruluşunun üç defa idari müeyyide almasına sebep olan mimar ve mühendislerin üç yıl süreyle herhangi bir yapı denetim veya laboratuvar kuruluşunda teknik görev alamayacağı, başka bir yapı denetim veya laboratuvar kuruluşunun ortağı olamayacağı düzenlemelerine yer verildiği, bunun dışında denetim sorumluluğu altında bulunan bir yapıda tespit edilen ruhsata aykırılıklar vb hususlarda denetçi mimar ve mühendislere denetim faaliyetinin belli bir süre ile yasaklanması cezası verilebileceğine yönelik bir ifadeye yer verilmediği anlaşılmıştır.
Söz konusu Kanun değişikliklerinden sonra, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun 2. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırılık hallerinde denetçi açısından lehe sonuçlar doğduğu görülmektedir.
Bu durumda, dava konusu işlemin iptaline ilişkin mahkeme kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 03/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.