Danıştay Kararı 6. Daire 2016/1587 E. 2020/8506 K. 01.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/1587 E.  ,  2020/8506 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/1587
Karar No : 2020/8506

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda … Belediye Meclisinin 07.03.2012 tarih ve 86 sayılı kararıyla onaylanan … (Merkez) 1/5000 ölçekli İlave Revizyon Nazım İmar Planının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dosyanın ve yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporun birlikte değerlendirilmesinden, taşınmazın bulunduğu alanın 1/100.000 ölçekli Yozgat-Sivas-Kayseri Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planında kentsel yerleşik alan olarak belirlendiği, dava konusu edilen imar planında ise kentsel dönüşüm gelişim proje alanı belirlenmesinin anılan çevre düzeni planına aykırılık olarak değerlendirilemeyeceği ve planların kademeli birlikteliği ilkesine uygun olduğu, ancak bölgede yapı stoku açısından fiziksel ve işlevsel olarak bir eskime/yıpranma gözlemlenmediğinden 5393 sayılı Kanun uyarınca öngörülen “kentin gelişimine uygun olarak eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek; kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak” tanımı açısından taşınmazın kentsel dönüşüm ve gelişim alanı belirlenmesinin mevzuata uygun olmadığı, ayrıca dönüşüm modelinin ne olduğu ve nasıl hayata geçirileceği konusunda ayrıntılı analiz yapıldığını gösteren bilimsel ve teknik rapor hazırlanmamış olması nedeniyle uyuşmazlık konusu imar planının imar mevzuatına uygun olmadığı; ancak dava devam ederken dava konusu taşınmazı kapsayan alanda 08.09.2014 tarih ve 452 sayılı belediye meclis kararı ile 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği yapılarak taşınmazın konut dışı kentsel çalışma alanı belirlendiği ve çevrede yer alan arazi kullanım kararlarının niteliği göz önüne alındığında, Danıştay içtihatlarıyla istikrar kazanmış ilkeler gereğince taşınmaz açısından sonradan belirlenen konut dışı kentsel çalışma alanı fonksiyonu değerlendirilerek, anılan kullanımın şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Bilirkişi raporunda dava konusu edilen imar planının şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olmadığı tespit edildiği halde, taşınmaz açısından sonradan belirlenen kullanım açısından değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmesinde isabet olmadığı, zira alanda kabul edilen son imar planlarında taşınmazın konut dışı kentsel çalışma alanı belirlendiği ifade edilse de, taşınmazın yol alanı ayrıldığı belirtilerek, sonraki onaylanan imar planı ile taşınmaz maliki açısından mağduriyetin giderilmediği, ayrıca davanın açılmasına davalı idarece sebebiyet verildiğinden vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı aleyhine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Uyuşmazlıkta, davacının taşınmazının 1/5000 ölçekli nazım imar planında kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı belirlendiği 07.03.2012 tarih ve 86 sayılı belediye meclisi kararının dava konusu edildiği, yargılama devam ederken … ili … ilçesi kapsamında imar planları revize edilerek 08.09.2014 tarih ve 452 sayılı belediye meclisi kararı 1/5000 ölçekli ilave ve revizyon nazım imar planının onaylandığı, 15.09.2014 – 15.10.2014 tarihleri arasında askıya çıkarıldığı ve taşınmazın fonksiyonunun konut dışı kentsel çalışma alanı (KDKÇA) belirlendiği görülmektedir.
Taşınmaza ilişkin 2014 yılında onaylanan imar planlarının ayrı bir dava konusu olacağı açık olup; dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporunda, görülmekte olan davanın konusunu oluşturan kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı sınırı yönünden, bu kullanımın bir arazi kullanım türü veya kentsel fonksiyon olmadığı, dolayısı ile imar planında imar mevzuatına uygun olarak arazi kullanım türlerinin ve yapılaşma koşullarının belirlenmemiş olması nedeniyle hukuka uyarlık bulunmadığı, diğer yandan kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı belirlenen bölgede birden farklı arazi kullanım kararının aynı biçimde ele alınarak planlanması yönünden ve bahse konu alanda kentsel dönüşüm yapılmasının gerekliliğine ilişkin yeterli tespit, analiz ve sentez çalışmalarının bulunmaması açısından da şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uyarlık bulunmadığı tespit edildiği halde, taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde değerlendirme yapılarak, taşınmaz açısından sonradan belirlenen kullanım yönünden İdare Mahkemesince karar verildiği anlaşılmıştır
Bu itibarla, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : Uyuşmazlık konusu taşınmaz 1984 tarihli imar planlarında ilk olarak toptan ticaret alanı belirlenmiş, daha sonra bitişik nizam 4 kat yapılaşma koşulunda kentsel çalışma alanı olarak ayrılmış, bu doğrultuda taşınmaza ilişkin 10.07.2007 tarihli imar durumu belgesi ve 26.05.2008 tarihli yapı ruhsatı düzenlenmiştir.
Sivas Belediye Meclisinin 06.07.2011 tarih ve 185 sayılı kararı ile taşınmazın bulunduğu alan kentsel dönüşüm gelişim proje alanı (KDGPA) belirlenmiş, bu doğrultuda dava konusu edilen 1/5000 ölçekli nazım imar planı kabul edilerek 15.03.2012 – 15.04.2012 tarihleri askıya çıkarılması üzerine davacı tarafça taşınmazın toptan ticaret alanı belirlenmesi talebi ile 13.04.2012 tarihinde imar planına itiraz edilmiştir. Bu itirazın, kentsel dönüşüme ilişkin sınırların ve detayların 1/1000 ölçekli uygulama imar planında belirleneceği gerekçesiyle 18.05.2012 tarih ve 354 sayılı belediye meclisi kararı ile reddedilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT: İşlem tarihinde yürürlükteki haliyle 3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde, nazım imar planları; varsa bölge planlarının mekâna ilişkin genel ilkelerine ve varsa çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklüklerini, nüfus yoğunlukları ve eşiklerini, ulaşım sistemlerini göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, plan hükümleri ve raporuyla beraber bütün olan planlar olarak tanımlanmıştır.
5393 sayılı Belediye Kanununun 73. maddesinde, “Belediye, belediye meclisi kararıyla; konut alanları, sanayi alanları, ticaret alanları, teknoloji parkları, kamu hizmeti alanları, rekreasyon alanları ve her türlü sosyal donatı alanları oluşturmak, eskiyen kent kısımlarım yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir. Bir alanın kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak ilan edilebilmesi için yukarıda sayılan hususlardan birinin veya bir kaçının gerçekleşmesi ve bu alanın belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması şarttır.” hükmü yer almaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Taleple Bağlılık İlkesi” başlıklı 26. maddesinin 1. fıkrasında, “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Her ne kadar 2577 sayılı Kanunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesine atıfta bulunulmamış ise de; taleple bağlılık ilkesi, yargılama hukukunun genel prensiplerinden biri olduğundan idari yargılama hukukunda da uygulanması gerekir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Usul hukukunun en temel ilkelerinden biri olan “taleple bağlılık ilkesi” uyarınca, idari yargı mercilerinde açılan davalarda; mahkemelerin, davacının istemi ile bağlı olduğu ve istemi genişletecek veya daraltacak biçimde karar veremeyeceği açıktır.
Uyuşmazlıkta, davacının taşınmazının 1/5000 ölçekli nazım imar planında kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı (KDGPA) belirlendiği 07.03.2012 tarih ve 86 sayılı belediye meclisi kararının dava konusu edildiği, yargılama devam ederken … ili … ilçesi kapsamında imar planları revize edilerek 08.09.2014 tarih ve 452 sayılı belediye meclisi kararı 1/5000 ölçekli ilave ve revizyon nazım imar planının onaylandığı, 15.09.2014 – 15.10.2014 tarihleri arasında askıya çıkarıldığı ve taşınmazın fonksiyonunun konut dışı kentsel çalışma alanı (KDKÇA) ayrıldığı görülmektedir.
Anılan 2014 tarihli imar planlarına ilişkin plan paftaları dava dosyasına sunulmadığından, konut dışı kentsel çalışma alanının yanı sıra taşınmazın başka bir kullanıma ayrılıp ayrılmadığı Dairemizce değerlendirilememekle birlikte, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın KDKÇA olarak belirlendiğinin ifade edildiği ve yalnızca, bu kullanımın taşınmazın çevresinde yer alan arazi kullanımları yönünden şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına uygun olduğu yönünde yetersiz bir tespite yer verildiği; ancak davacı vekilince temyiz dilekçesinde, taşınmazın kısmen yolda kaldığı ve yol kullanımı yönünden halen mağduriyetin devam ettiği yolunda beyanda bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Taşınmaza ilişkin 2014 yılında onaylanan imar planlarının ayrı bir dava konusu olacağı açık olup; dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporunda, görülmekte olan davanın konusunu oluşturan kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı sınırı yönünden, bu kullanımın bir arazi kullanım türü veya kentsel fonksiyon olmadığı, dolayısı ile imar planında imar mevzuatına uygun olarak arazi kullanım türlerinin ve yapılaşma koşullarının belirlenmemiş olması nedeniyle hukuka uyarlık bulunmadığı, diğer yandan kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı belirlenen bölgede birden farklı arazi kullanım kararının aynı biçimde ele alınarak planlanması yönünden ve bahse konu alanda kentsel dönüşüm yapılmasının gerekliliğine ilişkin yeterli tespit, analiz ve sentez çalışmalarının bulunmaması açısından şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına uyarlık bulunmadığı tespit edildiği halde, taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde değerlendirme yapılarak, taşınmaz açısından sonradan belirlenen kullanım yönünden İdare Mahkemesince karar verildiği anlaşılmıştır
Bu itibarla, dosyadaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporu uyarınca dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken davanın reddine ilişkin temyize konu kararda isabet bulunmamaktadır.
Diğer yandan, bozma kararı üzerine İdare Mahkemesince verilecek kararın sonucuna göre yargılama giderleri ve vekalet ücreti hakkında yeniden bir karar verileceği tabidir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 01/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.