Danıştay Kararı 6. Daire 2016/13302 E. 2020/13560 K. 23.12.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/13302 E.  ,  2020/13560 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/13302
Karar No : 2020/13560

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1-… Belediye Başkanlığı-…
VEKİLİ : Av. …
2- … Genel Müdürlüğü-…
VEKİLİ : Av. …
3- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı-…
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :… İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

DAVALI YENİŞEHİR BELEDİYE
BAŞKANLIĞININ SAVUNMASININ ÖZETİ: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
DAVALI ORMAN GENELE MÜDÜRLÜĞÜNÜN
SAVUNMASININ ÖZETİ:Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
DAVALI … BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE
BAŞKANLIĞININ SAVUNMASININ ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Dava, Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, Yuva Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın imar planında “ağaçlandırılacak alan” olarak ayrılmasına rağmen kullanım amacı doğrultusunda kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığından bahisle taşınmazın değerine karşılık 361.350,00-TL (ıslah edilmiş haliyle) maddi tazminatın faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden, uyuşmazlığa konu taşınmazın bulunduğu alanın imar planında “ağaçlandırılacak alan” kullanımında iken, Yenişehir Belediye Meclisinin 7.9.2012 tarihli, 675 sayılı kararı ile kabul edilen Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile onaylanan uygulama imar planı değişikliği ile “E:0.10, HMaks: 6.50” yapılaşma koşullarında “ticari rekreasyon alanı” olarak değiştirildiği, parselde yapılaşmaya gidilemeyeceğinden ve davacının mülkiyetten kaynaklanan haklarının belirsiz süre ile kısıtlandığından söz edilemeyeceği, taşınmazın kamulaştırılması zorunluluğunun ortadan kalktığından davacının tazminat isteminin karşılanmasına olanak bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinde: “Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisinde kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek, kamu kuruluşlarının yıllık bütçelerine konulur.
İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder.” hükmü yer almaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun 4.7.2019 tarihli 7181 sayılı Kanunun 7. maddesiyle değişik, “İmar planlarında umumi hizmetlere ve kamu hizmetlerine ayrılan yerler” başlıklı 13. maddesinde; “Özel hukuk kişilerinin mülkiyetinde olup uygulama imar planında düzenleme ortaklık payına konu kullanımlarda yer alan taşınmazlar;
a) Bu kullanımlardan umumi hizmetlere ayrılan alanlar öncelikle 18 inci maddeye göre arazi ve arsa düzenlemesi yapılarak,
b) 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında sırasıyla, ilgisine göre Hazine veya ilgili idarelerin mülkiyetindeki taşınmazlar ile trampa yapılmak veya satın alınmak suretiyle,
ilgili kamu kurum ve kuruluşunca kamulaştırılarak kamu mülkiyetine geçirilir.
Düzenleme ortaklık payına konu kullanımlardan yol, meydan, ibadet yerleri, park ve çocuk bahçeleri hariç olmak üzere yapı yapılabilecek diğer alanlarda; alanların kamuya geçişi sağlanıncaya kadar maliklerinin talebi hâlinde ilgili kamu kuruluşunun uygun görüşü alınarak plandaki kullanım amacına uygun özel tesis yapılabilir.
İlgili mevzuat uyarınca hiçbir şekilde yapı yapılamayacak alanlarda muvakkat da olsa yapı yapılmasına izin verilmez. Mevcut yapılar kamulaştırılıncaya kadar korunabilir. Bu alanlarda beş yıllık imar programı süresi içinde, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerine göre işlem tesis edilerek parsel, kamu mülkiyetine geçirilmek zorundadır. Bu süre en fazla bir yıl uzatılabilir.
Parsel maliklerinin hisselerini idareye hibe etmeleri veya bedelsiz devretmeleri durumunda, idare devir işlemlerini bedel almaksızın gerçekleştirmekle yükümlüdür. Bu işlemler için parsel maliklerinden hiçbir vergi, resim, harç, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Kamu kullanımına ait sosyal, kültürel ve teknik altyapı alanlarının, Hazine veya kamu mülkiyetindeki alanlarla trampa yapılması hâlinde, şahıs veya özel hukuk kişilerinden hiçbir vergi, resim, harç, ücret, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle belirlenir.
” düzenlemesi yer almaktadır.
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği Ek-2 de yer alan 8 sayılı dipnotta:”Düzenleme Ortaklık Payından elde edilmemiş Özel Kreş + Anaokulu, Özel İlköğretim, Özel Ortaöğretim, Özel Sağlık Tesisi, Özel Kültürel Tesis, Özel Sosyal Tesis Alanları; imar planı kararıyla ayrılmak, kamu ve özel altyapı oranları ilgili yatırımcı Bakanlık veya kamu kuruluşunca belirlenmek kaydıyla, bu tabloda belirtilen kişi başına asgari standart değerinin içinde yer alır.” hükmü düzenlenmiştir.
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 5. maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde:” Sosyal altyapı alanları: Birey ve toplumun kültürel, sosyal ve rekreatif ihtiyaçlarının karşılanması ve sağlıklı bir çevre ile yaşam kalitelerinin artırılmasına yönelik kamu veya özel sektör tarafından yapılan eğitim, sağlık, dini, kültürel ve idari tesisler, açık ve kapalı spor tesisleri ile park, çocuk bahçesi, oyun alanı, meydan, rekreasyon alanı gibi açık ve yeşil alanlara verilen genel isimdir.”kuralına yer verilmiştir.
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin “Tanımlar” başılığını taşıyan 4. maddesinde “Yeşil alanlar: Toplumun yararlanması için ayrılan oyun bahçesi, çocuk bahçesi, dinlenme, gezinti, piknik, eğlence, rekreasyon ve rekreaktif alanları toplamını (Metropol ölçekteki fuar, botanik ve hayvan bahçeleri ile bölgesel parklar bu alanlar kapsamındadır.), 19 uncu maddede yer alan işlevleri ve yapılaşma koşullarını içeren yeşilalanlar;
1) Çocuk bahçeleri: Çocukların oyun ve dinlenme ihtiyaçlarını karşılayan, bitki örtüsü ile çocukların oyun için gerekli araç gereçleri, toplamda 6 m2’yi geçmeyen büfe ile süs havuzu, pergola ve genel tuvalet dışında başka tesis yapılamayan alanları,
2) Parklar: Kentte yaşayanların yeşil bitki örtüsü ile dinlenme ihtiyaçları için ayrılan, 19 uncu maddedeki kullanımlara da yer verilebilen alanları,
3) Piknik ve eğlence (rekreasyon) alanları: Kentin açık ve yeşil alan ihtiyacı başta olmak üzere, eğlence, dinlenme, piknik ihtiyaçlarının karşılanabildiği, kent içinde ve çevresinde günübirlik kullanıma yönelik olarak imar planı ile belirlenmiş yerleri” şeklinde tanımlanmıştır.
İmar planında ticari rekreasyon alanı olarak ayrılan taşınmazla ilgili bireysel başvuruya ilişkin Anayasa Mahkemesinin 25.12.2018 tarihli, Başvuru No:2017/31624 sayılı Selçuk İnce kararında,”Somut başvuruda da başvurucuya ait taşınmaz uygulama imar planında rekreasyon alanı olarak ayrılmıştır. Başvurucu bu taşınmazı 24/2/2015 tarihinde satış yoluyla edinmiştir. Fakat sonrasında imar planında değişikliğe gidilmiş ve taşınmazın vasfı ticari rekreasyon alanı olarak değiştirilmiştir. Ankara Büyükşehir Belediyesinin 11/5/2015 tarihli kararıyla da imar planı değişikliği onaylanmıştır.
İmar planlarında kamu hizmetine ayrılan taşınmazların belirli bir süre içerisinde kamulaştırılması gerektiği, kamulaştırma süresinin uzamasının mülkiyet hakkının tanıdığı yetkilerin kullanımı noktasında belirsizliğe yol açacağı kuşkusuzdur. Fakat somut başvuru mülkiyet hakkı üzerinde oluşan müdahalenin ölçülülüğü yönünden yukarıda anılan başvurudan farklılaşmaktadır. Buna göre başvurucu söz konusu taşınmazı 24/2/2015 tarihinde satış yoluyla edinmiştir. Başvurucunun taşınmazın maliki olduğu tarihten, imar planı değişikliğinin yapıldığı tarihe kadar geçen yaklaşık üç aylık sürenin de müdahalenin ölçüsüz hâle gelmesine yol açmadığı açıktır. Buna göre imar planı değişikliği sonucunda taşınmazın kamu hizmeti alanına ayrılması durumu sona ermiştir. Plan değişikliğiyle taşınmazın vasfı ticari rekreasyon alanı olarak belirlenmiştir.
…Diğer taraftan taşınmazın ticari rekreasyon alanı olarak belirlenmesinin kamu yararına olmadığını ve bu nedenle iptali gerektiğini ileri süren başvurucunun mülkiyet hakkına müdahale teşkil eden söz konusu imar planı değişikliğinin iptali istemiyle idari yargı yerlerinde iptal davası açabilmesi de mümkündür. Bunun da mülkiyet hakkının korunması çerçevesinde imar planı değişikliğinin hukuki olup olmadığını denetlemeye imkânı tanıması nedeniyle önemli bir güvence olduğu söylenebilir.
. Sonuç olarak uyuşmazlığa konu taşınmazın rekreasyon alanı olarak belirlenen imar durumu sonradan ticari rekreasyon alanına dönüştürülmüş, böylece taşınmazın kamu hizmeti alanına ayrılmasından vazgeçilmiştir. Taşınmazın imar durumunun bu şekilde belirlenmiş olması da bir müdahale teşkil etmekle birlikte söz konusu müdahalenin taşınmazın özel amaçlarla kullanımını engellemediği ve mülkiyetin kamu yararına kullanımının düzenlenmesi çerçevesinde kamu makamlarının geniş takdir yetkilerinin olduğu dikkate alınmalıdır. Dolayısıyla başvurucunun imar planı değişikliğine karşı dava açma imkânının olduğu ve ayrıca imar durumu değiştirilinceye kadar olan dönem için başvuruya konu davada bir tazminat talebinin de bulunmadığı dikkate alındığında müdahalenin başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklemediği anlaşılmaktadır. Bu durumda müdahalenin içerdiği kamu yararı amacı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında olması gereken adil dengenin bozulmadığı ve müdahalenin ölçülü olduğu kanaatine varılmıştır.” denilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden taşınmazın imar planında “ağaçlandırılacak alan” olarak belirlendiği, dava sırasında (dava ilk olarak 21.05.2102 tarihinde adli yargıda açılmış) Yenişehir Belediye Meclisinin 7.9.2012 tarihli, 675 sayılı kararı ile kabul edilen Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 15.10.2012 tarihli, 1848 sayılı kararı ile onaylanan uygulama imar planı değişikliği ile “E:0.10, HMaks: 6.50” yapılaşma koşullarında “ticari rekreasyon alanı” olarak” ayrıldığı görülmüştür.
Uyuşmazlıkta taşınmazdaki kısıtlılık durumunun belirlenmesi için ticari rekreasyon alanının nitelendirilmesinin yapılması uyuşmazlığın çözümü için önem arz etmektedir.
Yukarıda anılan Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği Ek-2 de yer alan 8 sayılı dipnotta özel sektör tarafından sayılan kamu hizmetleri arasında rekreasyon alanının yer almaması, Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelikte “ticari rekreasyon” adı altında tanımlanan bir kullanım türü olmaması, anılan yönetmelikte tanımlanan rekresyon alanlarında ise yapılacak yapıların emsal değerinin 0.05’i geçemeyeceğinin düzenlenmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, imar planında ticari rekreasyon alanı kullanımında mülkiyet hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığının belirlenebilmesi için öncelikle rekreasyon alanında kalan taşınmazın kullanım kararına dair plan notları, ticari rekreasyon alanını kapsayan alanda parselasyon yapıldığında anılan kullanımın kamu alanı olarak kamunun eline geçmesi gereken bir alan olarak mı yoksa yapılaşmaya müsait taşınmaz olarak mı değerlendirileceği, ilgili belediye tarafından ticari rekreasyon alanı için başvuru yapıldığında özel şahıslara ruhsat verilip verilemeyeceği hususlarının araştırılarak mülkiyet hakkının ne ölçüde kısıtlandığının tespit edilmesi gerekmektedir.
Yapılan tespit sonucu ticari rekreasyon alanının kamulaştırılması gerekmeyen ve özel kişilerinde yapılaşmaya uygun tasarruf edebileceği bir alan olarak kullanılacağının tespit edilmesi halinde, Anayasa Mahkemesinin ticari rekreasyon alanı ile ilgili yukarıda anılan kararı gözönüne alınarak, öncelikle uyuşmazlık konusu taşınmazın imar planında ticari rekreasyon alanı kullanımı getirildiği imar planı değişikliğine dava açılıp açılmadığı, açılmış ise sonuçlanıp sonuçlanmadığı, yürürlükte olan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ve 1/5000 ölçekli nazım imar planında hangi kullanım alanında kaldığı araştırılarak elde edilen sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
Yapılan tespit sonucu ticari rekreasyon alanının kamulaştırılması gereken ve özel kişilerin de yapılaşmaya uygun tasarruf edemeyeceği bir alan olduğunun tespit edilmesi halinde ise taşınmaz malikine mülkiyet hakkının kısıtlanması nedeniyle tazminat ödeneceği tabidir.
Bu itibarla temyize konu Mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 23/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.