Danıştay Kararı 6. Daire 2016/12518 E. 2020/10037 K. 22.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/12518 E.  ,  2020/10037 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/12518
Karar No : 2020/10037

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Kocaeli İli, … İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda 3194 sayılı Kanunun 18.maddesi ve 2981 sayılı Kanunun Ek-1. Maddesi uyarınca yapılan parselasyonun kabulüne ilişkin … tarih ve … sayılı belediye encümeni kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dosyanın ve mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporun birlikte değerlendirilmesinden, … tarih ve … sayılı belediye encümeni kararı ve … tarih ve … sayılı belediye encümeni kararı ile kabul edilen parselasyonların muhtelif yargı kararları ile iptal edilmesi üzerine, … tarih ve … sayılı belediye encümeni kararı ile kısmi olarak yapılan parselasyonun 3. etap parselasyon sınırları içinde kalması sebebiyle … tarih ve … sayılı belediye encümeni kararı ile kabul edilen parselasyon da ilave edilerek … tarih ve … sayılı belediye encümeni kararı ile dava konusu parselasyonun kabul edildiği, davacının hissedarı olduğu, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel (kadastral … pafta, … parsel) sayılı taşınmazın 2004 yılında yapılan parselasyon ile … ada, … parsel sayılı taşınmaz olarak tescil edildiği, 2008 yılında yapılan parselasyon işlemiyle ise … ada, … parsel sayılı taşınmaz olarak tescil edildiği, dava konusu 2013 yılında kabul edilen parselasyonla da … ada, … parsel sayılı olarak tescil edildiği, … ada, … parsel sayılı taşınmazın toplam yüzölçümünün 1.426,00 m² olan kısımda, davacının 1745/2400 hisse karşılığında 1.036,82 m² alana, Maliye Hazinesinin ise 655/2400 hisse karşılığında 389,18 m² alana sahip bulunduğu, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın 1.510,50 m² yüzölçümünü haiz kısmında ise davacının 51854/75525 hisse karşılığında 1.037,08 m² alana, Maliye Hazinesinin ise 236171/75525 hisse karşılığında 473,42 m² alana malik olduğu, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında oluşturulan ada yapısı nedeniyle davacıya ait mevcut yapının korunması amacıyla taşınmazın hisselendirilmesinin teknik zorunluluk olduğu, konum ve arazi kullanım kararı açısından kök parsel ile eşdeğer yerden tahsis yapıldığı, ancak 2004 ve 2008 yılında kabul edilen parselasyonların yargı kararı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle hem yüzölçümü olarak hem de konum olarak kadastral parsele geri dönüşüm işlemleri yapılmaksızın dava konusu parselasyonun yapıldığı, yine de dağıtımın kök parselin bulunduğu alanda yapılması nedeniyle dağıtım cetvelinde kullanılan parsel numarasının yargı kararı ile iptal edilen uygulama ile oluşan parsel numarası olması durumunun şekli bir husus olduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı tarafından … ada, 22 sayılı taşınmazın ihdas yöntemiyle belediye adına tescil edildiği, davalı idare ile hazine arasında …. Asliye Hukuk Mahkemesinin E:… sayılı dosyasıyla görülmekte olan mülkiyetin tespiti davası bulunmasına rağmen taşınmazın bulunduğu yerin satışının yapıldığı, belirtilen işlemlerin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
… tarih ve … sayılı belediye encümeni kararı ve … tarih ve … sayılı belediye encümeni kararı ile kabul edilen parselasyonların muhtelif yargı kararları ile iptal edilmesi üzerine, … tarih ve … sayılı belediye encümeni kararı ile kısmi olarak yapılan parselasyonun 3. etap parselasyon sınırları içinde kalması sebebiyle … tarih ve … sayılı belediye encümeni kararı ile kabul edilen parselasyon da ilave edilerek … tarih ve … sayılı belediye encümeni kararı ile dava konusu parselasyon kabul edilmiştir. Davacı tarafından, davalı idarenin … ada, 22 sayılı taşınmazı ihdas yöntemiyle belediye adına tescil ederek satışına karar vermesi üzerine, kendi taşınmazının kullanılamaz hale geldiği, taşınmazının bulunduğu alanda özel parselasyon yapılmışken alınan bu kararlar nedeniyle mağduriyet yaşadığından bahisle dava konusu parselasyonun iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan şekliyle “Arazi ve arsa düzenlemesi” başlıklı 18. maddesinde, “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.
Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında “düzenleme ortaklık payı” olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.” hükümlerine yer verilmiştir.
Yine, İmar Kanununun 18 inci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi Ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4/1-n maddesinde, “Parselasyon planı: İmar planının araziye uygulamasından sonra yaplacak röleve ölçülerine göre boyut değiştirmeyen paftalar üzerine çizilen, kesin parselasyon durumunu gösteren ve tapuya tescil işlemlerine esas alınan plandır.” tanımına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İmar Kanununun 18. maddesi ve Yönetmelik hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, parselasyon işlemiyle amaçlananın imar planı, plan raporu ve ilgili yönetmeliğe göre imar adasının tüm biçim ve boyutu, yapı düzeni, inşaat yaklaşma sınırı ve bahçe mesafeleri, yapı yüksekliği ve derinliği, yerleşme yoğunluğu, taban alanı ve kat alanı katsayısı, arazinin kullanma şekli, mülk sınırları, mevcut yapıların durumu gözönüne alınmak suretiyle sorunsuz, üzerinde yapı yapmaya elverişli imar parseli oluşturmak olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer yandan, parselasyon işleminin iptali sonucu geri dönüşüm cetvellerinin hazırlanarak, parselasyon öncesi hukuki durumun tesisinde idarelerin takdiri değil, bağlı yetki içinde bulunduğu, iptale konu parselasyon işlemi sonucu oluşan tüm imar parsellerinin, bir önceki parsel kaydına, diğer bir ifadeyle kök parsele dönüşümünün sağlanmasının zorunlu olduğu açıktır.
Önceki parselasyon işlemlerinin muhtelif yargı kararları ile iptaline karar verilmesi halinde, kabul edilen yeni parselasyonla düzenleme sahasının tümü etkilendiğinden, öncelikle geri dönüşüm cetvelleri hazırlanarak düzenleme sahasının tümünün parselasyon işlemi öncesindeki kadastral mülkiyet dokusuna kavuşturulması, sonrasında ise mahkemece verilen iptal kararları doğrultusunda hukuka aykırılıklar giderilerek yeniden parselasyon işlemine tabi tutulması gerekmektedir. Zira; iptaline karar verilen parselasyon işlemleri ile düzenleme sahasındaki taşınmaz maliklerine verilecek imar parseli ya da hisseleri hatalı olabileceği gibi buna bağlı olarak söz konusu imar parsellerinin konumu ve geometrik şekli de değişebilecektir. Bu nedenle, geri dönüşüm işlemlerinin yapılmaması sadece taşınmazından kesinti yapılan kişiler bakımından değil; taşınmazından kesinti yapılmayan kişiler bakımından da hukuka aykırı hale gelmiş olacaktır.
Nitekim, dosyaya sunulan mal sahipleri araştırma ve özet formunun incelemesinden, farklı maliklerin bir önceki parselasyon işlemiyle tahsis edilen taşınmazlarının, dava konusu parselasyona tabi tutulmasının ardından toplam yüz ölçümünde rakamsal farklılıklar bulunduğu, dolayısıyla kabul edilen parselasyonla geri dönüş işlemlerinin yapılmaması nedeniyle davacı dahil diğer taşınmaz maliklerinin mülkiyetlerinin de bu durumdan etkilendiği anlaşılmıştır.
Öte yandan, önceki parselasyonların yargı yerince iptaline karar verilmesi neticesinde ilgili belediye encümenlerince iptal gerekçelerini giderecek şekilde yeni bir parselasyon yapılması gerektiği açıktır. Bu süreçte ise, Mahkemece 2004 ve 2008 yıllarında kabul edilen edilen parselasyonların hangi gerekçelerle iptaline karar verildiği hususunun araştırılması gereği kaçınılmazdır. Zira, iptal gerekçeleri, parselasyonun tamamını hukuka aykırı hale getirecek şekilde, düzenleme ortaklık payının hatalı tespiti ya da eşit alınmaması gibi bir nedene dayanmakta ise, bu durum imara tahsis alanlarını etkileyeceğinden, yeni parselasyon işlemi yapılmadan önce kadastral parsellere geri dönülmesi yukarıda da belirtildiği üzere teknik bir zorunluluktur.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu parselasyon işleminden önce yapılan parselasyonların hangi gerekçeyle yargı mercilerince iptal edildiği, davacı tarafından önceki parselasyonun iptali istemiyle dava açılıp açılmadığı, açıldı ise yargı mercilerince ne yönde karar verildiği hususlarının araştırılmadığı görülmüştür.
Bu itibarla, belirtilen hususların, gerekirse bilirkişiden ek rapor alınarak ya da yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak araştırılması suretiyle Mahkemece yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 22/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.