Danıştay Kararı 6. Daire 2016/12228 E. 2020/10552 K. 05.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/12228 E.  ,  2020/10552 K.
T.C.

DANIŞTAY

ALTINCI DAİRE

Esas No:2016/12228

Karar No:2020/10552

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı – …

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR): …, …, …, …

…, …, …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: … ili, … ilçesi, …Mahallesi, … ada, … sayılı parselin “az yoğunluklu gelişme konut alanı” olarak belirlenmesine ilişkin büyükşehir belediye meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı revizyonu ile bu plana yapılan itirazın reddine ilişkin … tarih ve … sayılı büyükşehir belediye meclisi kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun ve dosyanın birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede yoğunluk kararlarında farklılaşmaya neden olabilecek bir odak olarak üniversite alanının bulunduğu, üniversite çevresinde bulunan konutlar daha çok öğrencilere hitap edeceğinden apartman tarzı yapıların inşa edilmesi gerektiği, bunun da orta ya da yüksek yoğunluklu konut alanlarında mümkün olabileceği, bu nedenle taşınmaz için öngörülen düşük yoğunluklu plan kararının uygun olmadığı, planda yoğunluk kararlarının doğal veriler, mevcut yapılı çevre, işlevsel kurgu, ulaşım şeması, mülkiyet dokusu, mekanın algı, biçim ve estetiğine bağlı değişkinlere göre farklılaştığına ilişkin plan raporunda bir açıklama bulunmadığı, dava konusu planın şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygun olmadığı, taşınmazın bir kısmını kapsayan eğitim tesis alanının ise yerleşim alanından soyutlanacak şekilde konut alanlarının dışında planlandığı, eğitim tesisinin hizmet edeceği konut alanlarından yürüme mesafesinin arttırıldığı, bu itibarla yer seçiminin uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.

Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Plan sınırında yer alan konut alanının yoğunluğunun yüksek olmasının ileride plan sınırı dışında kalan alanlarda yapılaşmaya gidilmesine neden olacağı, yoğunluğunun arttırılmasının sosyal ve teknik alt yapı alanlarının yetersiz kalmasına, kentin büyüme yönünün değişmesine ve plan bütünlüğünün bozulmasına neden olacağı, eğitim tesis alanının da yürüme mesafeleri dikkate alınarak belirlendiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Uyuşmazlıkta, davacı tarafından taşınmazın az yoğunluklu konut alanı olarak belirlenmesi nedeniyle plana itiraz edildiği, dava dilekçesinde de yoğunluk kararının hukuka aykırı olduğuna ilişkin iddialarda bulunulduğu ve dava konusu planın bu kısmının iptalinin istenildiği, mahkemece taşınmaza getirilen eğitim tesis alanı fonksiyonu yönünden taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde değerlendirme yapılarak karar verildiği, taşınmazın az yoğunluklu gelişme konut alanı olarak belirlenmesi yönünden, imar planlarında yoğunluk kararları belirlenirken yoğunluğun kent merkezinden çevreye doğru azalacağı, plan onama sınırı dışındaki alanlarda yapılaşmaya gidilmesinin önünü de açmamak amacıyla plan onama sınırlarındaki konut alanlarında yoğunluğun düşük tutulmasının daha uygun olduğu ve yoğunluk kararlarının çevreyle uyumlu bütünlük arz edecek şekilde belirlenmesi gerektiği dikkate alındığında, dava konusu taşınmaza getirilen düşük yoğunluklu gelişme konut alanı fonksiyonun plan bütünlüğüne, şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygun olduğu sonucuna varıldığından, dava konusu işlemin iptali yolundaki mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY : … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parsel büyükşehir belediye meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı revizyonunda kısmen az yoğunluklu meskun konut alanı, kısmen eğitim tesis alanı olarak belirlenmiştir.

Davacı tarafından, taşınmazın az yoğunluk konut alanı olarak belirlenmesine itiraz edilmiştir.

İtirazın reddi üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde, nazım imar planı; varsa bölge planlarının mekâna ilişkin genel ilkelerine ve varsa çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklüklerini, nüfus yoğunlukları ve eşiklerini, ulaşım sistemlerini göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, plan hükümleri ve raporuyla beraber bütün olan plan olarak tanımlanmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Taleple Bağlılık İlkesi” başlıklı 26. maddesinin 1. fıkrasında: “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Temyize konu kararın “eğitim tesis alanına” ilişkin kısmı yönünden;

Taleple bağlılık ilkesi, yargılama hukukunun genel prensiplerinden biri olduğundan idari yargılama hukukunda da uygulanması gerekir. Bu ilke kapsamında mahkemeler, davacının istemi ile bağlı olup; istemi genişletecek biçimde karar veremezler.

Uyuşmazlıkta, davacı tarafından taşınmazın az yoğunluklu konut alanı olarak belirlenmesi nedeniyle plana itiraz edildiği, dava dilekçesinde de yoğunluk kararının hukuka aykırı olduğuna ilişkin iddialarda bulunulduğu ve dava konusu planın bu kısmının iptalinin istenildiği, mahkemece taşınmaza getirilen eğitim tesis alanı fonksiyonu yönünden taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde değerlendirme yapılarak karar verildiği anlaşılmıştır.

Bu durumda, taleple bağlılık ilkesine aykırı şekilde değerlendirme yapılarak verilen mahkeme kararının bu kısmında hukuka uygunluk görülmemiştir.

Temyize konu kararın “az yoğunluklu gelişme konut alanına” ilişkin kısmı yönünden;

Uyuşmazlıkta, plan onama sınırında bulunan dava konusu taşınmazın, yakın çevresinde yine plan onama sınırında bulunan imar adalarıyla birlikte az yoğunluklu gelişme konut alanı olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. İmar planlarında yoğunluk kararları belirlenirken yoğunluğun kent merkezinden çevreye doğru azalacağı, plan onama sınırı dışındaki alanlarda yapılaşmaya gidilmesinin önünü de açmamak amacıyla plan onama sınırlarındaki konut alanlarında yoğunluğun düşük tutulmasının daha uygun olduğu ve yoğunluk kararlarının çevreyle uyumlu bütünlük arz edecek şekilde belirlenmesi gerektiği dikkate alındığında, dava konusu taşınmaza getirilen düşük yoğunluklu gelişme konut alanı fonksiyonun plan bütünlüğüne, şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygun olduğu sonucuna varılmıştır.

Davacı tarafından kendi parselinin yüksek yoğunluklu konut alanı olarak belirlenmesi istemiyle tek parsel ölçeğinde arazi kullanım kararı açısından yapılaşma koşulları itibariyle çevresinde oluşan bütünlükten farklı bir yapının oluşmasının talep edildiği, bu talebin plan bütünlüğüne parçacıl ve noktasal bir müdahale anlamına geldiği ve aynı zamanda yoğunluk artışı getiren ve donatı alanlarını azaltıcı nitelikte olduğu dikkate alındığında, imar planlarının bütünlüğü ilkesi gereği yoğunluk kararının parsel bazında arttırılması talebinin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırı olduğu açıktır.

Bu itibarla, dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,

2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,

4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 05/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.