Danıştay Kararı 6. Daire 2016/11888 E. 2020/10128 K. 02.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/11888 E.  ,  2020/10128 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/11888
Karar No : 2020/10128

TEMYİZ EDEN (DAVALI) :… Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. … – Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kısmen tazminat isteminin kabulü kısmen davanın reddine dair kararının tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmının davalı vekili tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … İli, … İlçesi, … Mahallesi … ada … parsel sayılı taşınmazın imar planında “yurt alanı” olarak ayrılmasına rağmen kullanım amacı doğrultusunda kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığından bahisle taşınmazın değerine karşılık 778.613,94 TL(ıslah edilmiş haliyle) maddi tazminat ve 5.000,00 TL ecrimisil bedelinin yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11. maddesi ile Kamulaştırma Davalarında Bilirkişi Olarak Görev Yapacakların Nitelikleri ve Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 17. maddesi hükmüne uygun biçimde belirlenen bilirkişilerle yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; davacının hissesine karşılık gelen taşınmaz değeri olan 773.158,79 TL tazminatın 40.000,00 TL’lik kısmının davanın açıldığı tarih olan 01/09/2014’den itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte, geriye kalan 733.158,79 TL’nin ise ıslah tarihi olan 09/02/2016’dan itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacıya ödenmesi bu tutarı aşan kısım yönünden davanın reddi gerektiği, davacıya ödenmesine hükmolunacak tazminat tutarının, taşınmazın idare adına tapuda tescil edilmesi sırasında kamulaştırma bedeli yerine geçecek miktar olarak kabul edilmesi ve ayrıca varsa taşınmaz üzerindeki kısıtlamaların da dikkate alınarak devir/tescil işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu, taşınmazın mevcut haliyle kullanımının davalı idarece engellenmediği, bu kapsamda ecrimisil bedeli olarak tazmini gereken bir zarar bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle tazminat isteminin, 773.158,79 TL’sinin kabulüne, bu tutarı aşan tazminat isteminin ve ecrimisil istemine yönelik davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :
Davalı vekili tarafından, İdarenin kamulaştırmadan sorumlu olmadığı, İdare Mahkemesi kararının tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmının usul ve yasaya aykırı olduğu bu nedenle bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İdare Mahkemesi kararının temyiz edilen kısmının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek davalı idarenin temyiz istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının temyiz edilen kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :Davacının paylı mülkiyetindeki … ili, … ilçesi, … Mahallesi … ada … parsel sayılı taşınmazın imar planında yurt alanı olarak ayrıldığı ve bugüne kadar kamulaştırılmayarak davacının mağdur edildiği, mülkiyet hakkının kısıtlandığı; Kamulaştırma talebiyle yapılan başvurudan da bir sonuç alınamadığı belirtilerek, tasarruf hakkının bu şekilde engellenmesi suretiyle oluştuğu ileri sürülen 778.613,94-TL kamulaştırma bedeli ve 5.000,00-TL ecrimisil bedelinin yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 04.07.2019 tarihli değişiklikle getirilen “İmar planlarında umumi hizmetlere ve kamu hizmetlerine ayrılan yerler” başlıklı 13. maddesinde; “Özel hukuk kişilerinin mülkiyetinde olup uygulama imar planında düzenleme ortaklık payına konu kullanımlarda yer alan taşınmazlar;
a) Bu kullanımlardan umumi hizmetlere ayrılan alanlar öncelikle 18 inci maddeye göre arazi ve arsa düzenlemesi yapılarak,
b) 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında sırasıyla, ilgisine göre Hazine veya ilgili idarelerin mülkiyetindeki taşınmazlar ile trampa yapılmak veya satın alınmak suretiyle,
ilgili kamu kurum ve kuruluşunca kamulaştırılarak kamu mülkiyetine geçirilir.
Düzenleme ortaklık payına konu kullanımlardan yol, meydan, ibadet yerleri, park ve çocuk bahçeleri hariç olmak üzere yapı yapılabilecek diğer alanlarda; alanların kamuya geçişi sağlanıncaya kadar maliklerinin talebi hâlinde ilgili kamu kuruluşunun uygun görüşü alınarak plandaki kullanım amacına uygun özel tesis yapılabilir.
İlgili mevzuat uyarınca hiçbir şekilde yapı yapılamayacak alanlarda muvakkat da olsa yapı yapılmasına izin verilmez. Mevcut yapılar kamulaştırılıncaya kadar korunabilir. Bu alanlarda beş yıllık imar programı süresi içinde, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerine göre işlem tesis edilerek parsel, kamu mülkiyetine geçirilmek zorundadır. Bu süre en fazla bir yıl uzatılabilir.
Parsel maliklerinin hisselerini idareye hibe etmeleri veya bedelsiz devretmeleri durumunda, idare devir işlemlerini bedel almaksızın gerçekleştirmekle yükümlüdür. Bu işlemler için parsel maliklerinden hiçbir vergi, resim, harç, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Kamu kullanımına ait sosyal, kültürel ve teknik altyapı alanlarının, Hazine veya kamu mülkiyetindeki alanlarla trampa yapılması hâlinde, şahıs veya özel hukuk kişilerinden hiçbir vergi, resim, harç, ücret, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle belirlenir.
” düzenlemesi yer almaktadır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun Ek 1. maddesinde; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır.” hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında “yurt alanı” olarak ayrılmış olduğu değerlendirilerek karar verildiği, dava sırasında 4.12.2105 tarihli, 165 sayılı Konyaaltı belediye meclisi kararı ile 1/1000 ölçekli imar planında yapılan değişiklik sonrası dava konusu taşınmazın imar planında “kredi yurtlar kurumu yurt alanı, açık spor tesis alanı, trafo alanı” olarak ayrıldığı, idare mahkemesince bilirkişiden ek rapor alınarak trafo alanında kalan kısmın tazminat hesabına dahil edilmediği ancak açık spor tesis alanı olan kısmın ne kadar olduğu belirlenmeden yurt alanı gibi değerlendirilerek yapılan tazminat hesabına göre karar verildiği görülmüştür.
Bu durumda, uyuşmazlığa konu taşınmazın bir bütün olarak kamu alanında kalması nedeniyle davacı tarafından dava açıldığı, dava sırasında imar planında yapılan değişiklik ile kamu alanı miktarı değişmeden kamu alanının niteliğinin değiştiği göz önüne alındığında, taşınmazın güncel durumu itibariyle imar planında kredi yurtlar kurumu yurt alanı, açık spor tesis alanı ve trafo alanında kalan kısımlarının metrekareleri (davacı hissesine düşen metrekaresi) ve anılan kamu alanlarından hangi idarelerin sorumlu olduğu belirlenerek ve sorumlu olan idareler davaya dahil edilerek karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, mahkemece de hükmedildiği üzere hukuki el atma nedeniyle açılan tam yargı davaları, adli yargıdaki fiili el atma nedeniyle açılan davalardan farklı olarak, 3194 ve 2942 sayılı Kanunlar kapsamında açılan davalar olduğundan, hükmedilecek faizin; dava açma tarihi itibariyle talep edilen miktar için, dava tarihinden geçerli olmak üzere, ıslah edilen kısım için ıslah tarihi itibariyle hesaplanması gerekmektedir.
Bu itibarla, temyize konu kararın tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmında isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2…. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyiz edilen tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 02/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.