Danıştay Kararı 6. Daire 2016/11487 E. 2020/8595 K. 02.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/11487 E.  ,  2020/8595 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/11487
Karar No : 2020/8595

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- … 4- …
2- … 5- …
3- …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı – …
VEKİLİ : Av. … (Aynı adreste)

İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Samsun İli, Çarşamba İlçesi, … Mahallesi … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazları da kapsayan alanda parselasyon yapılmasına ilişkin … tarihli, … sayılı belediye encümen kararı ile bu kararın onaylanmasına ilişkin … tarihli, … sayılı kararın iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; yerinde yaptırılan keşif ve bilirjişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, davaya konu edilen … ada, … sayılı parselin parselasyonda düzenlemeye alınmadığı görülmüş ise de raporda düzenleme sınırının geçirilmesinde teknik olarak bir sorun olmadığı, sözkonusu parselin uygulama kapsamına alınmamasında hukuka aykırılık bulunmadığı, düzenlemeye ilk defa giren parsellerden eşit oranda düzenleme ortaklık payı (DOP) kesintisi yapıldığı, daha önce parselasyona giren parsellerden ise DOP kesintisi yapılmadığı, uygulamaya alınan davacı parsellerine dağıtım ve parselasyon aşamasında bulunduğu yerden tahsis yapıldığı, uygulama işleminin bütünlüğü açısından … ada, … sayılı parselin bir kısmının kadastral parselde bırakılmasının hisse çözümü anlamına geleceği ve hisse çözümünün de 2981 sayılı Kanunun EK-1 maddesi şartlarının oluşması halinde mümkün olabileceği, kaldı ki … ada, … sayılı parsel sahiplerinin itirazlarının bulunmadığı ve dava açmadıkları görüldüğünden ve bahsi geçen parsel ile ilgili olarak davacıların hak alanlarını etkileyecek bir husus da bulunmadığı sonucuna varıldığından davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Temyiz edilen kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Samsun İli, Çarşamba İlçesi, … Mahallesi … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazları da kapsayan alanda parselasyon yapılmasına ilişkin Çarşamba Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı kararı ile bu kararın Çarşamba Belediye Encümenince onaylanmasına ilişkin … tarihli, … sayılı kararın iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
İşlem tarihinde yürürlükte bulunan 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinde “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.
Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında “düzenleme ortaklık payı” olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.” hükmüne yer verilmiş, aynı maddenin altıncı fıkrasında ise, “Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmez. ” düzenlemesi yer almıştır.
İşlem tarihinde yürürlükte bulunan İmar Kanununun 18. maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile ilgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, düzenleme sahasının, sınırı tespit edilerek düzenlenmesine karar verilen saha olduğu, (b) bendinde, düzenleme sınırının, düzenlenecek imar adalarının imar planına göre yol, meydan, park, genel otopark, yeşil saha gibi umumi hizmetlere ayrılan ve tescile tabi olmayan alanlar ile cami ve karakol yerlerini çevreleyen sınır olduğu belirtilmiş, aynı Yönetmeliğin “Düzenleme sahalarının tespiti esasları” başlıklı 5. maddesinde: “Belediye ve mücavir alan sınırı içinde belediyeler, belediye encümeni kararı ile; dışında valilikler, il idare kurulu kararı ile; 5 yıllık imar programlarında öncelik tanımak ve beldenin inkişaf ve ihtiyaç durumuna göre, yeterli miktarda arsayı, konut yapımına hazır bulunduracak şekilde düzenleme sahalarını tespit etmek ve uygulamasını yapmak mecburiyetindedir. Konut yapımına hazır arsa sayısının, bir önceki yıl verilen inşaat ruhsatından az olmamasına dikkat edilir. Belirlenen düzenleme sahası bir müstakil imar adasından daha küçük olamaz. Ancak, imar adasının büyük bir kısmının imar mevzuatına uygun bir şekilde teşekkül etmiş olması nedeniyle, yeniden düzenlemesine ihtiyaç bulunmaması ve diğer kısmında birkaç taşınmaz malın tevhid ve ifraz yoluyla imar planı ve imar mevzuatına uygun imar parsellerinin elde edilmesinin mümkün olduğu hallerde, adanın geri kalan kadastro parselleri müstakil bir imar düzenlemesine konu teşkil edebilir.” kuralına; “Düzenleme sınırının geçirilmesi” başlığını taşıyan 6. maddesinde ise: “Düzenleme Sınırı; a) İskan sahasının bittiği yerlerde iskan sınırından, b) İskan sahası içindeki yollarda yol ekseninden, c) İbadet yeri ve karakol yerlerinin dış sınırından, yeşil alan ve genel otopark alanlarının düzenleme ortaklık payı oranı ve uygulamaya alınan parsel sınırına göre uygun görülecek yerinden geçirilir. Ancak, imar planlarında gösterilmiş düzenleme sınırları varsa bu durum dikkate alınır. Düzenleme sınırının herhangi bir parseli iki veya daha fazla parçaya bölmesi halinde; sınır, bu parçalardan düzenleme sahası dışında kalan başka bir imar adasına girmeyenleri varsa bunları da içine alacak şekilde geçirilir. Parsel büyük ise, ifraz yapılarak ifraz sınırından geçirilir.” kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, İdare Mahkemesince yerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, “… adada yer alan … sayılı imar parselinin adadaki diğer parseller uygulamaya dahil edilmez iken uygulamaya alındığı, daha önce imar uygulaması görmüş olan … adadan sadece … nolu imar parselinin uygulamaya dahil edilmesinin yapılan işlemin imar uygulamalarının bütüncül yaklaşımına uygunluk göstermediği sırf bu (… ada … parsel) taşınmazı uygulama içerisine almayı hedeflediği, düzenleme sınırı geçirilirken ayırma çapına konu olan … ada … parsel iki parçaya bölünmek suretiyle 1097.16 m2 lik kısmı uygulamaya alınarak bu kısmın maliklerinden yalnızca … ve … uygulamaya dahil edildiği, fiili zemindeki kullanım durumu dikkate alınarak gerçekleştirilen bu eylemin her ne kadar zemindeki kullanıma göre vatandaşın problemini çözmek maksadıyla yapılmış olsa da imar uygulamalarının bütüncüllük temel mantığı ile çelişki gösterdiği, bir parselin müşterek mülkiyet olması durumunda sadece birkaç hisse ve bu hisseye karşılık gelen alanın düzenlemeye alınıp diğerlerinin alınmamasının Arsa Arazi Düzenlemesi ile ilgili Mevzuata uygun olmadığı,” tespitlerine yer verilmiştir.
Uyuşmazlıkta, düzenleme sahasının bütününü gösteren sınır haritası ile uygulama imar planının incelenmesinden, düzenleme sınırının … ada, … parsel sayılı taşınmazın parsel sınırı dikkate alınmaksızın bölünerek kısmen parselasyona dahil edildiği, … ada, … parsel sayılı taşınmazın 22 hissedarı bulunduğu ancak hissedarlardan yalnızca … ve … uygulamaya dahil edildiği, parselasyon yapılırken düzenleme sınırı içindeki taşınmazın tüm hissedarlarının parselasyona dahil edilmesi ve parselasyon sonucu tahsis edilen taşınmazda yine hissedar olarak gösterilmesi gerekliliğinin yerine getirilmediği, 2981 sayılı Kanunun Ek-1 maddesi şartlarının düzenleme alanı içinde yer alan yalnızca bir parsel içinde uygulandığı, düzenleme sınırının yol ekseni dikkate alınmadan geçirildiği, … ada, … parsel sayılı taşınmazın parselasyona dahil edilmesinin parsel bazlı uygulama teşkil ettiği anlaşılmıştır.
Dava konusu parselasyon işleminde düzenleme sınırının imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine aykırı geçirildiği sonucuna ulaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmediğinden davanın reddine lişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 02/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.