Danıştay Kararı 6. Daire 2016/10911 E. 2020/10226 K. 03.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/10911 E.  ,  2020/10226 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/10911
Karar No : 2020/10226

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Ltd. Şti.
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … İli, … İlçesi, … parsel üzerindeki yapının, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkındaki Kanunun 2. maddesinin 4.fıkrasının (c) ve (g) bentlerinde öngörülen esaslara göre denetlenmediğinden bahisle, davacı şirketin denetim faaliyetlerinin aynı Kanunun 8. maddesi gereğince 6 ay süreyle geçici olarak durdurulmasına ilişkin 19.2.2015 tarih ve 29272 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan işlemin iptali ile fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması kaydı ile 10.000,00 TL zararın tazminine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; davacı şirketin denetim sorumluluğunda bulunan … İli, … İlçesi, … parsel üzerindeki yapının, 1. ve 2. katlarında tesis edilen elektrik tesisatının, Elektrik Projesindeki Uygulamalara Ve Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliğine uygun tesis edilmediği, yapı ruhsatında ısınma şekli sobalı olduğu halde kalorifer tesisatının yapıldığı, ısı yalıtım hesaplarına göre sandviç duvar arasına 3 cm ekstrüze polistren köpük olması gerekir iken 2 cm. ekstrüze polistren kullanıldığı ve mimari projesine aykırı olarak cephelerde değişiklik yapıldığının 4.3.2014 tarihinde mahallinde yapılan denetimde tespit edildiği, 28.01.2014 tarihinde yapılan müracaat üzerine, zemin katta dahili tadilat, tüm normal katlarda cephe tadilatı ve ısıtma sistemi değişikliği yapılarak 12.5.2014 tarih ve 1426 sayılı tadilat ruhsatı düzenlenmiş ise de, denetim tarihi itibariyle yapının, ruhsat ve ekleri ile mevzuata uygun olarak yapılmadığı, bu itibarla yapının, ruhsat ve ekleri ile mevzuata uygun olarak yapılmasını denetlemek ve ruhsat ve eklerine aykırı uygulama yapılması halinde durumu üç iş günü içinde ilgili idareye bildirmekle yükümlü olan yapı denetim kuruluşu davacı şirketin bu denetim görevini yerine getirmediği anlaşıldığından, anılan şirketin denetim faaliyetinin 4708 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince 6 ay süreyle geçici olarak durdurulmasına ilişkin 19.2.2015 tarih ve 29272 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, dava konusu davacı şirketin denetim faaliyetinin geçici olarak durdurulmasına yönelik işlem ve davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Temyiz edilen kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı şirketin denetim sorumluluğunda bulunan … İli, … İlçesi, … parsel üzerindeki yapının, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkındaki Kanunun 2. maddesinin 4.fıkrasının (c) ve (g) bentlerinde öngörülen esaslara göre denetlenmediğinden bahisle, denetim faaliyetlerinin aynı Kanun’un 8. maddesi gereğince 6 ay süreyle geçici olarak durdurulmasına ilişkin 19.02.2015 tarih ve 29272 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan işlemin tesis edilmesi üzerine, dava konusu işlemin iptali ile fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması kaydı ile 10.000,00 TL zararın tazminine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar, idari dava türleri olarak sayılmıştır.
2577 sayılı Kanunun “İptal ve tam yargı davaları” başlıklı 12.maddesinde,” İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 nci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır.” hükmü, “İdari Davalarda Genel Yetki” başlıklı 32. maddesinde, “Göreve ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla bu Kanunda veya özel kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması halinde, yetkili idare mahkemesi, dava konusu olan idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir. Bu Kanunun uygulanmasında yetki kamu düzenindendir.” hükmü, “Tam yargı davalarında yetki” başlıklı 36.maddesinde, “İdari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan tam yargı davalarında yetkili mahkeme, sırasıyla:
a) Zararı doğuran idari uyuşmazlığı çözümlemeye yetkili,
b) Zarar, bayındırlık ve ulaştırma gibi bir hizmetten veya idarenin herhangi bir eyleminden doğmuş ise, hizmetin görüldüğü veya eylemin yapıldığı yer,
c) Diğer hallerde davacının ikametgahının bulunduğu yer idare mahkemesidir.” hükmü ve 43. maddesinin 1. fıkrasında, ” İdare ve vergi mahkemeleri, idari yargının görev alanına giren bir davada görevsizlik veya yetkisizlik sebebiyle davanın reddine karar verirlerse dosyayı Danıştaya veya görevli ve yetkili idare veya vergi mahkemesine gönderirler.
a) Görevsizlik sebebiyle gönderilen dosyalarda Danıştay, davayı görevi içinde görmezse dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesine karar verir.
b) Görevsizlik veya yetkisizlik sebebiyle dosyanın gönderildiği mahkeme kendisini görevsiz veya yetkisiz gördüğü takdirde, söz konusu mahkeme ile ilk görevsizlik veya yetkisizlik kararını veren mahkeme aynı bölge idare mahkemesinin yargı çevresinde ise, uyuşmazlık bölge idare mahkemesince, aksi halde Danıştayca çözümlenir.” hükmü yer almıştır.
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun “Denetim faaliyetinin durdurulması ve izin belgesinin iptali” başlıklı 8. maddesinde; “Yapı denetim kuruluşlarından, bu Kanunda öngörülen esaslara göre denetim görevini yerine getirmedikleri anlaşılanların veya son üç yıl içerisinde üç defa olumsuz sicil alanların veyahut 3 üncü maddenin son fıkrası ile 6 ncı maddenin birinci fıkrası hükümlerine aykırı hareket ettiği belirlenenlerin denetim faaliyeti, yapı denetim komisyonunun teklifi üzerine Bakanlıkça bir yıla kadar durdurulur ve belgesi geçici olarak geri alınır. Durdurma kararı, Resmî Gazetede ilan edilir ve sicillerine işlenir. Denetim faaliyetinin geçici olarak durdurulmasına neden olan yapı denetim kuruluşunun mimar ve mühendisleri, bu süre içerisinde başka ad altında dahi olsa hiçbir denetim faaliyetinde bulunamaz. Geçici durdurmaya neden olan mimar ve mühendisler Bakanlıkça ilgili meslek odasına bildirilir. Meslek odaları, bu kişiler hakkında kendi mevzuatına göre işlem yapar.
Faaliyeti üç defa durdurulan yapı denetim kuruluşunun denetim faaliyetine son verilir ve izin belgesi Bakanlıkça iptal edilir.
İzin belgesi iptal edilen yapı denetim kuruluşunun, kusurları mahkeme kararı ile kesinleşen mimar ve mühendisleri başka bir yapı denetim kuruluşunda görev almaları halinde, görev aldıkları bu kuruluşa izin belgesi verilmez, verilmişse iptal edilir.
Denetim faaliyeti geçici olarak durdurulan veya izin belgesi iptal edilen yapı denetim kuruluşu hakkındaki bu karar ilgili idareye bildirilir ve denetimini üstlendiği yapıların devamına izin verilmez. Bu durumda, yapım faaliyetine devam edilebilmesi için yapı sahibince başka bir yapı denetim kuruluşunun görevlendirilmesi zorunludur.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu denetim faaliyetinin durdurulmasına ilişkin işlem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından tesis edildiğinden anılan işlemin iptali ve bu işlemden doğan zararın tazmini istemiyle açılan davanın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı husumetiyle görülmesi gerekirken, temyize konu kararda İzmir Valiliği hasım mevkiine alınarak uyuşmazlığın çözümlenmesinde isabet bulunmamaktadır.
2577 sayılı Kanunun 12. maddesi uyarınca işlemin iptali ile birlikte bu işlemden doğan tazminat talebini içerir tam yargı davasının açılabileceği açıktır. İdari işlemin iptali ile tam yargı davasının birlikte açılması halinde idari işleme ilişkin uyuşmazlığı çözmekle yetkili mahkemenin uyuşmazlığın çözümünde yetkili olduğu tabiidir.
Bu durumda, anılan mevzuat hükümleri gereği dava konusu işlemin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından tesis edilmesi nedeniyle, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde yukarıda anılan genel yetki kuralı uyarınca Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bulunduğu yer idare mahkemesi olan … İdare Mahkemesinin yetkili olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, yetkisiz idare mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: …sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 03/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.