Danıştay Kararı 6. Daire 2016/10554 E. 2020/9988 K. 22.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/10554 E.  ,  2020/9988 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/10554
Karar No : 2020/9988

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … İli … İlçesi … Mahallesi … Pafta … ve … parsel sayılı taşınmazların bulunduğu alanda … tarih ve … sayılı belediye encümeni kararıyla 3194 sayılı Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca yapılan parselasyon işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden, parselasyon işleminin üst ölçekli imar planlarına uygun olduğu, düzenleme sınırının mevzuata uygun olarak geçirildiği, düzenleme ortaklık payı kesintisinin imar mevzuatında belirtilen yerler için yapıldığı, düzenleme ortaklık payı oranının doğru hesaplandığı, dava konusu kadastro parseli ve komşu kadastro parsellerinin büyük kısmının imar planında park ve yol alanında kalması nedeniyle uzak yerlerden imar parselleri tahsis edilmesinin teknik bir zorunluluktan kaynaklandığı anlaşıldığından dava konusu parselasyon işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Bilirkişi raporuna itiraz edilerek ek rapor alınması talebinde bulunulmasına rağmen bu talebin Mahkemece dikkate alınmadığı, tahsis edilen imar parsellerinin kadastral parsele oldukça uzak olduğu, eşdeğer olmadığı, müstakil olarak tahsis yapılması gerekirken birden fazla imar parselinden çok hisseli tahsislerin yapıldığı, sosyal tesis alanından hisselendirme yapılmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Dava konusu işlemin usul ve yasalara uygun olduğu belirtilerek temyiz istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : … İli … İlçesi … Mahallesi … Pafta … ve … parsel sayılı taşınmazların bulunduğu alanda … tarih ve … sayılı belediye encümeni kararıyla yapılan parselasyon işlemi sonrasında davacı tarafından 24.03.2015 tarihli dilekçe ile imar durum belgesi almak amacıyla davalı idareye yapılan başvuruya verilen 31.03.2015 tarihli cevap üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
İşlem tarihi itibariyle yürürlükte olan 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinde, “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.
Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında “düzenleme ortaklık payı” olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.” hükmüne yer verilmiştir.
İşlem tarihinde yürürlükte olan mülga İmar Kanununun 18 inci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlenmesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin “İmar Parsellerinin Oluşturulması ve Dağıtımındaki Esaslar” başlıklı 10. maddesinde, “İmar parsellerinin oluşturulması ve dağıtımında aşağıdaki esaslar dikkate alınır:
a) Düzenlemeyle oluşacak imar parsellerinin mümkün mertebe aynı yerdeki veya yakınındaki eski parsellere tahsisi sağlanır,
b) Plân ve mevzuata göre korunması mümkün olan yapıların tam ve hissesiz bir imar parseline intibak ettirilmesi sağlanır,
c) Mal sahibine tahsis edilen miktarın bir imar parselinden küçük olması veya diğer teknik ve hukuki nedenlerle müstakil imar parseli verilmemesi halinde,
İmar parselasyon plânları ve imar durumu belirlenmiş düzenleme alanlarında yapılacak binaların toplam inşaat alanı veya bağımsız bölüm adetleri belirtilen imar adaları veya parselleri, kat mülkiyetine esas olmak üzere hisselendirilebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanununun 7. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, çevre düzeni planına uygun olmak kaydıyla, büyükşehir belediye sınırları içinde 1/5.000 ile 1/25.000 arasındaki her ölçekte nazım imar planını yapmak, yaptırmak ve onaylayarak uygulamak; büyükşehir içindeki belediyelerin nazım plana uygun olarak hazırlayacakları uygulama imar planlarını, bu planlarda yapılacak değişiklikleri, parselasyon planlarını ve imar ıslah planlarını aynen veya değiştirerek onaylamak ve uygulanmasını denetlemek; nazım imar planının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde uygulama imar planlarını ve parselasyon planlarını yapmayan ilçe belediyelerinin uygulama imar planlarını ve parselasyon planlarını yapmak veya yaptırmak görev, yetki ve sorumluluklarının büyükşehir belediyelerine ait olduğu, hüküm altına alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, davacının hissedarı olduğu kadastral parselin 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kısmen yol, kısmen park ve kısmen konut alanında kaldığı, parselasyon sonrası davacıya beş ayrı imar adasından hisseli tahsislerin yapıldığı, bir tahsisin kadastral parselinin olduğu yerden, diğerlerinin ise daha uzak yerlerden yapıldığı, davacıya ait kadastral parselin büyük bir kısmının park ve yol alanında kaldığı bu nedenle kadastral altlıktan tahsis yapılmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla birlikte bilirkişi raporunda, davacıya ait hissenin çok parçaya bölünerek farklı imar adalarına dağıtılmasının yerine tek parselde birleştirilmesinin mümkün olup olmadığına yönelik gerekli incelenmenin yapılmadığı, bilirkişice anılan bu hususun yeterince aydınlatılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince, davacıya uzak yerden ve birden fazla imar adasından yapılan tahsisin teknik zorunluluktan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, davacıya ait hisselerin kadastral parsele yakın bir parselde birleştirilmesinin mümkün olup olmadığı hususlarının konusunda uzman kişilerden seçilecek bilirkişiler aracılığıyla yeniden yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak irdelenmesi ve elde edilecek sonuca göre yeniden karar verilmesi gerektiğinden, davanın reddine ilişkin kararda isabet görülmemiştir.
Öte yandan uyuşmazlığa konu belediye encümen kararının Kayseri Büyükşehir Belediyesince onaylanıp onaylanmadığı hususunun da araştırılarak açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 22/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.