Danıştay Kararı 6. Daire 2016/10106 E. 2020/9192 K. 13.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2016/10106 E.  ,  2020/9192 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2016/10106
Karar No : 2020/9192

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada … sayılı parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda … Büyükşehir Belediye Meclisinin 13.03.2014 tarih ve 199 sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli revizyon uygulama imar planına askıda yapılan itirazın reddine dair 15.01.2015 tarih ve 53 sayılı belediye meclisi kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dosyanın ve yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporun birlikte değerlendirilmesinden, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında taşınmazın B-3 kat yapılaşma koşulunda ticaret alanı olarak ayrıldığı, dayanak 1/5000 ölçekli nazım imar planında da ticaret kullanımına ayrılan taşınmaz açısından planların kademeli birlikteliği ilkesine aykırılık bulunmadığı, daha önce 5 kat yapılaşma imkanı tanınan taşınmaz yönünden, 1999 Marmara depremi sonrasında 2001 yılında onaylanan jeolojik etüt raporları dikkate alınarak tanınan 3 kat yapılaşma imkanının dava konusu edilen imar planında da aynen korunmasında şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 1999 depremi öncesindeki imar planlarında taşınmazın 5 kat yapılaşma hakkına sahip olduğu, buna dayalı olarak 16.08.1999 tarihinde mimari projenin onaylanarak yapı ruhsatına ilişkin harçlar yatırıldığı halde o gün yetkili kişinin yerinde olmaması nedeniyle yapı ruhsatı onayının ertesi güne kaldığı, ancak o gece depremin meydana gelmesi nedeniyle sürecin kesintiye uğradığı, sonra da taşınmaz açısından 5 kat yerine 3 kat yapılaşma imkanı tanındığından kazanılmış haklarının ihlal edildiği, Mahkemece hükme esas alınan raporun eksik incelemeye dayalı düzenlendiği, aynı imar adasında bazı parseller açısından 5 kat yapılaşma hakkı tanınmasının eşitliğe aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Taşınmazı kapsayan alanda onaylanan 13.03.2014 tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planı 28.08.2014-29.09.2014 tarihleri arasında askıya çıkarılmış, askı süresi içinde davacı tarafından imar planına itiraz edilmiş, bu itiraz 15.01.2015 tarih ve 53 sayılı … Büyükşehir Belediye Meclisi kararı ile reddedilerek itirazın reddedildiği hususunun davacıya bildirilmesi üzerine, 12.05.2015 tarihinde görülen dava açılmıştır.
İmar planına ilişkin son ilan tarihini izleyen günden itibaren en geç 27.01.2015 tarihinde dava açılması gerekirken, daha sonra açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasını inceleme olanağı bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının belirtilen gerekçe ile onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE
MADDİ OLAY: Uyuşmazlığa konu taşınmaz, 1984 yılında onaylanan imar planında 5 kat yapılaşma koşulunda ticaret alanı belirlenmiş, 1999 yılında davacı tarafından yapı ruhsatı verilmesi talebiyle … Belediye Başkanlığına başvuruda bulunulmuş, ancak 17.08.1999 tarihinde yaşanan Marmara depremi nedeniyle yapı ruhsatı alınamamış, sonra taşınmazı kapsayan alanda yapılan jeolojik etüt çalışmalarına dayalı TRi-C1 simgesinde önlemli alan olarak belirlenen taşınmaz yönünden yapılaşma koşullarının yeniden belirlendiği 2002 tarihli imar planları onaylanarak, 5 kat olan yapılaşma imkanı 3 kata düşürülmüştür.
Daha sonra 12.09.2013 tarihinde alanda 1/5000 ölçekli nazım imar planı revizyonu onaylanarak taşınmaz 300 kişi/ha yoğunluğa sahip ticaret alanı belirlenmiş, bu plana dayalı olarak da dava konusu edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planı kabul edilmiş ve 28.08.2014-29.09.2014 tarihleri arasında askıya çıkarılmıştır. Davacı tarafından askı süresi içinde bila tarihli dilekçe ile, taşınmaz yönünden 3 kat yerine 5 kat yapılaşma imkanı tanınması talebiyle yapılan itirazın 15.01.2015 tarih ve 53 sayılı … Büyükşehir Belediye Meclisi kararı ile reddedilmesi üzerine görülmekte olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:İşlem tarihinde yürürlükteki haliyle 3194 sayılı İmar Kanununun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinin (b) bendinde, “İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde bir ay süre ile ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir.
Belediye Başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar. Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir” kuralı yer almaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinde dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve İdare Mahkemelerinde altmış gün olduğu; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı; yine aynı Kanunun “Üst makamlara başvurma” başlıklı 11. maddesinde, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurunun işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı hususu kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda anılan maddelerin birlikte değerlendirilmesinden, imar planlarına karşı, 2577 sayılı Kanunun 11. maddesi kapsamında başvuru için, 3194 sayılı Kanunun 8/b maddesi ile özel bir itiraz süresi getirildiği anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, imar planlarına karşı, bir aylık askı süresi içinde 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi kapsamında başvuruda bulunulması ve bu başvuruya idari dava açma süresinin başlangıç tarihi olan son ilan tarihinden itibaren 60 gün içinde cevap verilmeyerek isteğin reddedilmiş sayılması halinde, bu tarihi takip eden 60 günlük dava açma süresi içinde veya son ilan tarihini izleyen 60 gün içinde cevap verilmek suretiyle isteğin reddedilmesi halinde bu cevap tarihinden itibaren 60 günlük dava açma süresi içinde idari dava açılabileceği sonucuna varılmaktadır. İmar planlarına askı süresi içinde bir itirazda bulunulmamış ise davanın, 2577 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca imar planının son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 gün içinde açılması gerekir.
Uyuşmazlık konusu olayda; imar planına askı süresi içinde itiraz edildiğine göre, dava açma süresinin İdari Yargılama Usulü Kanununun 11. maddesi kapsamında belirlenmesi gerektiği açıktır. Bu bakımdan, yapılan itiraza altmış gün içinde bir cevap verilmemiş ise, itirazın zımnen reddedilmiş olması nedeniyle ilan tarihinin son gününü izleyen ikinci altmış gün içinde davanın açılması gerekir.
Belirtilen süreler geçtikten sonra cevap verilmesi halinde dava açma hakkının ihya olduğundan söz edilemez. Zira İdari Yargılama Usulü Kanununun 10. maddesinin ikinci fıkrasında, yetkili idari mercilerce dava açma süresi geçtikten sonra verilen cevap üzerine tebliğ tarihini izleyen günden itibaren altmış gün içinde dava açılabileceği belirtildiği halde 11. maddede, davanın açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, sonradan yetkili mercilerce cevap verilmesi durumunda, işlemin tebliğinden itibaren altmış gün içinde davanın açılabileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla yetkili mercilerce ne zaman cevap verileceği belli olmayan bir durumda, dava süresinin yorum yoluyla süresi belirsiz bir zamana kadar uzatılması mümkün değildir.
Olayda, taşınmazı kapsayan alanda onaylanan 13.03.2014 tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planı 28.08.2014-29.09.2014 tarihleri arasında askıya çıkarılmış, askı süresi içinde davacı tarafından imar planına yapılan itiraz 15.01.2015 tarih ve 53 sayılı … Büyükşehir Belediye Meclisi kararı ile reddedilerek itirazın reddedildiği hususunun davacıya bildirilmesi üzerine, 12.05.2015 tarihinde görülen dava açılmıştır.
Mevzuat hükümleri uyarınca imar planına ilişkin son ilan tarihini izleyen günden itibaren en geç 27.01.2015 tarihinde dava açılması gerekirken, daha sonra açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasını inceleme olanağı bulunmamaktadır.
Bu itibarla, davanın reddine yönelik olarak verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.