Danıştay Kararı 6. Daire 2015/10473 E. 2020/7732 K. 16.09.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2015/10473 E.  ,  2020/7732 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2015/10473
Karar No : 2020/7732

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- …
2- … Velayeten ve Aslen …
3- …
4- …
5- …
6- …
7- …
8- …
9- …
10- …
11- …
12- …
13- …
14- …
15- …
16- …
17- …
18- …
19- …
20- …
21- … ve …’a Velayeten ve Aslen …
22- …’e Velayeten ve Aslen …
23- …’a Velayeten ve Aslen …
24- …
25- …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı-…
VEKİLİ : Av. … (Aynı yerde)

İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: İstanbul ili, Çatalca ilçesi, Ferhatpaşa Mahallesi, … Sokak, No:… adresindeki … Apartmanında (… ada, … parsel sayılı taşınmazda) bulunan konut ve dükkanların sahibi ve kiracıları olan davacılar tarafından, anılan taşınmazın yanındaki (… ada, … parsel sayılı) taşınmazdaki inşaat nedeniyle yapılan açık kazı çalışmaları nedeniyle … Apartmanı binasında meydana gelen kaymalar sonucu uğradıkları ileri sürülen 10.000-TL maddi, 150.000-TL manevi olmak üzere toplam 160.000-TL tazminatın, davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, maddi tazminata ilişkin olarak; ilgili mevzuat uyarınca davalı belediye tarafından verilen iksa ruhsatı sonrası inşaat alanındaki faaliyetlerin denetiminden yapı denetim firmalarının sorumlu olduğu, dava konusu olayda iksa ruhsatı sonrasında yüklenici firmanın inşaat alanındaki eylemleri sonucu 08.10.2013 tarihinde bitişik taşınmazdaki … Apartmanında oluşan kaymalar nedeniyle davalı idare tarafından aynı gün apartman sakinlerinin tedbiren tahliye edilerek apartmanın giriş kapısının mühürlendiği, ancak bina ile ilgili 3194 sayılı Kanunun 39. maddesi kapsamında alınmış bir yıkım kararı olmadığı, anılan bina ve bina sakinleri bakımından oluşmuş bir zarardan söz edilemeyeceği, olayda idarenin hizmet kusuru nedeniyle doğmuş bir zararın bulunmadığı ve ilerde doğması muhtemel zararların tazmininin de mümkün olmadığı; manevi tazminata ilişkin olarak, olayda davacılar evlerinden tedbiren tahliye edilmek durumunda bırakılmış ise de, davalı idarenin can güvenliğini sağlamak amaçlı binanın mühürlenmesi yönünde tesis ettiği işlemin mutlaka manevi tazminat ödenmesini gerektirmeyeceği, idareye yüklenebilecek ağır hizmet kusurunun bulunmadığı, manevi tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların oluşmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idarenin, tüm sorumluluğun yapı denetim firmalarında olduğu iddiasının hukuka uygun olmadığı, apartman için yıkım kararı alınmamış olmasının zararın oluşmadığı anlamına gelmeyeceği ve davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : İstanbul ili, Çatalca ilçesi, Ferhatpaşa Mahallesi, … Sokak, No: … adresindeki … Apartmanının bitişiğinde bulunan … ada, … parsel sayılı taşınmazda yapılacak inşaat için davalı idarece 12.09.2013 tarihli iksa ruhsatı verildiği, yüklenici firma tarafından 08.10.2013 tarihinde inşaat zemininde temelin güçlendirilmesine ilişkin yapılan çalışmalar (iksa) sırasında davacılara ait bitişik taşınmazda bulunan … Apartmanında, çevresinde ve yolda çökme ve kaymalar olduğunun tespit edilmesi üzerine, apartmanın elektrik ve doğalgaz bağlantılarının kesildiği ve davalı idarece apartman sakinlerinin tahliye edilerek giriş kapısının mühürlendiği, anılan apartman sahipleri ve kiracıları olan davacılar tarafından uğranılan zararın tazmini istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine 10.000-TL maddi, 150.000-TL manevi olmak üzere, toplam 160.000-TL tazminatın davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasasının 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin hukuk devleti olduğu; 125. maddesinin 1. fıkrasında, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında; idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde de tam yargı davaları, idarenin eylem ve işlemlerinden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda anılan mevzuat hükümleri uyarınca idare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup, idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdare hukukunda, idarenin hukuki sorumluğunun kabul edilebilmesi için -kusursuz sorumluluk halleri dışında- idarenin yürütmekle yükümlü olduğu hizmetin kusurlu şekilde işletilmiş olması gerekmektedir. Hizmet kusuru ise, iradi bir işlem veya eylemden doğabileceği gibi, idarenin eksik işlemesinden, dikkatsizliğinden, tedbirsizliğinden, ihmalinden, yasal görevlerin beklendiği ya da gerektiği gibi yerine getirilmemiş olmasından kaynaklanabilir.
Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan tazminat davalarıdır. Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetlenmesi esas alındığından, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacıların kiracı ve maliki oldukları İstanbul ili, Çatalca ilçesi, Ferhatpaşa Mahallesi, … Sokak, No: … adresindeki … Apartmanının bitişiğinde bulunan … ada, … parsel sayılı taşınmazda yapılacak inşaat için davalı idarece 12.09.2013 tarihli iksa ruhsatı verilmiş, 08.10.2013 tarihinde yüklenici firma tarafından inşaat zemininde temelin güçlendirilmesine ilişkin yapılan çalışmalar (iksa) sırasında, bitişik taşınmaz olan … Apartmanında, çevresinde ve yolda çökme ve kaymalar olduğu tespit edilmiştir.
Söz konusu olaydan sonra, zemin etüd raporu ve iksa raporunun yetersiz ve hatalı olduğu tespitlerini içeren 04.11.2013 tarihli durum tespit raporu ve 18.11.2013 tarihli teknik rapor düzenlenmiş; ayrıca dosya içerisinde davacı ve davalı taraflarca sunulan, değişik tarihlerde, farklı bilirkişiler tarafından düzenlenen, birbirinden farklı tespitler içeren raporlar bulunmaktadır. İdare Mahkemesince, dosyada yer alan sözü edilen çelişkili raporlar ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir.
Ayrıca, dosya içerisinde bulunan … Bölge İdare Mahkemesi Birinci Kurulunun … tarih ve E: …, K: … sayılı kararına göre, olayın gerçekleştiği dönemde davalı idarece verilen 12.09.2013 tarihli iksa ruhsatında imzası ve onayı bulunan davalı idare yetkilileri hakkında soruşturma açılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan, bir kısım davacılar tarafından yapı denetim şirketine karşı … Asliye Hukuk Mahkemesinde E: … sayılı dosya ile tazminat davası açıldığı, bu dosyada yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, davalı idare ve yapı denetim şirketinin kusur oranlarına dair tespitler yapıldığı görülmektedir.
Bu durumda İdare Mahkemesince, davalı idare dışındaki diğer sorumlu kişilere yönelik olarak adli yargı yerlerinde açılan tazminat dava dosyası ile … Bölge İdare Mahkemesinin yukarıda belirtilen soruşturma dosyası da getirtilmek suretiyle, tazminata konu olaya ilişkin olarak idare ve diğer sorumluların kusur oranlarının ve zararın miktarının belirlenmesine yönelik yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle değerlendirme yapılıp yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden, eksik incelemeye dayalı olarak verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacıların temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 16/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.