6. Daire 2013/729 E. , 2013/5306 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2013/729
Karar No : 2013/5306
Temyiz Eden (Davalılar): 1- Maliye Hazinesi
Vekili: Hazine Avukatı …
2- … Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. …
3- Toplu Konut İdaresi Başkanlığı
Vekili: Av. …
Karşı Taraf (Davacılar): 1- …
2- …
3- …
Vekili: Av. …
İstemin Özeti: …. İdare Mahkemesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosyanın tekemmül ettiği görülerek, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
Dava; … İli, … İlçesi, … ve … Mahallelerindeki muhtelif parselleri kapsayan alanda 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi ile 2981 sayılı Kanunun Ek 1. maddeleri uyarınca yapılan imar uygulamasının, … sayılı parsele ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, Maliye Hazinesi adına tapuya tescil edilmiş olan parsele yönelik olarak, davacılar tarafından tapu iptal ve tescil davası açıldığı, bu dava devam etmekte iken Maliye Hazinesi tarafından parselin Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’na devredildiği, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından onaylanan ‘… … Mahallesi Muhtelif Parselleri Kapsayan Üniversite Alanı 2. Etap Parselasyon Planı’ kapsamında … parselin de uygulama sınırları içerisine dahil edildiği, imar uygulaması sınırları içerisinde yer alan … sayılı parselin mülkiyeti hakkında henüz kesinleşmemiş yargı kararı olmasına ve bu hususun tapudaki beyanlar hanesine işlenmiş olmasına rağmen, bu durum gözetilmeksizin imar uygulamasına konu edildiği, devam eden süreçte Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından parselin belli bir bölümünün mülkiyetinin davacılar adına tescil edilmesine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği de dikkate alındığında, tapu iptal ve tescil davasına ait yargı kararının uygulanmasını olanaksız hale getiren imar uygulamasının, … sayılı parsele ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idareler vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine göre, belediyeler sadece imar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri maliklerinin veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın birbirleriyle yol fazlaları ile kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli ve kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya yetkilidir.
İmar Kanunun 18 İnci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 16. maddesinde, “Düzenleme sahasına giren kadastro ve imar parsellerinin tapu sicil kayıtlarındaki ada ve parsel numaraları, yüzölçümleri, cinsleri, malikleri, hisse oranları ve mülkiyetten gayri ayni haklara ait bilgiler, mahalli tapu kadastro elemanları gözetiminde belediye veya valiliklerce görevlendirilen personel tarafından çıkartılır. Pafta örnekleri mahalli tapu kadastro teşkilatından istenir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Öte yandan; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 350. maddesinde; taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararların kesinleşmedikçe yerine getirilemeyeceği vurgulanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacıların, mülkiyeti Hazineye ait … sayılı parseli 20 yılı aşkın süredir nizasız ve fasılasız kullandıkları iddiasıyla parsel içinde kalan belli bir alanın adlarına tapuya tescil edilmesi için tapu iptal ve tescil davası açtıkları, bu dava devam etmekte iken 14.3.2005 tarihinde parselin Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’na devredildiği, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın 21.3.2010 tarihli, 2010/1129 sayılı kararı ile onaylanan ‘… … Mahallesi Muhtelif Parselleri Kapsayan Üniversite Alanı 2. Etap Parselasyon Planı’ kapsamında … parselin de uygulama sınırları içerisine dahil edildiği, 22.4.2010 tarihinde parsel hakkında kesinleşmemiş yargı kararı olduğunun tapuya şerh düşülmesine rağmen 8.6.2010 tarihinde onaylanan imar uygulamasında, anılan parselin Hazine adına uygulamaya dahil edildiği, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile … Köyü … sayılı parsel içinde kalan bir bölümün Hazine adına olan tapusunun iptali ile davacılar adına eşit pay halinde tesciline karar verildiği ve bu kararın 24.10.2011 tarihinde Yargıtayca onanarak kesinleşmesi üzerine, davacıların imar uygulamasının … sayılı parsele ilişkin kısmının iptali istemiyle bu davayı açtıkları anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen düzenlemeler uyarınca, parselasyon işleminin tapu kayıtları esas alınmak suretiyle yapılması zorunlu olduğundan, davalılardan Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın henüz kesinleşmemiş yargı kararını dikkate almak suretiyle imar uygulaması yapması mümkün olmadığından, parselasyon işlemi sırasında malik görülmeyen davacılar adına parsel tahsis edilmesi olanaklı değildir.
Ancak; davacıların daha sonra kesinleşen yargı kararıyla hak sahibi haline gelmesi nedeniyle adlarına tesciline karar verilen parsellere karşılık imar parsellerinin kendilerine devrini isteyebileceği kuşkusuzdur. Aksi halde adli yargı yerince verilen kararın uygulama olanağı kalmayacaktır.
Bu durumda, parselasyon işlemi tapu kayıtları esas alınarak yapıldığından; dava konusu parselasyon işleminin tesis edildiği tarihte uyuşmazlık konusu taşınmazın tapuda Hazine adına kayıtlı olması nedeniyle, parselin Hazine adına imar uygulamasına tabi tutularak, uygulama sonrasında Hazine adına imar parseli tahsisinde hukuka aykırılık bulunmadığından, İdare Mahkemesince, uyuşmazlık hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, …. İdare Mahkemesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararın BOZULMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 26/09/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.