Danıştay Kararı 6. Daire 2013/5536 E. 2014/2440 K. 28.03.2014 T.

6. Daire         2013/5536 E.  ,  2014/2440 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2013/5536
Karar No : 2014/2440

Temyiz Eden (Davacı):
Vekili: Av.
Karşı Taraf (Davalı): … Belediye Başkanlığı
Vekili: Av.
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesince verilen …tarihli, E:…, K:…sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi:
Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, … İli, …- …Mevkii, …ada, …, … ve … sayılı parseller üzerinde bulunan davacının maliki olduğu taşınmaza komşu taşınmazların “konut alanı”ndan “LPG ikmal ve akaryakıt istasyon alanı”na dönüştürülmesi yönündeki 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğine ilişkin … Belediye Meclisinin 9.5.2012 tarihli, 323 sayılı kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince taşınmazların bulunduğu yerde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ile dosyadaki diğer bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; parsellerin üzerinde herhangi bir yapılaşmanın bulunmadığı, aynı imar adası içerisinde yürürlükteki imar planı koşullarına göre oluşmuş yapıların yer aldığı, plan değişikliğine konu edilen parsellerin cephesinin yaklaşık 52 m. olduğu ve bu genişliğin yasa ve yönetmeliklerde belirtilen minimum cephe genişliği standardını sağladığı, alanın çevresindeki kavşaklara olan mesafelerinin yasa ve yönetmeliklerde belirtilen minimum kavşak mesafesini sağladığı, aynı istikamette en az 1 km mesafede başka bir akaryakıt istasyonunun bulunmadığı, can güvenliği, trafik akışı, şehir estetiği açısından sakıncalı yerler ile toplu insan sirkülasyonunun olduğu ticaret, sağlık, eğitim, dini tesis kullanış kararı bulunan alanların çevresinde bulunmadığı, dava konusu parsellerin kuzeyinde yer alan spor, sağlık ve ticaret kompleksi ile arasında yaklaşık 70 m., güney batısında bulunan park alanı ile 65 m. mesafe bulunduğu, bu nedenle de bu tür alanlara en az 50 m. mesafede bulunma koşulunu sağladığı, plan değişikliği ile önerilen işlevin yasa ve yönetmeliklerde belirtilen koşul ve esaslar ile üst ölçekli planlarda belirtilen koşullara uygun olduğu, plan hiyerarşisine ve planların kademeli birlikteliği ilkesine, yer seçiminde esas alınması gereken temel ilke ve kurallara aykırı olmadığı, plan çizim normlarına ve plan tekniğine uygun olduğu, planlama ilkelerine, şehircilik esaslarına, imar mevzuatına ve kamu yararına uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Genel ilke olarak plan kararları ile fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın korunma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek amaçlanır.
Bu amaç çerçevesinde, nazım ve uygulama imar planları ölçeğinde hangi usül ve esaslara göre planlama yapılacağı ayrıntıları ile 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili Yönetmeliklerde düzenlenmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde, Nazım İmar Planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan olarak, Uygulama İmar Planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
İmar planlarının, planlanan yörenin bugünkü durumunun, olanaklarının ve ilerideki gelişmesinin gerçeğe en yakın şekilde saptanabilmesi için coğrafi veriler, beldenin kullanılışı, donatımı ve mali bilgiler gibi konularda yapılacak araştırma ve anket çalışmaları sonucu elde edilecek bilgiler ışığında, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kentin kendine özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli alanları arasında olan bağlantıları, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri, güvenlik ve sağlığı ile ilgili konular gözönüne alınarak hazırlanması gerekmektedir.
Anılan ölçütlere göre hazırlanan imar planları zamanla planlanan alandaki koşulların zorunlu kıldığı biçimde ve yasalarda öngörülen yöntemlere uygun olarak değiştirilir. Plan değişikliği istemlerinin sadece plan değişikliği yapılan alanın değil plan bütünlüğü gözönünde bulundurularak planlanan yörenin tümünün çevre, ulaşım, trafik gibi ilişkilerinin kapsamlı bir biçimde ele alınarak, kamu yararına uyarlık bulunup bulunmadığının araştırılması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, plan değişikliğine konu edilen taşınmazların davacının maliki olduğu taşınmaz ile aynı imar adası içerisinde ve söz konusu taşınmaza komşu halde bulunduğu, bu alanın imar planında iki katlı müstakil konut yapımına uygun bir alan olarak planlandığı, ancak; dava konusu plan değişiklikleri ile bu yapı adasındaki yanyana üç parselin “LPG ikmal ve akaryakıt istasyon alanı”na dönüştürüldüğü, davacı tarafından alana hizmet eden imar yolunun yetersiz olduğu, komşu parsellerin risk altında olacağı, çevrenin bağ-bahçe nizamında iki katlı yapılaşma koşullarına tabi olduğu, yakınında trafo bulunduğu, LPG ve akaryakıt istasyonu ihtiyacının bulunmadığı, çok yakın bir mesafede faal olarak çalışan LPG ve akaryakıt istasyonlarının bulunduğu iddialarıyla bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda, söz konusu taşınmazların “LPG ikmal ve akaryakıt istasyon alanı” olarak planlanması için tüm teknik koşullara sahip olduğu belirtilmiş, İdare Mahkemesince sözü edilen rapora dayanılarak davanın reddine karar verilmiştir.
İmar planları bölgenin planlı gelişiminin sağlanması için çeşitli kentsel işlevler arasında var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak, belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla hazırlandığından, yalnızca taşınmazın mevzuatta belirtilen tüm teknik koşulları sağlaması nedeniyle belirli bir işleve ayrılması mümkün olmayıp, o kullanıma yönelik olarak bölgenin ihtiyacı, şehircilik ve planlama ilkeleri ve taşınmaz ile çevresinin durumu plan bütünlüğü içerisinde değerlendirilerek taşınmazın plandaki fonksiyonuna karar verilmelidir. Aksi bir düşünce mevzuattaki koşulları sağlayan tüm parsellerin şehircilik ve planlama ilkeleri açısından uygun olan değil istenilen fonksiyona dönüştürülmesi anlamına gelir. Oysa planda akaryakıt istasyonu kullanımının plan bütünlüğü içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Belirtilen hususlar doğrultusunda, şehircilik ve planlama ilkeleri gözetilmeden ve konut adası içinde konut işleviyle tampon bölge oluşturulmadan uyuşmazlığa konu taşınmaza mevcut imar planında konut parselleri arasında plan bütünlüğü gözönüne alındığında ada bazında öngörülen fonksiyonlarla örtüşmeyecek şekilde ayrıcalıklı bir konumda akaryakıt ve LPG istasyonu kullanımı getirilmesinde şehircilik ilkelerine planlama esaslarına ve kamu yararına uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesince verilen …tarihli, E:…, K:…sayılı kararın BOZULMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 28/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.