Danıştay Kararı 6. Daire 2013/1349 E. 2014/372 K. 24.01.2014 T.

6. Daire         2013/1349 E.  ,  2014/372 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2013/1349
Karar No : 2014/372

Temyiz Eden (Davacı): …vasisi …
Vekilleri: Av.
Karşı Taraf (Davalı): …Belediye Başkanlığı
Vekili: Av.
İstemin Özeti: …İdare Mahkemesince verilen …tarihli, E:…, K:…sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi:
Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, …İli, …İlçesi, …Mahallesi, …ada, …sayılı parselin eski maliki olan ve bu taşınmazı imar yolu ve yeşil alan olarak kullanılması için bedelsiz olarak terkeden davacının, 5 yıllık süre içinde terk amacına uygun olarak herhangi bir düzenleme yapılmadığı gerekçesiyle taşınmazının iade edilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 26.12.2011 tarihli, 3243 sayılı işlem ile ifraz ve bedelsiz olarak yola terke ilişkin 14.10.2003 tarihli, 2003/330 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, davacının …parsel sayılı taşınmazı bedelsiz olarak terketmesi nedeniyle mülkiyet hakkının belediye lehine tapu siciline işlenmek suretiyle davacının uhdesinden çıktığı, bu nedenle iadesini talep ettiği uyuşmazlık konusu taşınmaz üzerinde tararruf imkanı ve mülkiyet bağı kalmadığından, davacının bu davayı açmakta menfaatinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
T.C. Anayasanın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin Hukuk Devleti olduğu belirtilmektedir. Hukuk Devletinde idarenin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğu ve sonuçta idarenin hukuka bağlılığının yargısal denetimi, iptal davaları yoluyla sağlanır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2.maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde iptal davaları idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
İdarenin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunun yargısal denetim yoluyla sağlanmasının en etkin araçlarından biri iptal davaları olduğundan, iptal davalarında “menfaat ihlali” olarak tanımlanan subjektif ehliyet koşulunun kişiye bağlı subjektif hak ihlallerinin giderilmesinin yanısıra idari işlemlerin hukuka uygunluğunun denetlenebilmesi kapsamında da belirlenmesi gerekmektedir. Davacı ile iptali istenilen idari işlem arasında kurulabilecek bir ilişki veya ilgi, menfaat ihlali koşulunun varlığı için yeterlidir. Bu itibarla yargısal kararlarda menfaat ihlali koşulu, davacının idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisinin kurulması gerektiği şeklinde tanımlanmıştır. Her olay ve davada, idari işlem ile dava açacak kişi arasında öngörülen subjektif ehliyet koşulu olarak menfaat ihlalinin kişisel, meşru ve güncel bir menfaat olması ölçütleri ekseninde yargı mercilerince değerlendirilerek takdir edilecektir.
Dosyanın incelenmesinden; …İli, …İlçesi, …Mahallesi, …ada, …sayılı kadastral parselin maliki olan davacı tarafından, davalı idareye başvuruda bulunularak, taşınmazına komşu …ada, … sayılı parsel ile birlikte tevhid edilerek, yola ve yeşil alana rastlayan kısımlarının bedelsiz olarak terkedilmesini istediği, bu başvurusunun …Belediye Encümeninin 14.10.2003 tarihli, 2003/330 sayılı kararı ile uygun bulunması üzerine …Tapu Sicil Müdürlüğünce davacıya ait …m² yüzölçümlü …sayılı parsel ile üçüncü bir kişiye ait …m² yüzölçümlü … sayılı parseldeki taşınmazların tevhid edilerek …m² yüzölçümlü olan …ada, … parselinin meydana getirildiği, daha sonra bu parselin ifraz edilerek … m² yüzölçümlü …ada … parselinin teşekkül ettirildiği, … parselinden artan …m² yüzölçümlü alanın ise tescil edilmeksizin “yol” ve “park alanı” olarak belirlendiği, …parselin eski maliki olan davacı tarafından imar yolu ve yeşil alan yapılması için tevhid ve ifraz yoluyla terk edilen taşınmaz üzerinde 5 yıllık süre içinde terk amacına uygun düzenleme yapılmadığı gerekçesiyle taşınmazının iadesi için 14.11.2011 tarihinde yaptığı başvurunun reddedilmesi üzerine bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 15.1.2008 tarihli, Karaman – Türkiye Davasında (Başvuru no:6489/03) verdiği kararında, taşınmazın idareye bırakılması sırasında öngörülen amaca aykırı olarak, kamu yararına bir tesis yapılarak kısmen kullanılması nedeniyle taşınmazın geriye kalan kısmının iade edilmesine ilişkin talep hakkındaki ret kararını haklı görmemiş, taşınmazın iade edilmesini haklı kılan hiçbir kamu yararı amacı belirtmeyen kamu erkinin “yol” veya “yeşil alan” gibi kamu yararına tesisler yapılması için idareye bırakılan taşınmazların statüsünü belirleyen Kamulaştırma Kanununun 35. maddesindeki, “malikinin muvafakatı ile kamu hizmet ve tesisleri için ayrılmış bulunan yerler için eski malikleri tarafından mülkiyet iddiasında bulunulamaz ve karşılığı istenemez.” şeklindeki düzenleme ile oluşturulan bir statüden faydalanılarak, taşınmazların idareye devri nedeniyle eski maliklerin mülkiyet hakkı veya tazminat talebi ileri süremeyecekleri yönünde yorumlanmasının, kamu yararının gerektirdikleri ile kişisel hakların korunması arasında hüküm sürmesi gereken adil dengeyi bozacak nitelikte olduğuna hükmetmiş, Kamulaştırma Kanununun 35. maddesinin uygulamasının 1 No’lu Ek Protokol’ün 1. maddesinin gerekleri ile bağdaşmadığından, sözkonusu hüküm ihlal edildiğini belirtmiştir.
Bu durumda; taşınmazlarını “imar yolu” ve “yeşil alan” olarak kullanılması için bedelsiz olarak davalı idareye terkeden davacının, 5 yıllık süre içinde terk amacına uygun olarak herhangi bir düzenleme yapılmadığı gerekçesiyle taşınmazlarının iade edilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle bu davayı açmakta menfaatinin bulunduğu açık olup, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, aksi yöndeki mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, …İdare Mahkemesince verilen …tarihli, E:…, K:…sayılı kararın BOZULMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 24/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.