Danıştay Kararı 6. Daire 2012/6627 E. 2013/4485 K. 25.06.2013 T.

6. Daire         2012/6627 E.  ,  2013/4485 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2012/6627
Karar No : 2013/4485

Temyiz Eden (Davacı): …
Vekili: Av. …
Karşı Taraf (Davalı): … Belediye Başkanlığı …
Vekili : Av. …
İstemin Özeti: …. İdare Mahkemesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava; davacıya ait, … İli, … İlçesi, … Beldesi, … Mevkii, … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılan yapının, ruhsatlandırılması ile yapımı öncesi ve sonrasında davalı idarenin üzerine düşen denetim, inceleme ve tespit yükümlülüklerini yerine getirirken gerekli dikkat ve özeni göstermediğinden bahisle uğranıldığı ileri sürülen 52.900-TL maddi, 30.000-TL manevi zararın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, davacının maddi ve manevi zararına yolaçtığını belirttiği, 14/05/2005 tarihinde hatalı olarak yapı ruhsatı verilmesi, 25/05/2005 tarihinde hatalı olarak temel üstü vizesi verilmesi ve aynı gün aboneliği yapılarak su bağlanması, 05/12/2005 tarihli yapı tatil zaptı, yapının ruhsatsız olduğuna dair 14/02/2006 tarihli, 14 sayılı encümen kararı ve 07/08/2006 tarihinde suyunun kesilmesi işlemlerinden doğan zararlarının tazmini istemiyle her işlemi öğrendiği tarihten itibaren 2577 sayılı Yasanın 12.maddesini uyarınca 60 gün içerinde, tam yargı davacı açması gerekirken, aradan 6 yıl geçtikten sonra 17/02/2012 tarihinde açılan davada süreaşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının maliki olduğu … İli, … İlçesi, … Beldesi, … mevkii, … ada, … parsel sayılı taşınmaza yapı yapmak amacıyla o tarihteki … Belediye Başkanlığınca 14/05/2005 tarihinde yapı ruhsatı verildiği, 25/05/2005 tarihinde davacının başvurusu üzerine davalı idarece yapılan inceleme sonucunda temel üstü vizesinin verildiği, inşaatın tamamlanması üzerine yapı kullanma izni için başvuruda bulunduğu, davalı idarece taşınmaz mahallinde yapılan kontrollerde, yapının davacının maliki olduğu … ada, … parselin yerine … ada, … parsele yapıldığının anlaşıldığı, sorunun çözümü için davacının … ada, … parseli de satın aldığı, 07/10/2005 tarihli dilekçesi ile yeniden yapı kullanma izni verilmesini istediği, ancak bu başvurusuna davalı idarece olumlu veya olumsuz bir yanıt verilmediği, davalı idarece 05/12/2005 tarihli yapı tatil zaptı düzenlenerek davacıya ait yapının ruhsatsız olduğundan bahisle mühürlendiği, bu işlemin iptali istemiyle açılan davanın da reddedildiği, davacı tarafından ruhsatlandırılması ile yapımı öncesi ve sonrasında davalı idarenin üzerine düşen denetim, inceleme ve tespit yükümlülüklerini yerine getirirken gerekli dikkat ve özeni göstermediğinden bahisle uğradığını ileri sürdüğü zararların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Hakları ihlal eden idari işlemin icrası nedeniyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava açma süresi içerisinde dava açılabilmesine olanak sağlayan 2577 sayılı Yasanın 12. maddesi uyarınca dava açacak kişiler için en son dava açma süresi, yıkım kararının icra edileceği tarih olup, en geç icra tarihinden itibaren altmış gün içinde doğrudan ya da 2577 sayılı Yasanın 11. maddesine göre yapılacak başvuru üzerine dava açılması mümkün olan tarihten (yıkım yoluyla icradan) önce yapılan başvuru üzerine açılacak dava süresinde olacaktır.
Hak arama özgürlüğünün gereği olarak, Yasanın davacı lehine en son dava açma süresine imkan veren düzenlemesi esas alınarak dava açma süresinin hesaplanması gerekmektedir.
Aksine yapılacak bir değerlendirme, Anayasanın idarenin eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü kılan düzenlemesini hayata geçiren Yasanın anılan kuralının uygulanmasını sınırlandırarak kişilerin hak arama özgürlüğünü engelleyeceği gibi adil ve aleni olarak yargılanma hakkını öngören Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesindeki adil yargılanma ilkesiyle de çelişecektir.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacıya ait taşınmazda yıkım işleminin icra edileceği, bir diğer deyişle taşınmazdan yararlanma olanağının sona erdiği tarihe kadar her zaman, hatalı olarak verilen ruhsat ve yapı kullanma izninden doğan zararının tazmini istemiyle dava açılabileceğinden, taşınmaz hakkında yıkım işlemi tesis edilip edilmediği araştırılmak suretiyle karar verilmesi gerektiğinden davanın süreaşımı yönünden reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, …. İdare Mahkemesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararın BOZULMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/06/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.