Danıştay Kararı 6. Daire 2010/7024 E. 2011/300 K. 14.02.2011 T.

6. Daire         2010/7024 E.  ,  2011/300 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No: 2010/7024
Karar No: 2011/300

Temyiz İsteminde Bulunan : …, …, …
Vekili: Av. …, …
Karşı Taraf: … Belediye Başkanlığı
Vekili: Av. …
İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : Dava, …, …, … Köyü … ada, … parselde kayıtlı taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin 1.8.2005 günlü, 129 sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı olan ve uyuşmazlık konusu taşınmazı rekreasyon alanı olarak belirleyen 1/1000 ve 1/5000 ölçekli imar planlarının iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararını davacı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
Olayda, kıyı mevzuatı uyarınca yapılaşma yasağı olan sahil şerdinin ilk 50 metrelik alanındaki taşınmazın, imar mevzuatı kapsamında belli koşullarda yapılaşmaya izin verilen, rekreasyon alanı olarak belirlendiği, böylece kıyı mevzuatına aykırı bir kullanımın getirildiği anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, aksi yorumla verilen temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, …, …, … Köyü … ada, … parselde kayıtlı taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin 1.8.2005 günlü, 129 sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı olan 1/1000 ve 1/5000 ölçekli imar planlarının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporla dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, kamulaştırılmasına karar verilen davacılara ait taşınmazın imar planlarında rekreasyon alanı olarak belirlendiği, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunundaki tüm usuli işlemler yerine getirilerek kamulaştırma işleminin yapılmış olması ve dayanağı nazım ve uygulama imar planlarının, taşınmazın mevcut durumu, parselin konumu, imar adalarının genel yapısı, niteliği, üst ölçekli planlar, 3194 sayılı İmar Kanunu, Kıyı Kanunu, Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı göz önüne alınarak yapılmış olması nedeniyle kamulaştırma işleminde ve dayanağı imar planlarında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacıların vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun 5 nci maddesinde, sahil şeritlerinde yapılacak yapıların kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabileceği, yaklaşma mesafesi ile kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanların, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebileceği, sahil şeritlerinin derinliğinin, 4 üncü maddede belirtilen mesafeden az olmamak üzere, sahil şeridindeki ve sahil şeridi gerisindeki kullanımlar ve doğal eşikler de dikkate alınarak belirleneceği, sahil şeridinde yapılacak yapıların kullanım amacına bağlı olarak yapım koşullarının yönetmelikte belirleneceği kuralı yer almaktadır.
3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 4 üncü maddesinde; sahil şeridi; deniz, tabii ve suni göllerin kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olarak en az 100 metre genişliğindeki alan olduğu, iki bölümden oluşan bu alan kullanım amacı ve doğal eşiklere göre belirleneceği, ”Sahil Şeridinin Birinci Bölümü” nün; sahil şeridinin tümü ile sadece açık alanlar olarak düzenlenen; yeşil alan, çocuk bahçesi, gezinti alanları, dinlenme ve Yönetmelikte tamamlanan rekreaktif alanlardan ve yaya yollarından oluşan, kıyı kenar çizgisinden itibaren, kara yönünde yatay olarak 50 metre genişliğinde belirlenen bölüm olduğu, Yönetmeliğin aynı maddesinde de, Rekreaktif Alanlar: Halkın eğlence ve dinlenme gereksinimlerini karşılamaya dönük, açık olarak düzenlenen oturma ve yemek yerleri, yemek pişirme yerleri, çeşmeler, oyun ve açık spor alanları, açık gösteri alanları ve yeşil bitki örtüsü bulunan alanlar olarak tanımlanmıştır.
Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nin 14 üncü maddesinde ise, piknik ve eğlence (rekreasyon) alanları: Kentin açık ve yeşil alan ihtiyacı başta olmak üzere, kent içinde ve çevresinde günübirlik kullanıma yönelik ve imar planı kararı ile belirlenmiş; eğlence, dinlenme, piknik ihtiyaçlarının karşılanabileceği lokanta, gazino, kahvehane, çay bahçesi, büfe, otopark gibi kullanımlar ile, tenis, yüzme, mini golf, oto kros gibi her türlü sportif faaliyetlerin yer alabileceği alanlar olduğu ve bu alanda yapılacak yapıların emsali (0.05) i, yüksekliği (6.50) m. yi geçemeceği yolunda düzenlemeye yer verilmiştir.
Yukarıda anılan düzenlemelerden de açıkça anlaşılacağı gibi ”Rekreaktif Alan” kavramı ile ”Rekreasyon Alan” kavramının birbirinden farklı olduğu ve Rekreasyon Alanlarında belli koşullarda yapılaşmaya olanak sağlanırken Rekreaktif Alanlarda, yapılaşmaya olanak verilmediği görülmektedir.
Olayda ise, sahil şerdinin ilk 50 metrelik kısmında kalan taşınmazın, rekreasyon alanı olarak belirlendiği, böylece uyuşmazlık konusu taşınmazda imar mevzuatı kapsamında bu tür kullanımlar için yapılacak yapılara izin verilip verilemeyeceği hususunun tartışmalı hale geldiği anlaşılmaktadır. Oysa kıyı mevzuatı uyarınca sahil şerdinin ilk 50 metrelik kısmında yapılaşmaya imkan verilmediği görülmektedir. Bu durumda uyuşmazlık konusu imar planları ile sahil şeridinin ilk 50 metrelik kısmı için getirilen düzenlemede 3621 sayılı Kıyı Kanunu ile bu kanunun uygulanmasına dair yönetmelik hükümlerine uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığından, İdare Mahkemesince, belirtilen hususlar göz önünde bulundurulmak suretiyle uyuşmazlık hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan planla ilgili olarak verilecek kararın sonucuna göre kamulaştırma işlemi hakkında da yeniden karar verileceği tabiidir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 14.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.