Danıştay Kararı 6. Daire 2009/3446 E. 2011/4308 K. 04.11.2011 T.

6. Daire         2009/3446 E.  ,  2011/4308 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No: 2009/3446
Karar No: 2011/4308

Temyiz İsteminde Bulunan : 1- … 2- … 3- … 4- … (… murisleri)
Karşı Taraf : … Belediye Başkanlığı
Vekili : Av….
İstemin Özeti : …. İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, … İİi, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın da bulunduğu alanda … Belediye Encümeni’nin … gün ve … sayılı kararı ile 2981/3290 sayılı Yasa’nın 10/c ve Ek 1. maddeleri uyarınca yapılan imar uygulamasının … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile iptal edilip kararın kesinleşmesi sonrasında mahkeme kararının uygulanmadığından bahisle uğranıldığı iddia edilen 150.000,00 TL maddi zararın yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı iptal kararına yönelik karar düzeltme isteminin reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesi’nin 27.01.2004 tarih ve E:2003/5737, K:2004/453 sayılı kararının 09.03.2004 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiğinin … İdare Mahkemesi’nin E:… sayılı dosyasında bulunan tebliğ mazbatasından anlaşıldığı, bu haliyle söz konusu iptal kararının temyiz edilip karar düzeltme aşamasından da geçerek onandığı ve bu suretle kesinleştiği görüldüğünden, 2577 sayılı Yasa uyarınca davacı tarafından karar düzeltme kararının tebliğ edildiği 09.03.2004 tarihini izleyen günden itibaren dava açma süresi olan 60 gün içinde … tarih ve … sayılı ihtarname ile yapılan başvurunun cevap verilmeyerek zımnen reddi üzerine bu tarihi takip eden 60 günlük süre içerisinde işlem nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini istemiyle dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 20.03.2007 tarihinde açılan davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, bu karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı iptal kararının Danıştay Altıncı Dairesi’nin 15.05.2003 tarih ve E:2002/763, K:2003/3086 sayılı kararı ile onandığı, onama kararının tebliği üzerine yapılan karar düzeltme isteminin Danıştay Altıncı Dairesi’nin 27.01.2004 tarih ve E:2003/5737, K:2004/453 sayılı kararı ile reddedildiği ve mahkeme kararının kesinleştiği; karar düzeltme isteminin reddine ilişkin kararın 09.03.2004 tarihinde davacıya ve 11.03.2004 tarihinde davalı idare vekiline tebliğ edildiği; … Noterliği’nce düzenlenen ve 04.05.2004 tarihinde davalı idare kayıtlarına giren … tarih ve … sayılı ihtarname ile davalı idareye yapılan tazminat başvurusunun cevap verilmeyerek zımnen reddedildiği, daha sonra, mahkeme kararının uygulanması ve … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı dosyasında hükmedilen yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı idareden tahsil edilmesi amacıyla …. İcra Müdürlüğü aracılığıyla çıkartılan icra emrinin davalı idareye 14.12.2006 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir cevap verilmemesi ve mahkeme kararının uygulanmaması üzerine 2577 sayılı Yasa’nın 28. maddesi uyarınca 150.000,00 TL maddi tazminat istemiyle 20.03.2007 tarihinde bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; İdare Mahkemesince verilen ve kanun yollarından geçerek kesinleşen bir iptal kararının gereğinin davalı idarece yerine getirilmemesinden doğan tazminat isteminden kaynaklanmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararların sonuçları” başlıklı 28. maddesinde; esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin, gecikmeksizin işlem tesis etmeye ve eylemde bulunmaya mecbur olduğu ve bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden itibaren otuz günü geçemeyeceği; kararların gereklerine göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabileceği; mahkeme kararlarının otuz gün içinde kamu görevlilerince kasten yerine getirilmemesi halinde ilgilinin, idare aleyhine dava açabileceği gibi, kararı yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine de tazminat davası açabileceği düzenlemesine yer verilmiştir.
Yargı kararlarının uygulanmaması ya da geç uygulanması nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlıklar üzerine açılacak davaların tabi olacağı süre konusunda 2577 sayılı Yasa’da özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, 2577 sayılı Yasa’nın 28. maddesinde yer alan ve idarenin yargı kararlarının icaplarına göre en geç otuz gün içinde işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu yolundaki hükmün, otuz günlük sürenin geçirilmesi ve ilgililerin bu sürenin geçirilmesi üzerine hemen tekrar yargı yoluna başvurmaması durumunda idareleri kararı uygulama zorunluluğundan kurtarmayacağı açıktır. Bu konuda açılacak davalarda ayrık durumlar dışında genel zamanaşımı süresinin esas alınması gerekmektedir. Ayrıca lehine hüküm verilen ilgili, ilamın kendisine tebliğinden itibaren 10 yıl içinde idareye başvurarak ilam gereklerinin yerine getirilmesini isteyebileceği gibi 2577 sayılı Yasa’nın 28. maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içinde mahkeme kararı gereğini yerine getirmeyen idareye karşı sonraki 60 gün içinde iptal kararına göre işlem yapılmaması nedeniyle uğradığı zararın tazmini istemiyle dava açılabileceğinin de kabulü gerekmektedir. 10 yıllık süre idareye başvuru süresi olup dava açma süresi değildir. Dolayısıyla başvurmadan sonraki durumu, 2577 sayılı Yasa’nın 10. ve 7. maddeleri kapsamında değerlendirmek gerekmektedir. Buna göre, yargı kararının gereğinin yerine getirilmesi isteminin idarece açık veya kapalı (zımni) olarak reddedilmesi üzerine davanın altmış gün içinde açılması zorunludur.
Bu durumda; yargı kararının uygulanması istemiyle genel zamanaşımı süresi içinde idareye başvuran davacının, tazminat talebinin zımmen reddedilmesi üzerine süresinde dava açması karşısında, mahkemece uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken, davanın süreaşımı yönünden reddine karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Diğer yandan, …. İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı iptal kararından önce davacılardan …’nin 10.04.2008 tarihinde vefat ettiği anlaşıldığından bozma üzerine verilecek kararda bu durumun gözetilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, …. İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 04.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.