Danıştay Kararı 6. Daire 2009/15650 E. 2011/3752 K. 17.10.2011 T.

6. Daire         2009/15650 E.  ,  2011/3752 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No: 2009/15650
Karar No: 2011/3752

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili: Av. …
Karşı Taraf: Milli Savunma Bakanlığı
Vekili: Av. …
İstemin Özeti : …. İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, mülkiyeti hisseli olarak davacıya ait … Merkez, … Köyü, … Mevkii, … pafta, … …, …, …, …, … sayılı ve … Mevkii, … paftada bulunan …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … parsel sayılı taşınmazların … Hava Meydan Komutanlığına ait hava meydanı güvenlik alanı içinde kaldığından bahisle kamulaştırılması için yapılan başvurunun reddine ilişkin 2. Hava Kuvvet Komutanlığı’nın 25.08.2008 tarihli işleminin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, 2565 sayılı Kanunun 21. maddesi ile güvenlik bölgesi içinde yer alan taşınmazların kamulaştırılması idarenin takdirine bırakılmış olup, idarenin takdir hakkını belirli bir yönde kullanması amacı ile yargı kararı ile zorlanmasının mümkün olmaması karşısında söz konusu taşınmazların kamulaştırılmasına ihtiyaç bulunmadığı gerekçesi ile tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından bahisle reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Yönetmeliğinin 1. fıkrasında bölge içindeki gerçek ve tüzel kişilere ait malların kamulaştırılabileceği hükmüne yer verilmiş, aynı Yönetmeliğin “Askeri ve özel güvenlik bölgelerinde kamulaştırılmayan mallardan yararlanma esasları başlıklı 24. maddesinde: “1) Bu bölgeler içinde kalan ve kamulaştırılmayan malların maliklerinin ve diğer Türk Vatandaşlarının bölgede oturmaları zirai faaliyetleri, meslek ve sanatlarını icra etmeleri serbesttir. Ancak bölgede oturanlar dışındaki Türk Vatandaşlarının bölgede oturmaları, zirai faaliyetlerini meslek ve sanatlarını icra etmeleri;
A- Askeri Güvenlik Bölgelerinde; yetkili komutanlığın isteği üzerine Genelkurmay Başkanlığının uygun görmesi halinde, Milli Savunma Bakanlığının,
B- Özel Güvenlik Bölgelerinde; bölgeye girip çıkma müsaadesi vermeye yetkili makamın isteği üzerine, bu özel güvenlik bölgesi kurulmasına ilişkin kararnameyi çıkaran makamın,
Teklifi ile alınacak Bakanlar Kurulu Kararı ile sınırlandırılabilir.
Bu mallar yabancı uyruklu gerçek ve tüzel kişilere satılamaz, devredilemez ve kiralanamaz.
2) Bu mallar üzerinde inşaat, hafriyat, tadilat, orman yetiştirme veya kesmek gibi hususlar 9. maddenin 8,9 ve 10 bentleri hükümlerine tabidir. Özel güvenlik bölgelerinde 9. maddenin 9. bendinde sözü edilen yetkili komutanlık, bu bölgeler için de yetkili makamdır.
3) Bu bölgeler içinde kalan ve kamulaştırılmasına gerek duyulmayan mallar, yetkili komutanlık veya yetkili makam tarafından tespit edilir” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, mülkiyeti hisseli olarak davacıya ait ve tümü tarım olanı olarak kulanılan … İli, Merkez, … Köyü, … Mevkii, … pafta …, …, …, …, …, … parsel sayılı ve … Mevkii, … pafta, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … parsel sayılı taşınmazların bulunduğu bölgenin Genel Kurmay Başkanlığı’nın 10.01.1997 tarihli işlemi ile … Hava Meydan Komutanlığı Askeri Güvenlik Bölgesi içinde kaldığı gerekçesiyle askeri güvenlik bölgesi olarak belirlendiği, davacı vekili tarafından söz konusu taşınmazların bulunduğu bölgenin askeri güvenlik alanı ilan edilmesi nedeniyle bu taşınmazlardan yararlanma olanağı kalmadığı belirtilerek kamulaştırılması istemiyle yapılan başvurunun dava konusu işlem ile reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesince, mevzuat gereğince askeri güvenlik bölgesi içinde bulunan taşınmazların kamulaştırılmasının idarenin takdirine bırakıldığı, kaldı ki idarelerin yargı kararıyla kamulaştırmaya zorlanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından ise temyize konu kararın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Anayasanın 90. maddesinin son fıkrasında; “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası anlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkacak uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır” hükmü yer almıştır.
Sözü edilen Anayasa hükmüne göre Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Sözleşme Eki Ek-1 nolu protokolün 1. maddesinin uyuşmazlıkta öncelikli olarak uygulanması ve sözleşme hükümlerinin gözönünde bulundurulması gerektiğinde duraksama bulunmamakta ise de, somut olayda mevzuat hükümleri uyarınca askeri güvenlik bölgesi kapsamında kalan alanda taşınmazı bulunanların zirai faaliyetlerini ve meslek ve sanatlarını icra edebildikleri, zaten alanda zirai faaliyetin de sürdüğü, dolayısıyla davacının mülkiyetine erişiminin ve mülkünden faydalanmasının engellenmediği, görüldüğünden bu haliyle mülkiyet hakkının özünün ihlal edilmediği ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına aykırı bir durumun bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu …. İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 17.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.