Danıştay Kararı 6. Daire 2007/9992 E. 2009/11910 K. 11.12.2009 T.

6. Daire         2007/9992 E.  ,  2009/11910 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No: 2007/9992
Karar No: 2009/11910

Temyiz İsteminde Bulunan : … Belediye Başkanlığı
Vekili : Av…., Av. …
Karşı Taraf : …
Vekili : Av….
İstemin Özeti : …. İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, …, …, …Mahallesi, …Caddesi, …pafta, …ada, … sayılı parsel üzerinde bulunan yapının maili inhidam olarak tesbitine ilişkin 17.1.2006 günlü teknik raporun iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; taşınmaz üzerinde bulunan oto tamirhanelerinin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Tadilatında sur tecrit alanı ve kültür adası projesi kapsamında kaldığına, fen ve sanat kaidelerine aykırı yapıldığına, trafik yoğunluğu, imar ve görüntü kirliliği oluşturduğuna, şehircilik, estetik, trafik, fen ve sağlık bakımından kullanılması mahsurlu bulunduğuna ve 3194 sayılı Kanun’un 39. ve 40. maddelerine göre 10 gün içinde tahliyesi ve yıkılması aksi takdirde belediye tarafından yasal işlem yapılarak masraflarının %20 fazlası ile ilgilisinden tahsil edilmesine ilişkin olarak 17.1.2006 günlü raporun tanzim edildiği, her ne kadar 17.1.2006 günlü teknik rapordan sonra 31.1.2006 günlü, … sayılı belediye encümeni kararıyla dava konusu işyerlerine ilişkin olarak tahliye ve yıkıma dair ayrıca bir işlem tesis edilmiş ise de 3194 sayılı Yasanın maili inhidama ilişkin hükümlerinde yıkılacak derecede tehlikeli yapılarla ilgili olarak belediye encümenince ayrıca bir yıkım kararı alınacağına dair bir hüküm bulunmadığından bu yönde tesis edilmiş dava konusu raporun kesin ve icrai olduğunun kabulü gerektiği, ancak yıkılacak derecede tehlikeli yapı olduğundan söz edilmeyen ruhsat ve iskanlı yapı hakkında İmar Kanunu’nun 39. maddesine göre işlem tesis edilmesinin mümkün bulunmadığı gibi yapının 40. madde de sayılan çukur, mezra, mağara v.b. mahzurlar kapsamında değerlendirilerek şehircilik, estetik, trafik bakımından sakıncaları ileri sürülerek karar alınmasında da hukuka uyarlık bulunmadığı, öte yandan koruma amaçlı imar planında taşınmazların korunması mümkün bulunmuyor ise, uygulama imar planının yapılmasından sonra ayrılmış oldukları fonksiyon dikkate alınarak planda tahsis amacına uygun olarak ilgili idare tarafından kamulaştırılmak sureti ile plan uygulamasının da yapılabileceğibu durumda dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idarece temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 39 .maddesinde ” Bir kısmı veya tamamının yıkılacak derecede tehlikeli olduğu belediye veya valilik tarafından tespit edilen yapıların sahiplerine tehlike derecesine göre bunun izalesi için belediye veya valilikçe on gün içinde tebligat yapılır. Yapı sahibinin bulunmaması halinde binanın içindekilere tebligat yapılır. Onlar da bulunmazsa tebligat varakası tebliğ yerine kaim olmak üzere tehlikeli yapıya asılır ve keyfiyet muhtarla birlikte bir zabıtla tespit edilir.
Tebligatı müteakip süresi içinde yapı sahibi tarafından tamir edilerek veya yıktırılarak tehlike ortadan kaldırılmazsa bu işler belediye veya valilikçe yapılır ve masrafı % 20 fazlası ile yapı sahibinden tahsil edilir.” hükmü yer almaktadır.
Anılan madde hükmüne göre, yapının bir kısmının veya tamamının yıkılacak derecede tehlikeli olduğunun tesbitine ilişkin raporun düzenlenmesinden sonra ilgili idarece rapordaki tesbitlerin esas alınması suretiyle yapının tamiri veya yıkımının bir işlemle yapı sahibinden isteneceği, anılan işleme ilgilisinin hangi yönde tasarrufta bulunacağı hususunda bilgi sahibi olması açısından bu yöndeki tesbitin de ekleneceği ,dolayısıyla tamir veya yıkım yönünde bir tebligat yapılmadan/ bir işlem tesis edilmeden yerinde yapılan tesbitin tek başına ilgilisi açısından hukuki bir sonuç doğurmayacağı açıktır.
Kaldı ki, anılan düzenlemede idarece yapılacak tebligat üzerine ilgilisi tarafından tesbitin gereğinin yapılacağı da ayrıca belirtilmiş bulunmaktadır.
Bu itibarla, mahallinde düzenlenen raporun yapının durumunun tesbiti suretiyle tesis edilecek işleme hazırlık işlemi niteliğinde bulunması, bir öneri açıklaması ve yönlendirme içermesi, hukuk düzeninde sonuç doğuran işlemin ise raporda belirlenen hususların değerlendirilmesinden sonra idarece tesis edilmesi karşısında ; kesin ve yürütülmesi zorunlu niteliğe haiz olmayan 3194 sayılı Yasa’nın 39. maddesi uyarınca yapının mevcut durumunun tespitine yönelik raporun iptali istemiyle açılan davada uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle verilen idare mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, …. İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 11.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.