Danıştay Kararı 6. Daire 2007/987 E. 2009/3604 K. – T.

6. Daire         2007/987 E.  ,  2009/3604 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No: 2007/987
Karar No: 2009/3604

Temyiz İsteminde Bulunan :…
Karşı Taraf:… Belediye Başkanlığı-…
Vekili: Av….
İstemin Özeti : ….İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nın Düşüncesi : … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı davacının hissedarı olduğu taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin işlemin yargı kararı ile iptal edilmesi üzerine davacının taşınmazın tarafına iadesi isteminin cevap verilmemek suretiyle reddi sonucu, davalı idarenin, kesinleşen yargı kararını uygulamamasından dolayı 2577 sayılı Yasanın 28. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 30.000.000.000-lira maddi zararın tazminine karar verilmesi istemiyle açılan davada göreve ilişkin bozma kararına uyulduktan sonra tazminat isteminin varsayıma dayalı olduğundan dolayı tazmininin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle reddeden İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması davacı tarafından istenmiştir.
Olayda kamulaştırma işleminin iptaline yönelik idare mahkemesi kararı gereğinin idarece istenmesine rağmen yerine getirilmemesi sonucunda davacının taşınmazını kullanamaması nedeniyle zarara uğradığı açık olup idarenin ağır hizmet kusuru oluşturan bu işlem ve eyleminden dolayı davacının uğradığı zararın gerekirse yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle saptandıktan sonra istemini geçmemek üzere tazminine karar verilmesi gerekirken zararın varsayıma dayandığı gerekçesiyle davanın redddedilmesi yolundaki temyize konu kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı davacının hissedarı olduğu taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin işlemin yargı kararı ile iptal edilmesi üzerine davacının taşınmazın tarafına iadesi istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine, davalı idarenin, kesinleşen yargı kararını uygulamamasından dolayı 2577 sayılı Yasanın 28. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 30.000.000.000-lira maddi zararın tazminine karar verilmesi istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, Danıştay Altıncı Dairesinin 26.01.2005 günlü, E:2004/5611, K:2005/346 sayılı bozma kararına uyularak, dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu taşınmazın 30.06.1994 günlü belediye encümeni kararıyla sebze pazarı yeri olmak üzere kamulaştırıldığı, bu kamulaştırma kararının …. İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla iptal edildiği, davacı tarafından kamulaştırma işleminin idare mahkemesince iptal edilmesine rağmen taşınmazın halen pazar yeri olarak kullanıldığından bahisle davalı idarenin kesinleşen bu yargı kararını uygulamaması nedeniyle 2577 sayılı Yasanın 28. maddesi uyarınca tazminata hükedilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı, idarenin tazmin yükümlülüğünün doğabilmesi için gerçekleşmiş bir zarar ile idarenin tutum ve davranışı arasında illiyet bağı bulunması gerektiği, bakılan davada davacı tarafından taşınmazdaki hissesinin rayiç değeri üzerinden taşınmaz üzerine yapılacak inşaattan elde edeceği gelirin tazmininin istenildiği, varsayıma dayalı olarak tazminata hükmedilemeyeceği anlaşıldığından, tazminat isteminin reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
2709 sayılı T.C. Anayasa’sının 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin hukuk devleti olduğu, 125. maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu, 138. maddesinin son fıkrasında da yasama, yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda oldukları öngörülmüştür.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarında ise, idarenin Danıştay, bölge idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre gecikmeksizin işlem tesis etmeye ya da eylemde bulunmaya mecbur oldukları, işlem tesis edilmeyen ya da eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabileceği, hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davalı idare tarafından, davacının hissedarı olduğu taşınmazın sebze pazarı yeri olarak kamulaştırılmasına karar verildiği, bu işlemin iptali istemiyle açılan davada, ….İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararı ile kamulaştırma işleminin dayanağı olan plan değişikliğinin yargı kararıyla iptal edilmiş olması nedeniyle işlemin iptaline karar verildiği, kararın temyiz edilmeyerek kesinleştiği, kamulaştırma işlemi iptal edilmiş olmasına rağmen taşınmazın pazar yeri olarak kullanımına devam edildiği, üzerinin çelik konstrüksiyon çatı ile kapatıldığı, ayrıca taşınmazın üzerinde dükkanlar inşa edildiği iddiasıyla davalı idarenin kesinleşen yargı kararını uygulamaması nedeniyle 2577 sayılı Yasa’nın 28. maddesi uyarınca tazminata hükedilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının hissedarı olduğu taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin işlemin yargı kararı iptali edilmesi sonucu davalı idarece yargı kararı gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle idarenin hizmet kusurunun bulunduğu tartışmasızdır. Ancak tazminata hükmedilebilmesi için hizmet kusurunun varlığı ile birlikte ortada oluşmuş net bir zararın bulunması gerekmektedir.
Olayda, kamulaştırma işleminin dayanağı imar planı değişikliğinin iptali sonucu taşınmazın bulunduğu yer plansız alan konumuna düştüğünden, bu aşamada davacının alanda inşai faaliyette veya herhangi bir tasarrufta bulunma olanağının kalmadığı görülmektedir.
Bu durumda, idarenin hizmet kusuru nedeniyle doğmuş bir zarardan söz edilemeyeceği gibi ileride doğması muhtemel zararların tazmininin de mümkün olmaması karşısında tazminat isteminin reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu ….İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 08.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.