Danıştay Kararı 6. Daire 2005/28 E. 2007/1673 K. 16.03.2007 T.

6. Daire         2005/28 E.  ,  2007/1673 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No: 2005/28
Karar No: 2007/1673

Temyiz İsteminde Bulunanlar : 1-… varisleri …-…-…
Vekili : Av….
2-Davacı Yanında Davaya Katılan : Orman Genel Müdürlüğü
Vekili : Av…. – Aynı yerde
Davacı Yanında Diğer Davaya Katılan : … Mal Müdürlüğü
Karşı Taraf : …Belediye Başkanlığı
Vekili : Av….
İstemin Özeti : …. İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi : Dava …, …… Köyü, … sayılı parselinde içinde bulunduğu alanda yapılan … sayılı parselasyon planının onaylanmasına ilişkin 21.10.1998 günlü, … sayılı …Belediye Encümeni kararının iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2.maddesinde belirtildiği üzere, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar iptal davası olarak tanımlanmış olup, bu davalar idarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli araçlardandır.
Ancak, yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için,dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkileri bulunması koşuluna ihtiyaç vardır.Her olay ve davada yargı merciine başvurarak dava açan kişinin menfaatinin,iptali istenen işlemle ne ölçüde ihlal edildiğinin takdiri de yargı mercilerine bırakılmıştır.
Bu durum karşısında, subjektif nitelikte işlemler olan parselasyon işlemlerine karşı ancak işlem tarihinde mülkiyet hakkı olanlar dava açabileceğinden ve taşınmazın mülkiyetinin asıl belirleyici unsuru tapu senedi olduğu halde davacının anılan taşınmazın tapulu maliki olmaması, davacının bu alanın tapuda adına tescilini sağladıktan sonra yeniden düzenleme yapılmasını isteyebileceğinden bu aşamada menfaat ihlali koşulu gerçekleşmemesi nedeniyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle,temyize konu idare mahkemesin yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Duruşma yapılmasına gerek görülmedi.
Dava, …, …, … Köyü, (eski) … parsel sayılı taşınmazın da bulunduğu alanda yapılan … nolu parselasyon planının onaylanmasına ilişkin 21.10.1998 günlü, … sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; dosyanın incelenmesinden mülkiyeti ihtilaflı olan dava konusu parselin de içinde bulunduğu alanda yapılan parselasyon işleminin 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi ile ilgili Uygulama Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak tesis edildiği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş, karar davacılar ve müdahil vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesine göre parselasyon işlemi ile yürürlükte bulunan imar planı hükümlerine uygun olarak üzerinde yapı yapmaya elverişli düzgün imar parselleri oluşturmak amaçlandığından orman alanı olarak belirlenmiş yerlerin inşaata elverişli imar parseli haline getirilemeyecek alanlar olması nedeniyle parselasyon işlemine tabi tutulmalarına yasal olanak bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık konusu olaydan ise; dava konusu parselasyon işlemine tabi tutulan … parsel sayılı taşınmazın mülkiyetinin davacılar, üçüncü şahıslar, Maliye Hazinesi ve Orman Genel Müdürlüğü arasında ihtilaflı olup halen Karaburun Kadastro Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında davanın devam ettiği, Orman Genel Müdürlüğünce de anılan taşınmazın bir kısmının orman sayılan yerlerden olduğunun iddia edildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu … sayılı parselin paftası, yüzölçümü, ne kadarının orman alanında ne kadarının şahıs arazisinde kaldığı Karaburun Kadastro Mahkemesinin E:… sayılı davasının sonuçlanması halinde kesinleşeceğinden taşınmazın hangi bölümünün orman alanı olduğu hususu netleşmeden anılan yerde 3194 sayılı Yasa’nın 18. maddesi uyarınca parselasyon işlemi tesis edilerek imara elverişli parseller oluşturulduğundan söz etmek parselasyon işleminin amacına aykırılık taşımaktadır.
Bu itibarla parselasyon işlemi tesis edilemeyecek alanlardan olup olmadığı kesin olarak belirlenmeyen dava konusu … parsel sayılı taşınmazın parselasyon işlemine tabi tutulmasında mevzuata uyarlık görülmediğinden İdare Mahkemesince işlemin iptali gerekirken aksi yönde verilen kararda isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle …. İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, … YTL. karar harcı ile fazladan yatırılan … YTL harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 16.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.