Danıştay Kararı 6. Daire 2003/6185 E. 2005/3132 K. 27.05.2005 T.

6. Daire         2003/6185 E.  ,  2005/3132 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No: 2003/6185
Karar No: 2005/3132

Temyiz İsteminde Bulunan : Kültür ve Turizm Bakanlığı
Karşı Taraf : … Belediye Başkanlığı
Vekili : Av….
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, …, …, … Beldesi Merkezindeki höyüğün II. derece arkeolojik sit olarak tescili ve sit sınırlarının ekli kadastral planda işaretlendiği şekilde kabulüne ilişkin 7.9.2001 günlü, 4221 sayılı Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporla dosyada yeralan bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden, Höyük üzerindeki yerleşmenin eski Tunç Çağı dönemine kadar gittiği, üzerinin yoğun bir biçimde iskana tabi olduğu bu nedenle höyükte geriye dönülmez tahribatların oluştuğu, höyüğün üst katmanlarında ciddi bozulmalar meydana geldiği ve söz konusu tahribata tescil kararından önce maruz kalındığı tespit edilerek höyüğün korunmuşluk, yaşama ortamı ve bozulmuşluk durumu dikkate alınmadan derecelendirmeye gidildiği, mevcut durum itibariyle 3. derece Arkeolojik Sit özelliği taşıdığı ve bu derece üzerinden tescil edilmesi gerektiği sonucuna varıldığından 2. derece Arkeolojik Sit olarak tesciline ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, karar davalı idarece temyiz edilmiştir.
Kültür Bakanlığı, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 5.11.1999 günlü, 658 sayılı ilke kararında, Arkeolojik Sit; insanlığın varoluşundan günümüze kadar ulaşan eski uygarlıkların yer altında yer üstünde ve su altındaki ürünlerini, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik ve kültürel özelliklerini yansıtan her türlü kültür varlığının yer aldığı alanlar olarak; II. Derece Arkeolojik Sit ise, korunması gereken ancak koruma ve kullanma koşulları koruma kurulları tarafından belirlenecek korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak sit alanları olarak tanımlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden temyize konu İdare Mahkemesi kararına esas alınan bilirkişi raporunda II. derece Arkeolojik Sit ilan edilen ve Karahöyük olarak adlandırılan ve üzerine aynı adı taşıyan kasabanın kurulduğu Höyüğün üst tabakalarının yerleşim nedeniyle ortadan kalktığı, geriye dönülmez tahribatlar oluştuğu belirtilmekle birlikte yüzeyde Roma dönemine ait seramikler bulunduğu, söz konusu höyükteki yerleşimin Eski Tunç Çağı dönemine kadar gittiği höyük yüzeyinin yerleşim açısından uygun olmadığı, suni bir tepe olması sebebiyle höyükte kaymalar olması muhtemel görüldüğünden yeni yapılaşmalar için dikkatli davranılması gerektiği bölgenin arkeolojik sit alanı olarak tanımlanması uygun bulunmakla birlikte derecelendirmenin doğru tespit edilmediği sonucuna ulaşıldığı anlaşılmaktadır.
Höyük, değişik uygarlıklara ait yerleşimlerin zamanla üst üste yığılması ile topraktan oluşan yassı büyük tepecikler olup, eski çağlardan günümüze kadarki yaşamlar ve uygarlıklar hakkında bilgi edinilmesini sağlayan yerleşimlerdir. Bu yerleşimler hakkında bilimsel sonuçlara da söz konusu alanların öncelikle Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Kullanmaya İlişkin Yüksek Kurul ilke kararları doğrultusunda izlenecek koruma politikaları da dikkate alınarak yapılacak kazı ve incelemeler sonucu ulaşılmaktadır. Ancak günümüzde höyüklerin çeşitli nedenlerle (iskan bölgesi v.s.) tahrip edildiği bir gerçek olmakla birlikte bu tahribatın önüne geçmek yerine tahribatların varlığından hareketle diğer katmanlara ulaşmayı engelleyecek kararlar alınması arkeolojik sit özelliği taşıyan alanların bu özelliklerini yitirmesi sonucunu doğuracak, tarihi ve kültürel değerlerin de yeterince korunmamasını beraberinde getirecektir.
Bu durumda, uyuşmazlık konusu alanda Tunç Çağından günümüze değin çeşitli dönemlere ait uygarlıkların izlerini taşıyan höyüğün korunması gereken ancak koruma ve kullanma koşulları koruma kurulları tarafından belirlenecek, korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak II. derece Arkeolojik Sit alanı olarak belirlenmesine ilişkin işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığından mahkemece anılan işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi gerekirken alt katmanlara ilişkin gerekli inceleme ve değerlendirme yapılmadan salt en üst katmanın iskan nedeniyle bozulduğundan bahisle söz konusu alanın 2. derece Arkeolojik Sit alanı olarak tesciline ilişkin işlemin iptaline karar verilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 27.5.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.