Danıştay Kararı 6. Daire 2003/5595 E. 2004/179 K. 14.01.2004 T.

6. Daire         2003/5595 E.  ,  2004/179 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No: 2003/5595
Karar No: 2004/179

Temyiz İsteminde Bulunanlar : 1) …
2) … Organizasyon A.Ş.
Vekili : Av….
Karşı Taraf : … Belediye Başkanlığı
Vekili : Av….
İstemin Özeti : …. İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Davacıların yapımcısı ve müellifi oldukları imar planlarında değişiklikler yapılması yolundaki işlem ile arasında subjektif ehliyet koşulu olarak menfaat ihlalinin kişisel, meşru ve güncel bir menfaat olması karşısında bu işlemin iptali istemiyle açılan davada dava açma ehliyeti bulunduğundan temyize konu mahkeme kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : … …, …, …, köyü …, …, …, … ve … sayılı imar adalarında bir kısım yolların kapanması ve yeni yolların açılması ve diğer tadilatlarla ilgili olarak 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında değişiklik yapılmasına ilişkin 19.6.2001 günlü ve … sayılı belediye meclis kararının iptali istemiyle açılan davayı ehliyet yönünden reddeden mahkeme kararının bozulması davacılar tarafından istenilmektedir.
İdari işlem ile bu işleme karşı iptal dava açacak kişi arasında öngörülen subjektif ehliyet koşulunun menfaat ilişkisi olduğu 2577 sayılı Yasanın 2.maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan hükümden anlaşılmaktadır. Adı geçen bende göre iptal davalarının “menfaatleri ihlal edilenler tarafından” açılabileceği belirtilmiştir.
İmar Planı Yapılması ve Değişikliklerine Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 21. maddesinde, plan müellifinin uygun görüşünün alınmasının şart olduğu açıklanmış, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 2. maddesinde her nevi planların fikir ve sanat eseri sayıldığı, 16. maddesinde eser sahibinin izni olmadıkça eserde veyahut eser sahibinin adında kısaltmalar, ekleme ve başka değiştirmeler yapılamayacağı öngörülmüştür.
Dosya içeriğinden, …, … Konut alanında 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planının davacı şirketle, … Konut Yapı Kooperatifleri Birliği arasında yapılan sözleşme üzerine davacı şirketçe yapıldığı, plan müellifinin ise davacı … olduğu, planların belediye meclisi tarafından onaylanmasından sonra yapılan plan değişiklikleri ile yeşil alanların rekreasyon alanına çevrildiği, devamlılığı olan yolun iptal edildiği, plan müellifi olarak davacılara plan tadilatı ile ilgili başvurunun olmadığı öne sürülerek dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu, 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında değişiklik yapılmasıyla ilgili Belediye Meclis kararı, eser sahibi davacıların hukukunu ilgilendirdiğinden, planı yapan davacılarla bu işlem arasında meşru, güncel ve kişisel menfaat ilgisinin bulunduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda davayı ehliyet yönünden reddeden mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz konusu mahkeme kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, İstanbul, …, …, … Köyü, …, …, …, … ve … sayılı imar adalarında bir kısım yolların kapanması ve yeni yolların açılması ile diğer tadilatlarla ilgili olarak mevcut 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında değişiklik yapılması yolundaki 19.6.2001 günlü, … sayılı belediye meclis kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden, yapımcı firma ve plan müellifi olarak davacılar tarafından hazırlanan imar planlarının belediye meclisi tarafından onaylanarak yürürlüğe konulmasından sonra bölgede faaliyet gösteren … Konut Yapı Kooperatifleri Birliği’nin başvurusu üzerine dava konusu plan değişikliği işleminin tesis edildiği, davacıların ilk imar planlarının yapımcı firması ve müellifi olmak dışında söz konusu plan değişikliğinin kişisel menfaatini ihlal etmediği gibi belediye ve mücavir alan sınırları içinde taşınmazları bulunduğu ya da burada oturdukları yolunda bilgi ve belge de bulunmadığı anlaşıldığından değiştirilen imar planlarının yalnızca yapımcı firması ve müellifi olma sıfatının değişiklik işlemlerine karşı dava açma ehliyeti kazandırmayacağı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiş; karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin Hukuk Devleti olduğu belirtilmektedir. Hukuk Devletinin öğesi olan idarece tesis edilen işlemlerin hukuka uygunluğu ve sonuçta idarenin hukuka bağlılığının yargısal denetimi iptal davaları yoluyla sağlanır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 8.6.2000 günlü, 4577 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinde belirtildiği üzere, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar iptal davası olarak tanımlanmıştır.
İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesinin ön koşullardan biri olan “dava açma ehliyeti”, her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idare ile işlemlerinde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçütler içinde menfaat ilişkisinin varlığını ifade etmektedir. Her olay ve davada, idari işlem ile dava açacak kişi arasında öngörülen subjektif ehliyet koşulu olarak menfaat ihlalinin kişisel, meşru ve güncel bir menfaat olması ölçütleri ekseninde yargı mercilerince değerlendirilerek takdir edilecektir.
Öte yandan, 2.9.1999 günlü, 23804 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İmar Planı Yapılması ve Değişikliklerine Ait Esaslara Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılması Hakkındaki Yönetmeliğin 8. maddesiyle İmar Planı Yapılması ve Değişikliklerine Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 27. maddesinin 1. fıkrasına “Plan müellifinin gerekçeli uygun görüşünün alınması şarttır” şeklinde bir bent eklenmiştir.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 1. maddesinde genel anlamda “eser” tanımı yapılmış, 2. maddesinin 3. fıkrasında her nevi planların fikir ve sanat eseri sayıldığı, 16. maddesinin 1. fıkrasında da, eser sahibinin izni olmadıkça eserde veyahut eser sahibinin adında kısaltmalar, ekleme ve başka değiştirmeler yapılamayacağı, hükme bağlanmıştır. Bu hükümler uyarınca planın teknik ve bilimsel fikir eseri olarak korunduğu, eser sahibinin izni olmadıkça plan değişikliği yapılamayacağı, planda değişiklik yapılabilmesi için plan müellifinin muvafakatının alınması gerekmektedir.
Buna göre, 5846 sayılı Yasada belirtilen düzenlemenin uygulanması ve Yasa kapsamında bulunan planın eser olarak korunması amacıyla plan müellifinin gerekçeli uygun görüşünün alınmasının şart olduğu görülmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, … … Konut alanındaki 1/5000 ölçekli nazım, 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının … … Konut Yapı Kooperatifleri Birliği ile davacı şirket arasında düzenlenen sözleşmeye göre davacı şirketçe yapıldığı, plan müellifliğinin ise davacı … tarafından üstlenildiği, bu planların belediye meclisince onaylandığı, daha sonra bu planlarda yapılan değişikliklerle yeşil alanların rekreasyon alanına çevrildiği, devamlılığı olan yolun iptal edildiği, plan müellifi olarak davacılara plan tadilatı ile ilgili herhangi bir başvuruda bulunmadığı ileri sürülerek görülen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İdari işlem ile dava açacak kişi arasında öngörülen subjektif ehliyet koşulu olarak menfaat ihlalinin kişisel, meşru ve güncel bir menfaat olması ölçütleri çerçevesinde, uyuşmazlık konusu olayda, davacıların yapımcısı ve müellifi oldukları imar planlarında değişiklikler yapılması, ayrıca plan müellifi olarak da görüşünün alınmamış olduğunun öne sürülmesi karşısında planlarda değişiklik yapılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada dava açma ehliyeti bulunmaktadır.
Bu durumda, dava konusu imar planlarında değişiklik yapılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle davacıların dava açma ehliyetinin bulunmasına karşın aksi yönde verilen temyize konu mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, …. İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, ….-lira karar harcı ile fazladan yatırılan ….-lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 14.1.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.