Danıştay Kararı 6. Daire 2001/6965 E. 2003/196 K. 14.01.2003 T.

6. Daire         2001/6965 E.  ,  2003/196 K.
– T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No: 2001/6965
Karar No: 2003/196

Temyiz İsteminde Bulunan :…
Vekili :Av….
Karşı Taraf : … Belediye Başkanlığı
Vekili :Av….
İstemin Özeti :…İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi :Davacı tarafından dava açılmadan önce delil tespiti mahiyetinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmış olunması, mahkemece yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonunda düzenlenen bilirkişi raporunda bu rapordan kısmi olarak bahsedilmesi ve uyuşmazlıkla ilgili olarak işlem dosyasının incelenmemesi karşısında, mahkemece davanın reddi yolunda verilen karar yerinde değildir.
Bu nedenle, kararın bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, …, …, … pafta, … ada, … parsel sayılı davacıya ait taşınmazın komşu …, … ve … parsel sayılı taşınmazlarla tevhit ve ifrazına ilişkin 23.3.1999 günlü, … sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun dosyada bulunan bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmesinden, bölgede daha önce yapılan parselasyon işlemi sonucunda … parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapının komşu parsellere tecavüzlü durumda bırakıldığının belirtilmesi üzerine, fiili duruma ve imar planına uygun biçimde ifraz ve tevhit yapılarak yeni parseller oluşturulduğu ve parselasyon işlemi sırasında yapılan maddi hatanın giderildiği anlaşıldığından, işlemde mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu yerde daha önce 2981 sayılı Yasa uyarınca yapılan parselasyon işlemi sırasında … parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan üçüncü kişiye ait yapının kısmen … parsel sayılı taşınmaz üzerinde kaldığının belirlendiği … parsel sayılı taşınmazın malikinin müracaatı üzerine, yeni oluşan …, …, … ve … parsel sayılı taşınmazların zemin durumuna göre dava korusu işlem ile ifraz ve tevhide tabi tutulduğu ve bu işlemin tesis edilmesi sırasında davacının muvafakatının alınmadığı anlaşılmaktadır.
Parselasyon işlemlerine ilişkin genel düzenlemeler içeren İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5.maddesinin 3. ve 4.fıkrasında belirlenen düzenleme sahasının bir müstakil imar adasından daha küçük olamayacağı, ancak imar adasının büyük bir kısmının imar mevzuatına uygun bir şekilde teşekkül etmiş olması nedeniyle yeniden düzenlenmesine ihtiyaç bulunmaması ve diğer kısmında bir kaç taşınmaz malın tevhit ve ifraz yoluyla imar planı ve imar mevzuatına uygun imar parsellerinin elde edilmesinin mümkün olduğu hallerde, adanın geri kalan kadastro parsellerinin müstakil bir imar düzenlemesine konu teşkil edebileceği, aynı Yönetmeliğin ifraz ve tevhit işlemleri başlıklı 15.maddesinde ise arazi ve arsa düzenlemesi yapılmış imar adalarındaki bir veya birkaç parselde, meskun alanlardaki kadastro parsellerinde, maliklerin müracaatı üzerine imar planı ve mevzuatına uygun olmak şartıyla ifraz ve tevhit işlemleri yapılabileceği kurala bağlanmıştır.
Uyuşmazlığın anılan kurallarla birlikte değerlendirilmesinden, komşu parsel malikinin istemi üzerine tesis edilen ve dört ayrı parselin ifraz ve tevhidi amacını taşıyan dava konusu işlemin parselasyon işlemi değil, ifraz ve tevhit işlemi niteliğini taşıdığı sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle, taşınmaz sahiplerinin tamamının muvafakatı olmaksızın tevhit ve ifraz işlemi gerçekleştirilemeyeceğinden, davacının muvafakatı alınmaksızın tesis edilen dava konusu işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmış, İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, ….İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, …-lira karar harcı ile fazladan yatırılan …-lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 14.1.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.