Danıştay Kararı 6. Daire 1998/1948 E. 1999/2055 K. 20.04.1999 T.

6. Daire         1998/1948 E.  ,  1999/2055 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No: 1998/1948
Karar No: 1999/2055

Temyiz İsteminde Bulunan : … Valiliği
Karşı Taraf : … Alışveriş Hizmetleri Tic. ve San. A.Ş.
İstemin Özeti : …. İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Davacı şirket tarafından bırakılan ilanlar ile çevrenin kirletildiği açık olduğundan, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
Savcı …’in Düşüncesi : Davacı şirket adına 2872 sayılı Çevre Kanununun 8. maddesi uyarınca para cezası tahakkuk ettirilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, idare mahkemesince dava konusu işlemin iptali yolunda verien kararın temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
2872 sayılı Çevre Kanununun 8. maddesinde; Hertürlü atık ve artığı çevreye zarar erecek şekilde ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmak yasaktır” hükmü getirilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı şirket ile Türk Hava Kurumu İşbirliği ile Kurbanlık alım ve satımıyla ilgili olarak reklam ve duyuru amaçlı bastırılan küçük el ilanlarının …’daki bulvar ve ana caddelere gelişigüzel ve çok fazla miktarda atıldığının çevre koruma şube müdürlüğünce tesbit edildiğinden bahisle para cezası verildiği; İdare Mahkemesince küçük el ilanlarının herhangibir faaliyet sonucunda çevreye atılan veya bırakılan zararlı madde niteliği taşımadığı bu nedenle para cezası verilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Oysa reklam ve duyuru amacıyla uçak ile gelişigüzel atılan ve çevreyi kirleten el ilanlarının atık olarak nitelendirilmesi gerektiğinden, anılan yasa hükmü uyarınca davacı şirket adına para cezası tahakkuk ettirilmesinde mevzuata aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile temyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, davacı şirket tarafından çevre kirliliğine neden olunduğu gerekçesiyle 2872 sayılı Çevre Kanununun 81. maddesi uyarınca 64.500.000.-lira para cezası verilmesi yolundaki 12.5.1997 günlü, … sayılı … Valiliği il Çevre Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden, davacı şirket ile THK işbirliği ile kurbanlık alım ve satımıyla ilgili olarak reklam ve duyuru amaçlı bastırılan küçük el ilanlarının …’daki bulvar ve ana caddelere gelişigüzel ve çok fazla miktarda atıldığının saptanması üzerine dava konusu işlemin tesis edildiğinin anlaşıldığı, çevre Kanununun 8/1. maddesi uyarınca para cezası verilebilmesi için atık ve artığın çevreye zarar verecek şekilde alıcı ortama verilmesi, depolanması, taşınması, uzaklaştırılması gibi faaliyetlerde bulunulduğunun somut bir şekilde saptanması gerektiği, olayda ise reklam ve duyuru amaçlı bastırılan küçük el ilanlarının herhangi bir faaliyet sonucu çevreye atılan veya bırakılan zararlı bir madde niteliği taşımadığı,atık ve artık kapsamında olmadığı sonucuna varıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
T.C. Anayasa’sının 56. maddesinde “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak, insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler” kuralı yer almıştır.
2872 sayılı Çevre Kaununu’nun 1. maddesinde, bu kanunun amacının, bütün vatandaşların ortak varlığı olan çevrenin korunması iyileştirilmesi; kırsal ve kentsel alanda arazinin ve doğal kaynakların en uygun şekilde kullanılması ve korunması; su, toprak ve hava kirlenmesinin önlenmesi; ülkenin bitki ve hayvan varlığı ile doğal ve tarihsel zenginliklerinin korunarak, bugünkü ve gelecek kuşakların sağlık, uygarlık ve yaşam düzeyinin geliştirilmesi ve güvence altına alınması için yapılacak düzenlemeleri ve alınacak önlemleri, ekonomik ve sosyal kalkınma hedefleriyle uyumlu olarak belirli hukuki ve teknik esaslara göre düzenlemek olduğu belirtilmiştir.
Aynı Yasanın tanımlar başlıklı 2. maddesinde, çevre korunması teriminin;ekolojik dengenin korunması, havada, suda, toprakta kirlilik ve bozulmaların önlenmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için yapılan çalışmaların bütününü; çevre kirliği teriminin her türlü faaliyetleri sonucu havada, suda ve toprakta meydana gelen olumsuz gelişmelerle ekolojik dengenin bozulması ve aynı faaliyetler sonucu ortaya çıkan koku,gürültü ve atıkların çevrede meydana getirdiği arzu edilmeyen sonuçları; atık teriminin de herhangi bir faaliyet sonucunda çevreye atılan veya bırakılan zararlı maddeleri ifade ettiği, 8. maddesinde de her türlü atık ve artığın, çevreye zarar verecek şekilde ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama verilmesi, depolanması, taşınması,uzaklaştırılması ve benzeri faaliyetlerde bulunulmasının yasak olduğu hükme bağlanmıştır.
Yukarıda anılan Yasa maddeleri ve devletin, insanın dengeli ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının korunması ve devamı için çevre sağlığının korunması, çevre kirliliğinin önlenmesi görevi gözönünde bulundurulduğunda, sadece çevre ve insan sağlığına zarar verecek maddelerin çevreye atılması sonucu oluşan kirliliğin değil, insanın her türlü faaliyeti sonucu, insan yaşamının sürdürüldüğü doğal çevrenin dengesini bozan, insanlar tarafından istenmeyen sonuç doğuran kirliliğin de önlenmesinin amaçlandığı sonucuna varılmaktadır. Belirtilen amaçların gerçekleştirilebilmesi için yapılacak düzenlemeler, alınacak önlemler,çevreyi kirleten atık ve artıkların bertaraf edilmesi usulleri ve bu gereklere uymayanlar hakkında uygulanacak cezalar da Çevre Kanunu ve ilgili Yönetmelikler ile düzenlenmiş bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket ile Türk Hava Kurumu işbirliği ile kurbanlık alım ve satımıyla ilgili olarak reklam ve duyuru amaçlı bastırılan küçük el ilanlarının …’daki bulvar ve ana caddelere gelişigüzel ve çok fazla miktarda atılmak suretiyle çevre kirliliğine neden olunduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar karşısında, davacı şirket tarafından reklam amacının gerçekleştirilmesi doğrultusunda yapılan faaliyet sonucu çevreye bırakılan ve bertaraf edilmeyen atıkların çevre dengesini bozduğu ve doğal çevreyi kirlettiği tartışmasız olduğundan, bu işlem nedeniyle çevre kanunu uyarınca para cezası verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı nedeniyle aksi yönde verilen idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … .İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 20.4.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.