Danıştay Kararı 6. Daire 1997/7143 E. 1998/6322 K. 14.12.1998 T.

6. Daire         1997/7143 E.  ,  1998/6322 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No: 1997/7143
Karar No: 1998/6322

Temyiz İsteminde Bulunan:Turizm Bakanlığı
Karşı Taraf :… Turizm ve Ticaret A.Ş.
Vekili :Av….
İstemin Özeti :….İdare Mahkemesinin … günlü,E:…, K:… sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti:Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Dosyanın incelenmesinden, dava konusu işlemin 2634 sayılı Yasa ve bu Yasa uyarınca çıkarılan Yönetmelik hükmü uyarınca tesis edildiği anlaşıldığından, uyuşmazlığın idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır. Bu nedenle aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Savcı …’ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, … Turizm Alanı, … mevkiinde davacı firmaya 49 yıllığına irtifak hakkı tesis edilmek suretiyle yapılan tahsise ilişkin kira bedelinin yeniden hesaplanması yolundaki 3.6.1997 günlü, 962-3563-16800 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, dava konusu işlemin idari davaya konu olabilecek bir yönünün bulunmadığı, özel hukuk ilişkisinden kaynaklandığı, uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş; karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 8.maddesinin (c) fıkrasında, turizm alan ve merkezlerinde, imar planları yapılmış ve turizme ayrılmış yerlerdeki taşınmaz malların yatırımcılara tahsisi, kiralanması ve bunlar üzerine irtifak hakkı tesisine ilişkin esaslar ile süreler, bedeller, hakların sona ermesi ve diğer şartların Bakanlık, Maliye Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ihale Kanunu ile 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerine bağlı olmaksızın müştereken tespit edileceği hükme bağlanmıştır.
2634 sayılı Yasanın 8.maddesi uyarınca çıkarılan Kamu Arazisinin Turizm Yatarımlarına Tahsisi Hakkındaki Yönetmelik’in 19.maddesinde, arazi tahsisinde bedele ilişkin esaslar düzenlenmiş ve bedelin nasıl hesaplanacağı, ne şekilde tahsis edileceği ve her yıl kiraların arttırılma esasları belirlenmiştir. Yönetmeliğin 21.maddesinde irtifak hakkı yolu ile tahsiste de süreler, bedeller ve diğer koşulların aynı esaslara göre tayin ve tespit edileceği kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığa konu kamu arazisinin 50 yatak kapasiteli 2 yıldızlı otel tesisi gerçekleştirilmek üzere 1992 yılında davacıya şirkete 49 yıl süre ile irtifak hakkı yolu ile tahsis edildiği, hazırlanan projeye göre 50 yataklı otel tesisi için turizm yatırım belgesi alındığı ve kira bedelinin saptandığı, ancak tesisin projesinde lokantalı notu bulunmadığı halde lokantalı olarak yapıldığı ve işletme belgesi alındığının anlaşılması üzerine tesise eklenen lokanta nedeniyle kira bedelinin yeniden hesaplanması suretiyle dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda anılan Yasa ve Yönetmelik hükümleri ile turizm yatırımlarına tahsis edilen arazilere ilişkin bedellerin nasıl hesaplanacağı belirlenmiş ve bu konuda davalı idare yetkili kılınmış olması nedeniyle, olayda anılan hükümler uyarınca uyuşmazlığa konu tesise ilişkin olarak hesaplanan kira bedelinden sonra tesise projede olmadığı halde, bedelin hesabında dikkate alınması gerekli olan lokanta ünitesinin eklenmesi sonucu bu lokantanın da değerlendirilmesi suretiyle alınacak olan kira bedelinin Yasa hükmü ile verilen yetkinin kullanılarak hesaplanmasına ilişkin dava konusu işlemin kesin ve yürütülmesi zorunlu bir idari işlem olduğu sonucuna varıldığından uyuşmazlığın idari yargı yerinde görülmesi ve çözümlenmesi gerekmektedir.
Bu durumda, İdare Mahkemesince davanın görev yönünden reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle ….İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 14.12.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.