Danıştay Kararı 6. Daire 1997/6950 E. 1998/5903 K. 30.09.1997 T.

6. Daire         1997/6950 E.  ,  1998/5903 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No: 1997/6950
Karar No: 1998/5903

Temyiz İsteminde Bulunan :… Belediye Başkanlığı
Vekili : Av….
Karşı Taraf : … Defterdarlığı
İstemin Özeti : ….İdare Mahkemesinin … günlü, E:… K:… sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Savcı …’un Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, …, … İlçesi, …,…,… Köylerinde parselasyon yapılmasına ilişkin 7.9.1995 günlü, 4683 sayılı 14.9.1995 günlü, … sayılı işlemlerin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; herhangi bir imar uygulamasının kendi başına değil kaynaklandığı planlama işlemi ile doğacağı, bu itibarla uygulamaya kaynaklık eden planın doğru olması gerektiği, planın hatalı olması halinde bu plana göre tercih edilen uygulama biçiminin de uygun ve yerinde olamayacağı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı dahil bütün planlama ve uygulama aşamalarının 1/5000 ölçekli nazım imar planından kaynaklanması nedeniyle özellikle ilave nazım imar planının değerlendirilmesi gerektiği, davalı belediyenin, yerleşmenin sosyal donatı alanların oluştururken kamulaştırma külfetinden kurtulmak amacıyla hazine arazilerini kullandığı, kentin gelişme ve büyüme ekseninin planlama esasları bir yana bırakılarak daha ziyade hazine arazilerinin bol olduğu alanlara göre belirlendiği, oysa bir kentin büyüme yönü ve yoğunluğunun hazine arazilerinin varlığı ile temellendirilemeyeceği, ilave nazım imar planının planlama disiplininde kabul edilmiş aşamalardan geçmeksizin elde edilmiş olması, seçilen alana ilişkin ayrıntılı analizlerden ve sentezlerden yoksun bulunması ve bu nedenle yerleşmeye müsait bir alan olup olmadığı konusunda tereddütler yaratması, hazine arazilerinin varlığı ile temellendirilmiş bir yön ve yoğunluk tercihi yapılmış olduğu izlenimi yaratması planı kabul eden meclis kararında yerseçim çalışmaları ile ilgili tespitlerin yer almaması gibi nedenlerden ötürü düzenleme işleminin şehircilik ilkelerine, planlama tekniklerine ve kamu yararına uygun olmadığı anlaşıldığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İdare Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda 1/5000 ölçekli ek plandaki sosyal donatı alanlarının yer seçiminin idarenin kamulaştırma gibi külfetten kurtulması için hazine arazilerinin bulunduğu alanlardan yapıldığı,oysa kentin gelişme eksenine ilişkin verilerin toplanması ve planlama çalışmalarının yapılması gerektiği, dolayısıyla dava konusu alana ilişkin nazım plan ayrıntılı analiz ve sentezden yoksun olduğundan parselasyonun da aynı temel yoksunluğu taşıdığı, belirtilmektedir. Bilirkişi raporunda imar planının biçimlenmesi ile ilgili hususlar ve planın işlerliği tartışılmaktadır. Oysa bu davada imar planının iptali istenilmemiş olup bu plana göre yapılan parselasyon işlemi dava konusudur. Böyle bir durumda ise yapılan parselasyonun 3184 sayılı Yasanın 18.maddesi ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin yönetmelikle getirilen düzenlemenin binalı binasız arazi ve arsaların plan ve mevzuata uygun şekilde inşaata veya tesbit edilmiş olan diğer kullanım şekillerine uygun duruma getirilmesi amacıyla yapılacağı, düzenleme dolayısıyla meydana gelecek değer artışları karşılığında düşülecek düzenleme ortaklık payı oranı, maliklerin parselasyondan sonra sahip olması gereken parsel yüzölçümlerini belirlenmesi, düzenleme sonucunda oluşacak imar parsellerinin mümkün olduğu kadar, aynı yerdeki eski parsel sahibine tahsisi, plan ve mevzuata göre korunabilecek yapıların tam ve şuyusuz bir parsele rastlatılması ancak bunların uygulanmasında veya mal sahibine tahsis edilen miktarın bir imar parselinden küçük olması veya diğer teknik ve hukuki nedenlerle bağımsız parsel verilememesi halinde bu parsellerin yerine mümkün olduğu kadar aynı şart ve değerle şuyulu parsel verilebileceği yolundaki kurallara uygun yapılıp yapılmadığının incelenmesi gerekmektedir.
Belirtilen inceleme yaptırılırken davacının düzenleme ortaklık payının eşit oranda alınmadığı düzenleme ortaklık payı ile karşılanması gereken yerlerden hisse verildiği, 136.495 m2’lik taşınmazın 125.795 m2’sinin ortak kullanım alanı olarak belirlendiği iddialarının da değerlendirilmesi gerektiğinden mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle ….İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, ….-lira karar harcı ile fazladan yatırılan ….-lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 26.11.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.