Danıştay Kararı 5. Daire 2023/5717 E. 2023/3797 K. 05.04.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2023/5717 E.  ,  2023/3797 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2023/5717
Karar No : 2023/3797

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin davanın reddine ilişkin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ve anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; davacının FETÖ/PDY’ye ait ByLock programını kullanması, örgüt içinde KIRMIZI A5 (FETÖ/PDY’ye mensubiyeti, teslimiyeti, sadakati ve bağlılığı en üst seviyede olan kişiler) seviyesinde kodlanması, FETÖ/PDY ile iltisakı ve irtibatı olduğuna ilişkin üst amir kanaatinin bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde; davacının FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibat düzeyinde bir ilişkisinin olduğu anlaşıldığından kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’na yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, davacı vekiline uyap üzerinden E-Tebligat yoluyla usulüne uygun olarak 19/12/2020 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, davacı vekili tarafından otuz (30) günlük istinaf süresi geçirildikten sonra 01/03/2021 tarihinde istinaf talebinde bulunulduğu anlaşıldığından bahisle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 1. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Hakkında ileri sürülen iddiaların gerçeği yansıtmadığı, FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak ve irtibatının hangi somut delillerle gerçekleştirildiği konusunda somut hiçbir gerekçe sunulmadığı, kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin kanun hükmünde kararnamenin Anayasa’nın 15., 121. ve TBMM İç Tüzüğü’nün 128. maddelerine aykırılık teşkil ettiği, 30 gün içerisinde TBMM Genel Kurulunda görüşülmediği, dava konusu işlem ile hukuk devleti, hukuki güvenlik, suç ve cezaların kanuniliği, kanunların geçmişe yürümezliği ve kanun önünde eşitlik ilkelerinin, masumiyet karinesinin, adil yargılanma hakkının, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği, yurt dışında bulunan avukata yapılan tebligatın geçerli bir tebligat niteliğinde olmadığı, dosya içerisinde vekilliğe ilişkin en güncel belgenin yetki belgesi olduğu, buna rağmen anılan belgeyle yetkilendirilen avukatların UYAP kaydının yapılmadığı, bu sebeple mahkeme kararının yetkilendirilen avukatlara tebliğ edilemediği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare vekili tarafından; usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İstinaf” başlıklı 45. maddesinin 2. fıkrasında, istinafın, temyizin şekil ve usullerine tabi olduğu; 48. maddesinin 6. fıkrasında, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması veya kesin bir karar hakkında olması halinde kararı veren mercinin temyiz isteminin reddine karar vereceği, ilgili mercinin bu kararına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği; aynı maddenin 7. fıkrasında ise, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapıldığı hususunun dosyanın gönderildiği Danıştayın ilgili dairesi ve kurulunca saptanması hallerinde de 6. fıkrada sözü edilen kararın daire ve kurulca kesin olarak verileceği hükümlerine yer verilmiştir. İlgili maddelerin birlikte değerlendirilmesinden; istinaf kanun yolunun temyiz kanun yolunun şekil ve usullerine tabi olduğu, dolayısıyla istinaf isteminin kanuni süre geçtikten sonra yapılması durumunda 2577 sayılı Kanun’un 48. maddesinin 6. ve 7. fıkralarının uygulanması gerektiği anlaşıldığından, istinaf isteminin 2577 sayılı Kanun’un 45. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen süre içerisinde yapılmamasına rağmen kararı veren İdare Mahkemesince 2577 sayılı Kanun’un 6. fıkrası uyarınca istinaf istemi reddedilmeden dosyanın Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesi halinde, dosyanın gönderildiği Bölge İdare Mahkemesi ilgili dava dairesince 2577 sayılı Kanun’un 48. maddesinin 7. fıkrası uyarınca istinaf isteminin reddine kesin olarak karar verilmesi gerektiği hususu dikkate alındığında, istinaf başvurusunun süre aşımı nedeniyle reddi kararının bozulması istemiyle yapılan temyiz isteminin incelenmesine olanak bulunmadığından davacının temyiz isteminin incelenmeksizin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İstinaf” başlıklı 45. maddesinin 2. fıkrasında, istinafın, temyizin şekil ve usullerine tabi olduğu; aynı Kanun’un, 6545 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle değiştirilen “Temyiz” başlıklı 46. maddesinde, “Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir.” hükümlerine yer verilmiş; devamında Bölge İdare Mahkemelerinin temyiz edilebilecek nihai kararları sayma suretiyle belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 48. maddesinin altıncı fıkrasında, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması veya kesin bir karar hakkında olması halinde kararı veren mercinin temyiz isteminin reddine karar vereceği, ilgili mercinin bu kararına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği hükme bağlanmıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 56/5. fıkrasında, avukatların veya avukatlık ortaklığının başkasını tevkil etme yetkisini haiz oldukları bütün vekâletnamelerini kapsayacak şekilde bir başka avukata veya avukatlık ortaklığına vekâletname yerine geçen yetki belgesi verebileceği ve bu yetki belgesinin vekâletname hükmünde olduğu belirtilmiştir. Anılan Kanun’un “İşi sonuna kadar takip etme zorunluluğu ve başkasını tevkil” başlıklı 171. maddesinde ise “Avukat, üzerine aldığı işi
kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Öte yandan, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Vekile ve kanuni mümessile tebligat” başlıklı 11. maddesinde, “Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir.” hükmü; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin gönderme yaptığı 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun “Vekilin azli ve istifasının şekli” başlıklı 81. maddesinde, “Vekilin azli veya istifasının, mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için, bu konudaki beyanın dilekçeyle bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi ve gerektiğinde ilgilisine yapılacak tebligat giderinin de peşin olarak ödenmesi zorunludur.” hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İstnaf isteminin süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararına yönelik temyiz istemi yönünden:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Diğer yandan davacı tarafından, davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına ilişkin tebligatın davacı vekilinin yurt dışında bulunmaması nedeniyle usulüne uygun olmadığı, yetki belgesi ile yetkilendirilen avukatlara ise UYAP kayıtlarının yapılmaması nedeniyle tebligat yapılamadığı bu nedenle istinaf başvurusunun süre aşımı nedeniyle reddi kararının hukuka aykırı olduğu iddia edilmekte ise de yukarıda yer verilen düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden, vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı; vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılmasının yeterli olduğu; vekil-müvekkil ilişkisinin ortadan kalkabilmesi için vekilin azledildiğinin veya vekilin istifa ettiğinin bir dilekçeyle bildirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; İdare Mahkemesi kararının davacı vekiline 19/12/2020 tarihinde elektronik yolla tebliğ edildiği, anılan tebligatın Tebligat Kanunu’nun 11. maddesinde öngörülen usule uygun ve geçerli olduğu görülmüş olup davacının iddiaları yerinde görülmemiştir.

İdare Mahkemesince verilen karara yönelik temyiz istemi yönünden:
Bakılan uyuşmazlıkta; davanın reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; 19/12/2020 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, davacı vekilince bu tarihten itibaren en geç 30 gün içinde (en son 18/12/2020 tarihinde) istinaf isteminde bulunulması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 01/03/2021 tarihinde kayda giren dilekçeyle istinaf isteminde bulunulduğu ve istinaf isteminin otuz günlük yasal süre geçirilerek yapıldığı anlaşıldığından söz konusu kararın, istinaf yoluna başvuru süresinin geçmesi ile kesinleştiği açıktır.
Bu durumda; süresinde istinaf edilmemesi sonucunda kesinleşen davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararının Danıştayda temyizen incelenmesine kanunen imkan bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. İstinaf başvurusunun süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı yönünden temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıdaki açıklamanın eklenmesi suretiyle ONANMASINA,
2. … İdare Mahkemesinin davanın reddine ilişkin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 05/04/2023 tarihinde, oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.