Danıştay Kararı 5. Daire 2023/4191 E. 2023/2567 K. 16.03.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2023/4191 E.  ,  2023/2567 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2023/4191
Karar No : 2023/2567

Temyiz Eden (Davacı) : … adına vesayeten …

Karşı Taraf (Davalı) : … Bakanlığı
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : Davalı idare bünyesinde Polis Memuru olarak görev yapmakta iken, 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile 5.000,00.-TL maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte ve 200.000,00.-TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Hukukun üstünlüğü ilkesine ve Anayasanın 129. maddesine açıkça aykırı olarak, adil bir disiplin süreci işletilmeden, adil yargılanma hakkı ve mahkemeye erişim hakkı tanınmadan tamamen keyfi olarak ve sivil ölüm oluşturacak şekilde kamu görevinden çıkarıldığı, yargılanmadan terör örgütü mensubu olarak gösterildiği, somut delil gösterilmediği, KHK ile isminin açıkça zikredilerek terör örgütü üyesi olduğu tüm dünyaya duyurulduğu, şeref ve itibarına saldırıda bulunulduğu, sahip olduğu tüm diploma, sertifika ve ruhsatlar işlevsiz kılındığı için eğitim hakkının ihlal edildiği, Kamu idareleri ile İdare Mahkemelerince irtibat ve iltisak tespitinde bulunulamayacağı, söz konusu hususların ancak ceza yargısınca belirlenebileceği, yürütme ve yasama organlarının kişileri yargılama, suçlu ilan edip cezalandırma yetkisinin olmadığı, aksi uygulamanın fonksiyon gaspına yol açacağı, hakkında soruşturma yürütülmeden ve savunma hakkı tanınmadan kamu görevinden çıkarılmasının hukuka aykırılık teşkil ettiği, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna başvuru yapılması ve dava açmanın savunma hakkı yerine geçmeyeceği, hakkında somut bilgi ve belge bulunmadan işlem tesis edildiği, dava konusu işlemde FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatı veya iltisakına dair kişiselleştirme yapılmadığı, kamu görevinden çıkarılmasından çok sonra hakkında verilen mahkumiyet kararının işleme gerekçe olarak gösterilemeyeceği, AİHS’nin Ek 7. Protokolünün 4. maddesine göre aynı eylem ya da suçlamalar nedeniyle bir kişi hakkında iki ayrı yargılama yapılamayacağı gibi iki ayrı cezaya da hükmedilemeyeceği, kamu görevinden çıkarıldığına ilişkin kararın kendisine tebliğ edilmediği, tavsiye niteliğinde olan Milli Güvenlik kararlarının davanın reddine gerekçe olarak alınamayacağı, kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin, durumun gerektirdiği türden bir tedbir olmaması nedeniyle Anayasa’nın 15 ve 121.maddeleri ile AİHS’nin 15.maddesine aykırı olduğu, ayrıca Anayasa’nın 121.maddesi ve TBMM iç tüzüğünün 128.maddesi uyarınca 30 gün içerisinde TBMM tarafından onaylanması gereken OHAL Kanun Hükmünde Kararnamesinin belirtilen şekil şartına riayet edilmemesi nedeniyle yok hükmünde olduğu, dava konusu işlem ile özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı, aşağılayıcı ceza ve muameleye tutulmama hakkı, adil yargılanma hakkı, mahkemeye erişim hakkı, tarafsız ve bağımsız mahkemede yargılanma hakkı, masumiyet karinesi, gerekçeli karar hakkı, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi, eğitim hakkı, mülkiyet hakkı, çalışma hakkı, ayrımcılık yasağı gibi haklarının ihlal edildiği, Devlete sadakat yükümlülüğüne riayet etmediğine ilişkin somut bir gerekçe ortaya konulmadığı, ByLock’un münhasıran FETÖ/PDY terör örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olduğu iddiasının temelsiz olduğu, ByLock programının dijital platformda ulaşılabilen bir program olduğu, ByLock verilerinin delil olarak kullanılamayacağı, çelişmeli yargılama, silahların eşitliği ilkelerinin ihlal edildiği, ByLock tespitine ilişkin ana deliller (hard disk ve flaş bellek) üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, telefona indirilen bir program nedeniyle hiçbir kimsenin terör örgütü üyesi olamayacağı, Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubunun 21 Ağustos 2018 tarihli “Mestan Yayman” kararında OHAL sürecinde yürütülen yargılamaların pek çok yönden hak ihlaline neden olduğu hususunun belirtildiği, illegal eylemlere katılanlarla, sempati duyan veya destekleyenlerin ayrıma tabi tutulması gerektiği, TBMM Meclis Araştırma Komisyonu Raporu’nda yer alan Bank Asya’ya ilişkin tespitlerin dava konusu işleme dayanak alınamayacağı, Bank Asya’nın yasal olarak kurulan ve faaliyet gösteren bir kurum olduğu, gerçekleştirildiği tarihte yasal olan bankacılık faaliyetlerinin suç teşkil etmediği, örgüt liderinin talimatıyla bir işlem gerçekleştirmediği, Bank Asya’ya dair kişisel verilerinin hiçbir mahkeme kararı olmaksızın yasa dışı şekilde ele geçirilerek kullanıldığı, Cihan Medya A.Ş.’nin terör örgütünün yayın organı olduğu yönünde bir yargı kararı bulunmadığı, anılan şirkete yaptığı ödemenin abonesi olduğu gazetenin abonelik ücreti kapsamında olduğu, ifade ve basın özgürlüğü kapsamındaki faaliyet bilgilerin de kamu görevinden çıkarılmasından sonra elde edildiği, bir şirket, hastane, dernek, sendika veya bakanlıktaki ya da bankadaki bilgilerin kişisel veri niteliğinde olup, özel hayatın kapsamında ve koruması altında olduğu, aksi durumun özel hayata saygı hakkını ihlal edeceği, dosyadaki belgeler incelendiğinde görüleceği gibi, kişisel verilerinin herhangi bir mahkeme kararı olmadan elde edilmiş olup bu bilgilerin yasa dışı delil niteliğinde olduğu, … kod adlı gizli tanıktan ele geçirilen Micro SD kartta yazılı bilgilerin aleyhe delil olarak kabul edilemeyeceği, kendisinin OHAL döneminde alınan tedbirler çerçevesinde kamu görevinden çıkarıldığı ve 19 Temmuz 2018 tarihinde OHAL uygulamasına son verildiğinden hakkında uygulanan kamu görevinden çıkarma işleminin Anayasal dayanağının kalmadığı, Milletlerarası hukuktan doğan yükümlülüklere uyulmadığı ve çekirdek haklara müdahale edildiği belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği iddia edilmektedir.
Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 16/03/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.