Danıştay Kararı 5. Daire 2023/3273 E. 2023/2600 K. 16.03.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2023/3273 E.  ,  2023/2600 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2023/3273
Karar No : 2023/2600

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili : Av. …

Karşı Taraf (Davalı) : …Bakanlığı / ANKARA
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : Davalı idare bünyesinde Polis Memuru olarak görev yapmakta iken, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin …tarih ve …sayılı işlemin iptaline ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı iddia olunan özlük haklarının iadesine, mali haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin …Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Anayasa’nın 15 ve 121. maddeleri uyarınca OHAL döneminde sadece OHAL’in gerektirdiği ölçüde ve OHAL’e neden olan konularla ve OHAL süresiyle sınırlı geçici tedbirlerin alınabileceği, kendisinin OHAL döneminde alınan tedbirler çerçevesinde kamu görevinden çıkarıldığı ve 19 Temmuz 2018 tarihinde OHAL uygulamasına son verildiğinden hakkında uygulanan kamu görevinden çıkarma işleminin Anayasal dayanağının kalmadığı, kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin KHK’nın Anayasa’nın 121. ve TBMM İç Tüzüğü’nün 128. maddelerine göre 30 gün içerisinde TBMM Genel Kurulu’nda onaylanmadığı, bu nedenle kamu görevinden çıkarma işleminin hukuki dayanağı kalmadığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, bir kamu görevlisinin uzunca bir süre bazı meslekleri icra etmekten men edilmesini ceza hukuku anlamında bir ceza olarak nitelendirdiği, somut olayda kendisi hakkında ceza hukuku anlamında bir suçlama bulunduğu için ceza yargılamasına ilişkin tüm güvencelerden yararlandırılması gerektiği, idarenin, yürütme ve yasama organının bir işlemi ile kişilere ceza hukuku anlamında ceza verilemeyeceği, gizli nitelik taşıdıkları için hiç kimsenin içeriğini bilmediği Milli Güvenlik Kurulu kararlarına uymadığı için suçlanamayacağı veya cezalandırılamayacağı, şahsına uygulanan idari yaptırımın Anayasa’nın 13., 37., 70., 129., 130., 138., ve 142. maddelerine aykırı olduğu, FETÖ/PDY’nin ilk olarak 26 Mayıs 2016 tarihli MGK kararında terör örgütü olarak kabul edildiği, bu tarihten önceki faaliyetlerden sorumlu tutulamayacağı, Devlete sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğine dair delil bulunmadığı, masumiyet karinesinin ihlal edildiği, suç ve cezaların geçmişe yürümezliği ilkesine aykırı olarak işlem tesis edildiği, ByLock’un münhasıran FETÖ/PDY’nin bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olduğu iddiasının temelsiz olduğu, ByLock verilerinin delil olarak kullanılamayacağı, çelişmeli yargılama, silahların eşitliği ve bağımsızlık ilkelerinin ihlal edildiği, ByLock’a ilişkin ana deliller (hard disk ve flaş bellek) üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, telefona indirilen bir program nedeniyle hiçbir kimsenin terör örgütü üyesi olamayacağı, Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubunun 21/08/2018 tarihli “Mestan Yayman” kararında OHAL sürecinde yürütülen yargılamaların pek çok yönden hak ihlaline neden olduğu hususunun belirtildiği, illegal eylemlere katılanlarla, sempati duyan veya destekleyenlerin ayrıma tabi tutulması gerektiği, gizli tanıktan elde edilen ve fişleme mahiyetindeki bilgilerin de hukuki olmadığı, söz konusu fişleme belgesinin kimler tarafından, hangi tarihte ve ne amaçla oluşturulduğu da belli olmadığı, buna ilişkin beraat kararları olduğu, bahsedilen SD kartlardaki verilen gerçeği yansıtmadığı, dava konusu işlemin klasik bir idari yargı işlemi niteliğinde olmadığı, ceza hukuku anlamında bir yargılama niteliği taşıyıp non bis in idem ilkesine uyulması gerektiği, AİHS’nin Ek 7. Protokolünün 4. maddesine göre aynı eylem ya da suçlamalar nedeniyle bir kişi hakkında iki ayrı yargılama yapılamayacağı gibi iki ayrı cezaya da hükmedilemeyeceği, dava dilekçesinde ileri sürülen ve davanın sonucunu etkileyebilecek iptal nedenleri ve argümanların yargılama aşamasında hiçbir şekilde incelenmediği ve gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddia edilmektedir.
Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Dava Dairesi kararının gerekçe eklenmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi İdare Mahkemesince kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun’un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.” düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığı halinde mümkün olup, davacı tarafından ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Bununla birlikte, dava dosyasında yer alan davacı hakkındaki tespitler ile davacı hakkında yürütülen ceza yargılaması neticesinde, …Ağır Ceza Mahkemesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararında yer alan;
“…Soruşturma aşamasında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma evrakına eklenmiş olan belge içeriğine göre sanığın 505 … .. 30 nolu GSM hattı üzerinden …IMEI nolu telefon cihazı ile 16.12.2014 tarihinden itibaren Bylock sistemini kullandığı tespit edilmiştir.
Mahkememizdeki yargılama sırasında da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu ile yapılan yazışma sonucunda dosyamıza gönderilen 28.12.2017 tarihli Tespit ve Değerlendirme Tutanağı ve eklerine göre:
Sanığın 505 … .. 30 nolu GSM hattı üzerinden Bylock sistemini kullandığı ve son online tarihi olarak 24.05.2015 tarihinin tespit edildiği,
ID numarasının …, kullanıcı adının …, şifresinin …! olduğu; şifrede yer alan rakamların sanığın nüfusuna kayıtlı olduğu il olan Tokat’ın plaka kodu (60) ile uyuştuğu, yine şifrede kullanılan “c” harfinin sanığın isminin baş harfi ile uyuştuğu görülmüştür.
ID Numaraları ve TC Kimlik Numaraları tespit edilmiş olan Emniyet Müdürlüğü’nde ve diğer kurum ve kuruluşlarda görev yapan başka şahıslarla irtibat halinde olup yine bu iletişim programı üzerinden birbirlerini ekleme işlemi gerçekleştirdikleri anlaşılmıştır.
Sanığı program üzerinde ekleyen şahıslardan …ID kullanıcısının sanığa verdiği adın coşkun, yine …ID kullanıcısının sanığa verdiği adın …komiserim olduğu ve bu şekilde sanığın ismi ile uyuşma gösterdiği görülmüştür…” tespitleri, bakılmakta olan dava dosyasında yer alan diğer tespitler ile birlikte değerlendirildiğinde, davacının FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 16/03/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.