Danıştay Kararı 5. Daire 2023/3078 E. 2023/1910 K. 27.02.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2023/3078 E.  ,  2023/1910 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2023/3078
Karar No : 2023/1910

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Öğretmen olarak görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; davacının durumunun değerlendirilmesinde ve hükme esas alınabilecek nitelikte görülen Komisyon tespitleri dikkate alındığında, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile en az irtibat derecesinde bağının olduğu sonucuna ulaşıldığından, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı davacıya usulüne uygun olarak 13/02/2021 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, davacı tarafından otuz (30) günlük istinaf süresi geçirildikten sonra 17/03/2021 tarihinde istinaf talebinde bulunulduğu anlaşıldığından; İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45/1. maddesi uyarınca istinaf isteminin süre aşımı nedeniyle incelenmesi olanağı bulunmadığı belirtilerek istinaf isteminin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinin birinci fıkrası uyarınca beyan ettiği adrese usulüne uygun olarak tebligat gerçekleştirilmeden MERNİS adresine tebligat yapıldığı, bu haliyle tebligatın usulsüz olduğu, beyan ettiği ve fiilen oturduğu adrese yapılan tebligata ilişkin tebliğ mazbatasının tanınmıyor ibaresi ile mahkemeye iade edildiği, anılan mazbatada kimden bilgi alındığına dair hiçbir ibare ve imza bulunmadığı, Mahkemece verilen kararın 22/02/2021 tarihinde öğrenildiği, süresi içinde istinaf talebinde bulunulduğu, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… sayılı kararıyla kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun’un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.” düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı öğretmen olarak görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılmıştır.
OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna davacı tarafından yapılan başvurunun ise …tarih ve … sayılı işlem ile reddine karar verilmiştir.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinde, tebligatın, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılacağı, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin, bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı; 21. maddesinin birinci fıkrasında, kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildireceği, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı; ikinci fıkrasında, gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştıracağı, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı; hükümlerine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri gereğince, bilinen adrese yapılacak tebligatlarda muhatabın adreste bulunmaması durumunda tebliğ memurunca muhatabın o adreste oturup oturmadığının araştırılması; şayet muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış ise tebligatın çıkış merciine iade edilmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından, dava dilekçesinde, adres olarak “…Mah. …Sk. No:…İç Kapı No:… Güngören/İSTANBUL”un gösterildiği, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, davacı tarafından belirtilen adrese tebligata çıkarıldığı, mevzuat hükümleri gereğince belirtilen hususlar araştırılmaksızın ve tebliğ mazbatasında herhangi bir ibare yer almaksızın söz konusu evrakın iade edildiği; bunun üzerine aynı evrakın davacının adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi olan “…Mah. …Sk. No:… İç Kapı No:… Bahçelievler/İSTANBUL” adresine tebliğe çıkarılarak tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; davacının bilinen en son adresine yapılacak tebligatın Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen usule uygun olarak (davacının ya da tebliğe ehil kimselerin adreste bulunup bulunmadığı, bulunmuyor ise neden bulunmadığı, haber verilen komşu, yönetici veya kapıcının isminin yazılması) yapılması gerekmekte iken, belirtilen hususlar araştırılmaksızın ve tebliğ mazbatasında herhangi bir ibare yer almaksızın iade edilen evrakın davacının adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine tebliğe çıkarılarak tebliğ edildiği görüldüğünden, tebliğ memurunca yeterli adres araştırmasının yapılmadığı dolayısıyla da davacıya yapılan tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varılmış olup, bu nedenle istinaf isteminin süresinde olduğunun kabulüyle istemin esası hakkında karar verilmesi gerekirken “istinaf isteminin süre aşımı nedeniyle reddi” yolunda verilen temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 27/02/2023 tarihinde, oybirliğiyle, kesin olarak karar verildi.