Danıştay Kararı 5. Daire 2023/2909 E. 2023/1862 K. 27.02.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2023/2909 E.  ,  2023/1862 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2023/2909
Karar No : 2023/1862

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı idare bünyesinde öğretmen olarak görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; 25/06/2018 tarihli Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kararının, davacının Komisyona başvuru dilekçesi ekindeki belgede yer alan adres bilgileri kısmında belirttiği ve bilinen adresi olan “…” adresine tebliğe çıkarıldığı, tebliğ memuru tarafından şerh düşülen kayıtlara göre; söz konusu tebligatın 17/08/2018 tarihinde adresin kapalı olması ve davacının çarşıya gittiğinin öğrenilmesi üzerine, Osman Yılmaz Mahallesi muhtarına teslim edildiğinin anlaşıldığı, davacı tarafından her ne kadar söz konusu tebligattan haberinin olmadığı iddia edilmiş ise de, uyuşmazlık bağlamında tebligat tarihi itibarıyla söz konu tebligatı öğrenememesine esas herhangi bir zorlayıcı veya mücbir sebep halinin ileri sürülemediği dikkate alındığında, 17/08/2018 tarihinin, Komisyon kararının tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği, bu durumda anılan tarihten itibaren işlemeye başlayan altmış günlük dava açma süresinin son günü olan 16/10/2018 tarihine kadar dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten çok sonra 06/10/2020 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçeyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacının istinaf başvurusunda bulunması üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; dava konusu OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kararının tarafına tebliğ edilmediği, tebligattan dava açtıktan sonra tebliğ mazbatasının dava dosyasına sunulmasıyla haberdar olduğu, kendisinin 19 nolu dairede ikamet ettiği ve tebliğ evrakında adı geçen 6 numaralı daire ile aynı katta dahi bulunmadığı, 6 numaralı dairenin binanın arka cephesinde konumlu olduğu ve binaya girip çıkanı görme imkanı bulunmadığı, tebligat tarihi itibarıyla KHK ile kamu görevinden çıkarılmış olduğu için binada oturanların tamamının kendisiyle iletişimi kestiği, bu nedenle de tebliğ evrakında bahsi geçen 6 numaralı dairede oturan şahsın kendisinin çarşıda olup olmadığını bilme ihtimalinin bulunmadığı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 20. ve 21. maddeleri, Tebligat Tüzüğü’nün 28. maddesi ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 30. ve 31. maddeleri uyarınca söz konusu tebligatın geçersiz olduğu, tebligat adresinde bulunmama sebebini çarşıda olması olarak söyleyen kişinin açık isminin tebliğ mazbatasında gösterilmediği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı İdare tarafından; Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı, öğretmen olarak görev yapmakta iken, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılmıştır. Göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvuru, Komisyonun … tarih ve … sayılı işlemi ile reddedilmiştir.
Bunun üzerine, anılan işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
685 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle kurulan ve 7075 sayılı Kanun’la kanunlaşan Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurulara ve bu Komisyonun çalışmalarına ilişkin hususları düzenlemek amacıyla hazırlanıp 12/07/2017 tarihli ve 30122 Mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunun Çalışmasına İlişkin Usul ve Esaslar’ın ”Kararların bildirilmesi ve dosyaların devri” başlıklı 15. maddesinin 3. fıkrasında, ”Başvurunun kabulüne veya reddine ilişkin Komisyon kararları, başvurucu tarafından bildirilen adrese, dosyanın devredildiği kurumlarca 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir.” kuralına yer verilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Bilinen adrese tebligat” başlıklı 10. maddesinde, “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. …”; “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. maddesinin birinci fıkrasında, “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Geçici olarak adreste bulunamama halinde tebliğ memurunca yapılacak işlemin ne olacağı, adresinde bulunamayan kişilere tebligatın hangi şekilde yapılacağı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun yukarıda metnine yer verilen 21. maddesinin birinci fıkrasında açıklanmıştır.
Buna göre, muhatabın adreste bulunamaması halinde; tebliğ memurunun, mümkün oldukça en yakın komşulardan birine, varsa yönetici veya kapıcıya keyfiyeti haber vermek suretiyle tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim etmesi, duruma ilişkin ihbarnameyi de kapıya yapıştırarak tebliğ işlemini usulüne uygun şekilde gerçekleştirmesi gerekmektedir. Buradan anlaşılan, Kanun koyucunun sadece kapıya ihbarname yapıştırılmasını yeterli görmediği, muhatabın durumdan haberdar olamama ihtimalini azaltmak adına ek bir tedbir daha aldığıdır. Gerçekten de/kapıya yapıştırılan ihbarnamenin farkedilmemesi/zarar görmesi/düşmesi vb. gibi yaşanması muhtemel durumlar karşısında muhatabı haberdar edebilecek bir başka kişinin varlığı önem kazanmaktadır. Görülen odur ki, bu kişiler sayılırken de “mümkün oldukça en yakın komşu, varsa yönetici veya kapıcı” denilmek suretiyle muhatap ile iletişim kurma potansiyeli diğer komşulara nazaran daha yüksek olan kişilere ulaşmak amaçlanmıştır.
Öte yandan, bu kişilere yapılacak bildirimde sadece daire numarası ya da ilgilinin sıfatına değil, haberdar edilen kişinin isim-soyisim bilgilerine de mazbatada yer verilmesi, herhangi bir uyuşmazlık halinde posta memurunun aranan bu şartı yerine getirip getirmediğinin denetimine de imkan sağlayacaktır. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun benzer bir olaya ilişkin 22/12/2004 tarih ve E:2004/12-765, K:2004/730 sayılı kararında; beyanda bulunan komşunun açık kimliğinin tebliğ mazbatasında gösterilmediği durumda, tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği fakat bulamadığı hususunun belgelenemediği, yapılan tebliğ işleminin tebliğ memurunun soyut beyanından ibaret kaldığı belirtilmiştir.
Dava konusu işlemin davacıya tebliğine dair tebliğ mazbatasının incelenmesinden; posta memuru tarafından, tebliğ yapılacak adresin kapalı olması nedeniyle muhatabın 6 numaralı daireye sorulduğunun, imza vermekten imtina eden komşu beyanına göre muhatabın çarşıda olduğunun belirtildiğinin, bunun üzerine tebligatın Osman Yılmaz Mahallesi muhtarı imzasına tebliğ edilerek, 2 numaralı haber kağıdının muhatabın konutunun kapısına yapıştırıldığının ve imzadan imtina eden 6 numaralı komşuya haber verildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
Olayda, tebligat mazbatasında, beyanda bulunan komşunun ismine yer verilmemiştir. Bununla birlikte Tebligat Kanunu’nda yer aldığı şekliyle “mümkün oldukça en yakın komşularından birine” haber verilmesi gerekliliği göz önünde bulundurulduğunda; 19 numaralı dairede ikamet eden davacı ile davacı hakkında beyanına başvurulan ve durumdan haberdar edilen 6 numaralı daire arasında mevzuatın amaçladığı ölçüde bir en yakın komşuluk bulunduğunun kabulü de mümkün değildir.
Bu durumda; dava konusu işleme karşı dava açma süresini başlatacak, usulüne uygun şekilde yapılmış ve denetime elverişli bir tebligat söz konusu olmadığından, davanın yasal başvuru süresi geçtikten sonra açıldığından da bahsedilemeyecektir.
Bu itibarla, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdare Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 27/02/2023 tarihinde, oybirliğiyle, kesin olarak karar verildi.