Danıştay Kararı 5. Daire 2023/2838 E. 2023/1921 K. 28.02.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2023/2838 E.  ,  2023/1921 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2023/2838
Karar No : 2023/1921

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …’a vesayeten …
Vekili : Av. …

Karşı Taraf (Davalı) : … Bakanlığı
Vekili : Huk. Müş. …

İstemin Özeti : … olarak görev yapmakta iken, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline, bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin .. tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: OHAL döneminde uygulanan kamu görevinden çıkarma cezasının ceza hukuku anlamında bir ceza olduğu, bu nedenle ceza hukukuna ilişkin tüm ilkelerin, insan hakları ve adil yargılanma hakkının tüm gereklerinin somut olaya uygulanması gerektiği, terör örgütünün varlığının ancak yargı kararıyla tespit edilebileceği, söz konusu yapının terör örgütü olarak ilan edildiği tarihten önceki yasal olan faaliyetlerinden dolayı terör örgütü üyeliği ile suçlanamayacağı, işlendiği zaman kanunda suç olarak tanımlanmayan yasal faaliyetlerinin terör örgütü ile iltisak ve irtibatına delil olarak kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğu, “iltisak” ve “irtibat” kavramlarının belirsiz ve soyut kavramlar olduğu, bir kişinin aynı eylem nedeniyle iki kez yargılanamayacağı, ByLock programını kullanmadığı, hukuka uygun olarak elde edilmeyen ByLock verilerinin hiçbir yargılamada delil olarak kullanılamayacağı, ByLock kullanımının suç oluşturabilmesi için yazılan mesajların örgütsel faaliyet kapsamında ve suç teşkil eden içerikte olması gerektiği, ByLock’a ilişkin Tespit ve Değerlendirme Tutanağı ile görüşme ve mesaj içeriklerinin bulunmadığı, ByLock’un münhasıran FETÖ/PDY’nin bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olduğu iddiasının temelsiz olduğu, çelişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkelerine riayet edilmediği, haberleşme özgürlüğünün ihlal edildiği, yetkili makamların izinleri ile faaliyet gösteren bankaya yatırılan paranın suç teşkil etmediği, mahkumiyetine ilişkin ceza mahkemesi kararının KHK ile kamu görevinden çıkarıldığı tarihten sonra ortaya çıktığı, sonradan ortaya çıkan bir hususun, daha önce verilmiş bir cezayı hukuka uygun hale getirmeyeceği, olağanüstü hal döneminde yalnızca olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda ve olağanüstü hal süresiyle sınırlı geçici tedbirler alınabileceği, örgütle iltisak ve irtibatını gösteren somut hiçbir delil bulunmadığı, Devlete sadakat yükümlülüğüne riayet etmediğine ilişkin somut bir gerekçe ortaya konulamadığı, savunma hakkı tanınmadan ve soruşturma yürütülmeden tesis edilen dava konusu işlemin açıkça hukuka aykırı olduğu, uluslararası hukuktan kaynaklanan pek çok yükümlülüğün ihlaline sebebiyet verildiği, hukuk devleti, hukuki güvenlik, suç ve cezaların kanuniliği, kanunların geçmişe yürümezliği, kanun önünde eşitlik, ölçülülük, orantılılık ilkeleri ile masumiyet karinesi, adil yargılanma, savunma, özel hayata saygı ve gerekçeli karar hakkının, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri ile disiplin hukuku ve ceza hukuku ilkelerinin ihlal edildiği iddia edilmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi İdare Mahkemesince kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun’un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder.” düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında davacı vekili tarafından yatırılan vekalet harcı hariç tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 28/02/2023 tarihinde, oybirliğiyle, kesin olarak karar verildi.