Danıştay Kararı 5. Daire 2023/2097 E. 2023/2611 K. 16.03.2023 T.

Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2023/2097 E.  ,  2023/2611 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2023/2097
Karar No : 2023/2611

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Bakanlığı / …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN ÖZETİ : … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı idare bünyesinde komiser olarak görev yapmakta iken, 679 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; davacının FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatı sabit olduğundan, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’na yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…, İstinaf No:… sayılı kararı ile; Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca davacıya usulüne uygun olarak 12/04/2021 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, istinaf başvurusu için öngörülen otuz günlük yasal süreden çok sonra 05/05/2022 tarihinde dilekçe verildiğinden, istinaf isteminin süre aşımı nedeniyle incelenme olanağı bulunmadığı belirtilerek davacının istinaf isteminin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararlarının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, esasa ilişkin açıklamalar yanında 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin birinci fıkrası uyarınca beyan ettiği adrese usulüne uygun olarak tebligat gerçekleştirilmeden,7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin ikinci fıkrasına göre usule aykırı tebligat yapıldığı, adil yargılanma ve dinlenilme hakkının ihlal edildiği, ilk derece mahkemesince davanın reddi yolunda verilen kararı 18/04/2022 tarihinde harici yollardan öğrendiği ve süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davalı idare bünyesinde komiser olarak görev yapmakta iken, 679 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin eki listede ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla dava reddedilmiş, bu karara karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu anılan Mahkemenin … tarih ve E:…, K:…, İstinaf No:… sayılı kararıyla istinaf başvurusunun süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; davacının istinaf başvurusunun süre aşımı yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunması üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından bu kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Bilinen adreste tebligat” başlıklı 10. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında; tebligatın, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılacağı, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin, bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı kuralına yer verilmiştir.
Anılan Kanun’un “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde, kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğin kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılacağı; “Muhatabın muvakkaten başka yere gitmesi” başlıklı 20. maddesinde, 13., 14., 16., 17. ve 18. maddelerde yazılı şahısların, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtmesi halinde; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadının tebliğ mazbatasına yazılarak altının beyan yapan tarafından imzalanacağı ve tebliğ memurunun tebliğ evrakını bu kişilere vereceği, bu kişilerin tebliğ evrakını kabule mecbur olduğu, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimsenin, beyanını imzadan imtina etmesi halinde tebliğ edenin bu beyanı şerh ve imza edeceği, bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligatın, 21. maddeye göre yapılacağı belirtilmiştir.
Aynı Kanun’un “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. maddesinin birinci fıkrasında, kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildireceği, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı; ikinci fıkrasında, gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştıracağı, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı hükümlerine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri gereğince, bilinen adrese yapılacak tebligatlarda muhatabın adreste bulunmaması durumunda tebliğ memurunca muhatabın o adreste oturup oturmadığının araştırılması; şayet muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış ise tebligatın çıkış merciine iade edilmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından, dava dilekçesinde, adres olarak “… Mah. …Cad. No:… İç Kapı No:… …/…”nın gösterildiği, davanın reddine dair … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının anılan adrese tebligata çıkarıldığı ve tebliğ mazbatasının üzerine “Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak tanınmadığı komşu … tarafından sözlü/imzalı beyan edilmiş, imzadan imtina edilmiştir. Muhatabın yeni adresi belirlenememiş olup, tebligat … Mahalle Muhtarı … onayı ile 11.03.2021 tarihinde iade edilmiştir.” notu düşülmek suretiyle tebliğ evrakının iade edildiği; daha sonra aynı evrakın aynı adrese 7201 sayılı Kanun’un 21. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca tebliğ edilmesi notuyla tebligata çıkarılması üzerine, tebliğ mazbatasının üzerine “Gösterilen adres muhatabın Adres Kayıt Sistemindeki adresi olup, tebliğ adresinin kapalı olması nedeniyle Teb. K. M. 21/2 gereğince tebliğ evrakı … Mahallesi Muhtarına … tarihinde teslim edilmiştir. 2nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmıştır.” notu düşülmek suretiyle 12/04/2021 tarihinde davacıya tebliğ edilmesine rağmen davacının anılan tarihten itibaren otuz (30) gün geçtikten sonra 05/05/2022 tarihinde yaptığı istinaf başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesiyle … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…, İstinaf No:… sayılı kararıyla istinaf başvurusunun süre aşımı nedeniyle reddine dair kararın verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; davanın reddine ilişkin tebligatın Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen usule uygun olarak davacının ya da tebliğe ehil kimselerin adreste bulunup bulunmadığı, bulunmuyor ise neden bulunmadığı belirtilmek ve haber verilen komşu, yönetici veya kapıcının isminin yazılması suretiyle yapılması gerekmekte iken, belirtilen hususlar araştırılmaksızın ve tebliğ mazbatasında bu hususlara ilişkin herhangi bir ibareye yer verilmeksizin iade edilen evrakın aynı Kanun’un 21. maddesinin ikinci fıkrasına göre tebligata çıkarıldığı, dolayısıyla 21. maddenin birinci fıkrasında öngörülen usul işletilmeksizin 21. maddenin ikinci fıkrasına göre yapılan tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varıldığından, usulsüz tebligat tarihini izleyen günden itibaren otuz (30) gün içerisinde istinaf başvurusunda bulunmadığı gerekçesiyle “istinaf isteminin süre aşımı nedeniyle reddi” yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bu itibarla, istinaf isteminin süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin … İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. İstinaf isteminin yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Esas hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 16/03/2023 tarihinde, oybirliğiyle, kesin olarak karar verildi.